Şehit öğretmenden son öğüt; oku...

Şehit öğretmen Ali Karaoğlan da tepeden tırnağa bir öğretmendi. Kaleme aldığı hasret kokan son mektubunda da babasına bol bol kitap okumasını tavsiye etmişti...

İlk görev yeriydi Kars'ın Selim İlçesi Damlapınar köyü Ali öğretmenin. Heyecanlıydı bir o kadar da arzulu. Okul, eğitim ve öğrenciler çok kıymetliydi onun için. Genç yaşına rağmen okul müdürü yapmışlardı Ali öğretmeni. Hem idarecilik yapacak hem de hayatlarına dokunacaktı köy çocuklarının. Ama aileden uzak kalmak zor geliyordu elbet. Sık sık mektup yazıyordu babasına. Hasret kokan mektuplar yazarken de babasına "oku" önerisinde bulunuyordu. Çünkü Ali öğretmen için okumayan bir insanın bitkiten, taştan farkı yoktu...

ALİ KARAOĞLAN KİMDİR?

Ali Karaoğlan 21.10.1964 yılında Kütahya’nın Simav ilçesine bağlı Kalkan köyünde dünyaya geldi. Babası Mehmet, annesi Nazife’dir. Zeliha Karaoğlan ile evli olan şehidimizin Çiğdem adında bir kızı da vardır.

İlkokulu Kalkan Köyü'nde okuduktan sonra, eğitim hayatına Balıkesir’in Savaştepe ilçesinde devam etmiştir. Ortaokul ve lise eğitimini Savaştepe Öğretmen Lisesi'nde tamamlayan Ali Karaoğlan Çanakkale Eğitim Yüksek Okulu Sınıf Öğretmenliği bölümünden mezun olduktan sonra askerlik görevini yapmış ve öğretmenlik görevi için Kars’ın Selim ilçesi yukarı Damlapınar köyüne ilk okul öğretmeni olarak atanmıştır. Öğretmenlik görevini yaptığı sırada daha 26 yaşındayken 19.09.1990 tarihinde PKK'lı teröristlerin saldırısı sonucu şehit olmuştur.

(Şehidimiz Ali Karaoğlan’ın şehit olmadan 22 gün önce babasına yazdığı mektup)

“DEĞERLİ BABACIĞIM”

Mektuba başlarken, en derin sevgi ve saygılarımla selam eder, Yüce Mevlamdan sağlığın mutluluğunun daim olmasını niyaz ederim. Ben şimdilik iyiyim, hamdolsun sağlığım yerinde pek huzur bozucu bir şey de yok. Henüz yakacak almadım, sobamız da eskidi yenisi alınacak. Şimdilik mali sebeplerden dolayı bu işler duruyor. Lojmanın büyük odasını senin gelmen için hazırlıyorum, biraz masrafın oldu oraya.

Babacığım, burada tek başıma kendime bakamıyorum. Onun için çocukları gelmeleri için çağırdım. Her halde ayın 15’inde seni ziyaret edip söylemişlerdir. Bugün için Selim’e gelmeleri lazım Allah izin verirse, zaten mektubu karşılamaya giderken yazıyorum. Yazın da anam “ben yalnız da dururum” demişti.

Bende iyice sıkıldım burda, çağırdım gelsinler diye. Allah izin verirse 15 tatilinde geliriz. Gerçi biraz zor olur gelmemiz ama gelmeye çalışacağım.

Babacığım, bizim öğretmen kontenjanı 5 kişilik oldu. Bu sene derslere girmeyeceğim, yani müstakil müdür oldum. Ancak senede 20 günlük resmi iznim var o bakımdan zor olacak. Ara tatilde iznim falan olmayacak ama ben almaya çalışacağım. Gelmemiz bu bakımdan zor.

Sen hiçbir şeyi kafana takma, çünkü düşünsen ya da düşünmesen de eline bir şey gelmez. Her zaman, her şey Allah’ın taktir üzerine olur. Bu başımıza gelen de Allah’ın isteğiydi. Canını hiç sıkma sayılı gün

Gelir geçer inan ki şu an da benimde senden bir farkım yok. Evden başka bir yere adım attığım yok. Tek dostum televizyon, ona da baka baka usanıyor insan. Kendimi kitaplara veriyorum. Sen de vaktinin çoğunu kitaplara ayır. Okudukça kendini daha ileri düşünceli, daha sakin ve daha iyi hissedersin. Çünkü bilginin durağı yok, insan yeni şeyler öğrendikçe insandır yoksa bir bitkiden ya da bir taştan farkımız kalmaz.

Şimdilik hoşça kal sana ve arkadaşlarıma selam eder, ellerimizden hasretle öperim. Allah-ü Teâlâ yardımcınız olsun...

Oğlun Ali

Tuba Ergin

Tubaergin08@gmail.com