SON DAKİKA
Hava Durumu

BOŞLUĞA DÜŞMEK

Haber Giriş Tarihi: 25.04.2021 00:38
Haber Güncellenme Tarihi: 25.04.2021 00:38
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.haberindogrusu.com
BOŞLUĞA DÜŞMEK

  Derin bir asansör boşluğuna düşen insanı hayal ediniz! Tüyleriniz diken diken oldu değil mi? İnsan bu boşluğa niçin düşer?

  Bilgisizlikten, dikkatsizlikten, ışıksızlıktan, tedbirsizlikten düşebilir. Bazen yanlış yönlendirmeden, bazen de kasıtlı olarak onu arkadan itekleyen bir şahsın gaddarlığı sebebiyle düşebilir.

  İnsan boşluğu da böyle bir şeydir. Bilindiği gibi inançla, inançsızlık her zaman gündemde olmuştur. İmanla küfrün her asırda beraber olduğu gibi... İnsan, inanç boşluğuna nasıl düşer? Asansör boşluğuna düşen insanların düşüş sebeplerini tekrar hatırlayabilirsiniz.

  Cehalet ve bilgisizlik bu “düşüş” ün temel sebeplerindendir. Yolumuzu aydınlatan ışıklar yoksa ışık şahsiyetleri tanımıyorsak riskimiz artıyor demektir. Yanlış yönlendiren sapıklar, çağdaş “tâgut” lar bizi uçuruma sürükleyen kuvvetlerin başında sayılmalıdır. İnsanları, gençleri iman gibi güzellikler yerine küfür çukuruna itekleyen gaddarlara da “yuh olsun” demek gerekiyor.

  Bu “düşüş psikolojisi” ni Kur’an şu ifadelerle anlatıyor: 

  “… Allah’tan başkasına tanrılık yakıştıran kimse, gökten savrulup düşen kuşların didikleyip kapıştığı yahut rüzgârın uzak ıssız bir yere savurduğu kimseye benzer. İşte bu akılda tutulmalıdır. Allah tarafından konulan simgeleri, saygıyla gözeten kimse bilsin ki, bu simgeler gerçek anlamını inananların kalplerinde Allah’a karşı taşıdıkları sorumluluk bilincinde bulmaktadırlar.” (Hacc, 22/31–32)

  İman kelimesinin sözlük anlamında, güven içinde bulunmak, korkusuz olmak esprisi vardır. İmansızlık veya inanç boşluğu güvensizlik, endişe ve korku demektir. Dolayısıyla insanı bu çukura itenler, inançsızlığın propagandasını yapanlar, aslında bir “sıkıntı felsefesi” üretmektedirler. “Kültür ihtilali” adı altında toplumu bu girdaba sürükleyenler aynı bunalımı seslendirmişlerdir. Bu tarz düşünce insanı tabii ve fıtrî çizgisinden ayırmakta ve uzaklaştırmaktadır. Bu yobazlık insanı, dinden uzak tutmaktadır. Böylece insan dinden uzak düşmektedir. Dinden uzak kalmaktadır, bu endişe ile dinden uzak durmaktadır.

  Bu talihsiz yol, insanın iç âlemine giden yolu kapamakta, saman yoluna açılmak isteyen kanatlarını kırmaktan, dini tecrübenin doyumu olmayan ufuklarını karartmaktadır. Bu talihsiz yol, giderek insanı, insanlıktan koparmakta, şiddete, anarşiye prim vermekte, katliam ve anarşinin önünü açmakta, gayr-i insani faaliyetlere alkış tutar hale sürüklemektedir. Bu talihsiz yol dünyayı cehenneme çevirmekte, dengeleri altüst etmektedir.

  Çağımızda etkileşim ve iletişim araçlarının çoğalmasıyla bu menfi yönlendirme de hız kazanmıştır. Kâinatın en mükemmel varlığının bu durum ve dereceye düşmesi şüphesiz büyük bir ıstırap kaynağıdır.

  Tevhide ulaşmak yerine, inançsızlığın çukuruna yuvarlananlar, güneşi avuçlarında kaybederken iman ışığıyla tanışanlar bir damlada deryayı bulmuşlardır.

  En kuşkucu en haddini bilmez kuldum

  Ey mucize, sayende senin, kurtuldum

  Nur indiği gün çevreme, rahmet rahmet

  Ben, bir su kabarcığından bir göl buldum

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.