SON DAKİKA
Hava Durumu

İNANÇ ESASLARI

Haber Giriş Tarihi: 17.04.2021 00:25
Haber Güncellenme Tarihi: 17.04.2021 00:25
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.haberindogrusu.com
İNANÇ ESASLARI

Allah'a İman

İman esaslarının ilki Allah'a inanmaktır. Al­lah Teâlâ'ya inanmak için "Lailâhe illallah" demek yeterlidir. Bu cümle: "Allah'tan başka tapılacak ve kulluk edilecek tanrı yoktur. Ben, Peygamberimizin tarif ettiği şekilde ona iman ediyor, yüce huzurunda saygıyla eğiliyor, kulluğunu gönülden kabulleniyor ve ona tapıyorum" anlamına gelir. İslâm nazarında Al­lah'a imanın makbul ve muteber olması için bu inancın Allah Resulü'nün tarif ettiği biçim­de olması şart koşulduğundan Allah'a iman mutlaka Peygamber'e imanı da zaruri kılar. Onun için Allah'a inanan bir kimse eğer Hz. Muhammed'in (a.s.) Allah'ın resulü olduğuna inanmaz ve "Muhammedün resulullâh' demezse Müslüman sayılmaz.

Allah'ın Sıfatları

Kur'ân'ı Kerîm'de ve hadis-i şeriflerde ulu Allah'ın yüce vasıfları anlatılmıştır. İslâm âlimleri, yüzden fazla olan bu vasıflardan bazıları­nı diğerlerine indirgeyerek ve bağlayarak bun­ları on dört (14) olarak tesbit etmişlerdir. Bun­lardan ilk altısına Allah'ın "zatî sıfatları" ve­ya "selbî sıfatlar" diğer sekizine de Allah'ın "subûtî sıfatları" ismi verilir.

Selbî (olumsuz) sıfatlar: Vücut, kıdem, beka, yaratıklara ben­zememe, kendi kendine var olma ve vah­daniyet.

Subûtî (müsbet) sıfatlar: Hayat, ilim, irade, kudret, sem', basar, kelâm, tekvin.

Birinci kısım sıfatlar: "Allah vardır, yok de­ğildir", "ezelidir, sonradan olma değildir", "sonu yoktur", "yaratıklara benzemez", şek­linde olumsuz (selbî, menfî) cümlelerle ifade edildiğinden onlara selbî (olumsuz) sıfatlar is­mi verilmiştir. İkinci kısım sıfatlar: "Allah di­ridir", "âlimdir" gibi olumlu (müsbet) cümle­lerle ifade edildiklerinden onlara subûtî (olum­lu) sıfatlar denilmiştir.

Allah'ın Zatî Sıfatları

a)-Vücûd (varlık): İlâhî zâtın var ve mevcut olma sıfatıdır. Var olma Allah'ın zatının başta gelen vasfıdır. Allah'ın var olması zarurî, yok olması imkânsızdır. Sadece Allah'ın varlığı zaruri, ondan başka her şeyin varlığı mümkündür, olabilir de olmayabilir de... Bunun için Cenab-ı Hakk'a: "Vacibü'l-vücûd" (Varlığı za­rurî mevcud) denilmiştir.

  1. b) Kendi kendine var olma (kıyam binefsihi): Yüce Allah kendi kendine vardır, var ol­mak için başka bir şeye muhtaç değildir. Var­lığı kendisindendir, başka bir şeyden değildir. Her şey O’na muhtaç, O hiçbir şeye muhtaç de­ğildir. Buna samediyet ve kayyumiyet de denir.
  2. c) Kıdem (ezeliyet): Allah Teâlâ'nın varlığı­nın evveli ve başlangıcı yoktur. O, kadîm ve ezelî bir varlık olup sonradan var olmuş (hâdis) veya yaratılmış (mahluk) bir şey değildir.
  3. d) Beka (ebediyet): Allah Teâlâ'nın varlığı­nın sonu ve nihayeti yoktur. O bâkî ve ebedî bir varlık olup fânî değildir. Sadece o baki, on­dan başka her şey fâni ve geçicidir.
  4. e) Sonradan olan şeylere benzemez (mu­halefetin li'l-havâdis): Yüce Allah hiçbir bi­çimde ve hiçbir yönden sonradan olan şeyle­re ve yaratıklara benzemez. Onun benzeri ve eşi (misli ve nazîri) yoktur, yaratıklara benze­mekten münezzehtir.
  5. f) Vahdaniyet (birlik): Yüce Allah bir tektir, ikincisi ve şeriki (ortağı) yoktur, eşsizdir. Bu­na tevhid de denir.

İslâm’dan önce cahiliye Arapları Allah'ın bir olduğunu ve ondan başka yaratıcı bulunma­dığını biliyorlardı. Fakat "bizi Allah'a yaklaştı­rıyor, onun katında bize şefaatçi oluyor", gerekçesiyle putlara tapıyorlardı, İslâm işte bu­nu kaldırmış, Allah'tan başkasına tapmayı, kul­luk yapmayı; aracılar vasıtasıyla kendisinden yardım istemeyi, darda kalındığında ve sıkışık durumlarda kendisinden başkasına başvurul­ması ve diğer bir şeye sığınılmasını yasakla­mış, bunları bir Allah (Tevhid) inancına aykırı ve şirk olarak görmüş ve haram kılmıştır.

Bir Müslüman, doğrudan Allah'a tapar ve kulluk eder, araya aracı koymaz, Allah'tan is­tenmesi gereken yardımı herhangi bir vasıta­ya başvurmadan doğrudan doğruya ondan is­ter. Fatiha suresinde: "Ya Rab sadece sana ibadet eder ve sadece senden yardım iste­riz", denirken vahdaniyet inancı ifade edilmiş­tir. Bu yüzden türbelere kurban adamak, ya­tırlardan meded ummak ve onları Allah katın­da şefaatçi ve aracı kılmak caiz görülmemiş­tir. Kabirler sadece ibret almak ve orada ya­tan ölülere Fatiha okumak ve dua etmek maksadıyla ziyaret edilir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

------------------------------------

 

 

 

 

 

 

 

 

Haberin Doğrusu En Güncel Haber

 

Haberin Doğrusu, Bursa haber, Bursa son dakika, Doğru haber, Son dakika, Bursa iş dünyası, Bursaspor, Bursa hava durumu, Bursa nöbetçi eczaneler, Bursa ekonomi haberi, Bursa kapalıçarşı, Bursa trafik durumu

 

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.