KADİR GECESİ NEDEN GİZLİDİR?

Günler Allah’ın günleridir. Ve zaman Allah’ındır. Tövbe için, dua için ve insanın Rabbi ile gönül bağı kurması için şart kılınmış zamanlar yoktur. Kul ile Rabbi, yaratılmış ile yaratıcı arasındaki ilişkide asıl belirleyici olan samimiyettir; başka şey değil. Çünkü Allah şöyle buyurur: “Kullarım sana beni sorduklarında (bilsinler ki) ben muhakkak onlara yakınım; bana dua ettiğinde, dua edenin duasını kabul ederim; onlar da benim davetime koşsunlar, bana iman etsinler ki doğru yolun yolcusu olsunlar” (Bakara 186)

Öyleyse mübarek bir ay, kutsal bir gece, nurlanmış bir an yok mudur?

Kuşkusuz vardır. Ve bizim içinde bulunduğumuz Ramazan ayı, işte böyle bir zaman dilimini temsil etmektedir. Nasıl ki farz olan namazların belli vakitler arasında ifa edilmesi emredilmişse, zamanın bitimsiz akışında da bereketi daha çok, rahmeti daha bol olan vakitler vardır. Bunlar farz olan ibadetlerdir ve zamanları bizzat Allah tarafından emredilmiştir.

Bunun tersi de variddir: bayram günlerinde oruç tutmak ya da güneş doğarken namaz kılmak gibi, bazı zamanlarda ibadet etmek yasaktır. Bu da bizzat Rabbin emridir.

Zaman Allah’ındır ve insan zaman içinde doğar, büyür ve ölür. Zaman bizim biricik sermayemizdir ve biz, yaptığımız tercihlerle kendimizi belirleriz. İrademizin iyilik ya da kötülüğe yönelişi, yine bir zaman dilimi içinde gerçekleşir zira.

Kelime anlamı bakımında ‘yakıcı’ olarak çevirebileceğimiz ‘Ramazan’, kuşkusuz mübarek bir aydır. Çünkü Rab şöyle der: “O sayılı günler, insanlara hidayet ve hak ile batılı ayırt eden hükümlerin apaçık delilleri olarak Kur’ân’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Kim o aya erişirse oruç tutsun” (Bakara 185)

Ramazan, sayılı günlerden oluşan bir ay; yani yılın on ikide birine denk gelen zaman dilimi. Bu aya erişen müminler oruç tutmalıdırlar, neden? Çünkü Kur’ân bu ayda indirilmiştir. Vahyin başladığı günden itibaren, Allah’ın sözlerinin içinde indiği ay, artık mübarek bir aydır. Kur’ân’ı bir rehber görenler, bu ayda oruç tutarlar; çünkü oruç, nerdeyse tüm ömrümüzü ihtiyaçlarını karşılamak üzere harcadığımız bedeni bir parça kızağa çekmemiz demektir. Böylece ruhumuz, nispeten serbest kalır ve Rabbin sözlerini dinlemeye hazır hale gelir. Ruh, Kur’ân’a, Kur’ân’ın inmeye başladığı zaman diliminden daha iyi hangi vakitte kulak kabartır ki?

Peki, Kur’ân Ramazan’ın hangi gününde inmiştir yeryüzüne? “Biz, o Kur’ân’ı Kadir gecesinde indirdik. Ve sen biliyor musun nedir kadir gecesi? Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır; o gece melekler ve Cebrail, takdir edilmiş bütün işleri düzenlemek üzere Rablerinin izniyle inerler; kurtuluş ve esenlikle doludur o gece, tâ sabah ağarıncaya kadar”. (Kadir 1–5)

Allah’ın sözleri, Kadir gecesinin değerini bildiriyor; bu gecenin Ramazan ayında bulunduğunu beyan ediyor. Lakin otuz günün hangisi, belirtmiyor.

Kuşkusuz Allah’ın rahmet olarak yolladığı elçisi –ona selam olsun- bizi biraz daha aydınlatıyor: “Ey Cemaat! Bana Kadir gecesi bildirildi; size haber vermek için çıkmıştım, ancak davalı iki adam geldi, beraberlerinde Şeytan da vardı. Onu unuttum. Bu nedenle siz onu Ramazan’ın son on gününde arayın”.

Kadir gecesi, meleklerin yeryüzüne indiği vakit… Allah Resulü şöyle övüyor bu geceyi: “Onun içinde bin aydan daha hayırlı olan bir gece vardır. Kim onun hayrından mahrum olursa, bütün hayırlardan mahrumdur. Onun hayrından mahrum kalacak kişi, ancak saadetten payı olmayan kişidir”.

Bu gece niçin Ramazan ayı içinde gizlenmiştir? Neden Rabbimiz bize, merhametinin taştığı bu zaman dilimini bildirmemiştir?

Çünkü zaman Allah’ındır ve sen, ey insan! Zaman senin yegâne sermayendir. Kadir gecesi, son on günden birindedir ama unutma; senin ecelin belki bu gecedir! Zaman akıp gitmektedir ve sen en azından Kadir gecesini ihya etmek istiyorsan, en azından on geceyi ihya etmelisin.

-----------------------

Haberin Doğrusu En Güncel Haber

Haberin Doğrusu, Bursa haber, Bursa son dakika, Doğru haber, Son dakika, Bursa iş dünyası, Bursaspor, Bursa hava durumu, Bursa nöbetçi eczaneler, Bursa ekonomi haberi, Bursa kapalıçarşı, Bursa trafik durumu