SON DAKİKA
Hava Durumu

KADİR GECESİ’NİN SEHERİ

Haber Giriş Tarihi: 09.05.2021 00:28
Haber Güncellenme Tarihi: 09.05.2021 00:28
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.haberindogrusu.com
KADİR GECESİ’NİN SEHERİ

Seher, sihir ve sahur aynı kökten türeyen kelimelerdir. Buradan hareketle şu söylenebilir: Seher vaktinde bir sihir vardır, sahur vaktinde büyüleyici bir taraf vardır. Daha doğrusu gece esrarengiz bir zaman dilimidir.

  Dini coşku daha çok gecelerde yakalanır, kandiller gecelerle anılır. Gece kalkıp Allah’a ellerimizi ve gönüllerimizi açmak bunun için tavsiye edilir. Gecenin sessizliğinden, sukûnetinden istifade ederek ruhi-kalbi sermayelerimizi zenginleştirmek bunun için teşvik edilir.

  Geceye, aya, yıldızlara dikkatimizi çeken pek çok ayeti kerime vardır. Tabiat kitabını okuyabilmek ve onun ilhamını iç dünyamıza aktarabilmek için pek çok uyarı vardır.

  Allah Taala, Peygamber Efendimiz’in ruhi-deruni hayatından bir kesiti ihtiva eden Müzzemmil Suresi’nin ilk ayetlerinde şöyle buyuruyor:

  “Ey örtülere bürünen peygamber, gece biraz ilerleyince namaz içim kalk. Gece yarısı biraz önce ya da sonra kalk ve ağır ağır, duyarak Kur’an oku. Biz sana sorumluluğu ağır bir mesaj tevdi edeceğiz ve gerçek şu ki vakti zihin daha zinde ve güçlü olur. Okuma daha da berraklaşır. Hâlbuki gündüzleri seni meşgul edecek yığınla iş var. Rabbinin adını an ve bütün varlığınla kendini ona ada.” Aynı surenin son ayeti ise şöyle başlamaktadır: “Ey Peygamber, Rabbin senin ve seninle birlikte olanların gecenin üçte ikisini yahut yarısını yahut üçte birini namaz için uyanık geçirdiğini bilir…” Şüphesiz gecelerin en muhteşemi, Kadir Gecesi’dir. Kandillerin en nurlu olanı Kadir kandilidir. Çünkü insanı ve kâinatı aydınlatmak için gelen Kur’an-ı Kerim o gün dünyamızla tanıştı. İnsanoğluna doğruyu ve güzeli göstermek için nazil olan ilahi kitap son Peygamberle o gece buluştu. Kur’an bir nurdu, Hz. Peygamber parıldayan bir ışıktı. İşte Kadir Gecesi bu iki kandili bir araya getirdiği için “nurun alâ nur” oldu. Nur üstüne nur oldu.

  Sevenlerin sevgisiyle bu gecenin karanlığı nura dönüşmekte, âşık ve maşuk aynı duyguları paylaşmaktadır. Leyla Mecnun kıssası yeni bir boyut kazanmaktadır. Leyla kelimesinin de gece anlamında olan “leyl” kelimesinden türemesi boşuna olmamaktadır. Bu mukaddes zaman diliminin aydınlığından istifade edebilmek için her şeyden önce uyanık olmak gerekir. Gönlümüzü bu geceye açmak gerekir, onu kucaklamaya hazır olmak gerekir.

  Kadir Gecesi’nin bereketini hissedebilmek için bu gece nazil olan Hazreti Kur’an-ın rehberliğine başvurmak gerekir. Onun üzerinde düşünmek gerekir. Anlamı üzerinde yoğunlaşmak gerekir. Onun nuru ile gecenin nurunu birleştirmek gerekir. Onun ışığı ile mahyaların ışığını bütünleştirmek gerekir. Gönüllerimizi bu ışık cümbüşünü aksettirebilecek bir saflığa kavuşturmak gerekir. İçimizi, kin, kibir gibi karanlıklardan temizlememiz gerekir. Sevgi ve mahabbete yer vermemiz gerekir. Aksi halde bu ışıklı mevsimler gelir geçer, hiç haberimiz olmaz. Bu nur mevsimleri başlar biter ruhumuz duymaz.

  Kur’an-ı Kerim bu gece indi. Bizi aydınlattı. Bu gece melekler de bizimle beraber. Bu gece meleklerle birlikte olacağız, onlarla beraber yaşayacağız. Şimdi Kadir Sure’sini tekrar bu şuur ile okuyabiliriz: “Biz bu ilâhi kelamı Kadir Gecesi’nde indirdik. Bilir misin nedir Kadir Gecesi. Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. O gece melekler Rablerinin izniyle ilâhi bir esin taşıyarak bölük bölük inerler. İnsanı her türlü kötülükten emin kılar bu gece. Ta şafak vaktine kadar…”

  İçinde yaşadığımız kutsal zamanların değerini bilebiliyor muyuz, aziz dostlar!

  Büyüklerimiz zamanın ve insanın kadru kıymetini bilmenin formülünü asırlar öncesinden bize bildirmişlerdi: “Her geceyi Kadir her geleni Hızır bil.” 

 

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.