SON DAKİKA
Hava Durumu

KUR&#39ÂN-I KERÎM

Haber Giriş Tarihi: 27.04.2021 00:53
Haber Güncellenme Tarihi: 27.04.2021 00:53
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.haberindogrusu.com
 KUR&#39ÂN-I KERÎM

Kur'ân-ı Kerîm bozulmadan ve herhangi bir değişikliğe uğramadan zamanımıza kadar ge­lebilmiş olan biricik semavî kitaptır. Şöyle ta­rif edilir: Yüce Allah tarafından vahiy yoluyla Peygamberimize indirilen, bize kadar tevatür­le gelen, üslûbu yönünden mucize olan, okun­ması ve dinlenmesi ibadet kabul edilen ilâhî bir kitaptır.

Kur'ân Allah kelâmıdır, asla peygamber sö­zü değildir. Hz. Peygamber Allah'ın sözü olan Kur'ân’ı sadece insanlara iletmiş ve duyur­muştur, onda herhangi bir değişiklik yapma­mıştır.

Kur'ân Hz. Peygamber'den bize kadar teva­türle gelmiştir. Yani Kur'ân’ın Hz. Peygamber1 in öğrettiği şekilde günümüze kadar geldiği hu­susunda hiç şek ve şüphe yoktur. Müslim, gayrimüslim herkes ve hepsi bunun böyle ol­duğunu kabul etmektedir. Kur'ân'ın sonradan değiştirildiğini veya bozulduğunu veyahut ila­veler ve çıkarmalar yapıldığını hiç kimse iddia etmemiştir, işte bu durum, gerek dinler, gerek ilâhî kitaplar içinde sadece Kur'ân'a mah­sustur.

Koyduğu hükümlere ve kurallara göre ha­reket etmek için Kur'ân-ı anlayarak ve mânâ­sını kavrayarak okumak esas olmakla beraber onu anlamadan ama inanarak ve sevap uma­rak okumak ve dinlemek de ibadettir. Kur'ândan başka hiçbir kelâmın ve metnin, hattâ, Kur'ân tercümelerinin ve hadislerin sırf okun­maları ibadet değildir. Sadece Kur'ân'ın Arap­ça orijinal metninin okunması (tilâvet, kıraat) ve dinlenmesi sevap ve ibadettir.

Anlamını bilmese bile her Müslüman'ın namaz kılmaya yetecek kadar Kur'ân-ı ezber bil­mesi farzdır. Kur'ân okumak namazın şartlarındandır.

Kur'ân-ı Kerîm'in ifadesi ve üslubu olağa­nüstü bir güzellikte ve mükemmelliktedir. Bu­nun için Kur'ân hem anlam hem anlatım yö­nünden bir mucizedir. Allah Resulü'nün hâlâ yaşayan ve kıyamete kadar da yaşayacak olan canlı mucizesi Kur'ân'dır. Kur'an XIV asırdır bütün insanlara: "Eğer bu sözlerin Allah'a ait olmadığını iddia ediyorsanız, siz de onun bir mislini, hatta kısa bir suresinin benze­rini getirin" diye meydan okuduğu halde kim­se onun bir benzerini ortaya koyamamıştır. Bu yolda harcanan çabalar ve teşebbüsler hiçbir sonuç vermemiş, Kur'ân'a nazire yazma faa­liyetleri hep hüsranla neticelenmiştir. Yapılan denemeler gülünç olmanın ötesinde bir değer ifade etmemiştir, insanlar onunki gibi bir üs­lûp ortaya koymaktan âciz kaldıklarından Kur­an eşsiz bir mucizedir.

Kur'ân sadece ifadesi ve üslubu yönünden değil, ihtiva ettiği hükümler, kurallar, bilgiler, anlamlar ve verdiği haberler yönünden de bir mucizedir. Kur'ân'ın koyduğu kurallar ve ge­tirdiği hükümler ihtiyaçlara uygun olup makul ve mantıkîdir. Verdiği haberler ise isabetli ve doğrudur. İlmî gelişmeler, yeni keşifler ve icatlar hep Kur'ân’ı teyid ve tasdik etmiş, onu hiç yalanlamamıştır.

Kur'ân M.S. 610'da Hz. Peygamber 40 ya­şında iken Mekke'deki Hira Dağı'nda Allah katından ve semadan inmeye başlamış, bu iniş (nüzul), 23 sene sürmüş, Hz. Peygamber'in M.S. 632'de Medine'de vefat etmesinden bir hafta öncesine kadar devam etmiştir. Bu müd­det içinde tedricî bir biçimde ve sindirile sindirile bütün ilâhî hükümler fertlere ve topluma hâkim kılınmıştır. Mekke'de önce itikad, iman, ibadet ve ahlâkla ilgili hükümler inmiş, daha sonra Medine'de toplumun ihtiyaç duyduğu idare, siyaset, hukuk ve iktisatla ilgili hüküm­ler uygulamaya konulmuştu.

Kur'ân 23 senede bölüm bölüm nazil olmuş, inen âyet ve sureler bir taraftan ezberlenmiş, diğer taraftan deri ve tahta gibi o zaman kul­lanılan yazı malzemesine yazılmış, Hz. Ebû Bekir devrinde bu malzeme bir tertip dahilinde toplanıp bir araya getirilmiş,' daha sonra Hz. Osman döneminde Mushafın nüshaları çoğaltılarak büyük merkezlere gönderilmiştir. Bu nüshalardan biri Kûfe'ye, biri Basra'ya, bi­ri Şam'a, biri Mekke'ye, biri Yemen'e, biri Bah­reyn'e, gönderilmişti. Biri de Medine'de ala-kondu ve buna "İmam" dendi.

 

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.