SON DAKİKA
Hava Durumu

PEYGABERLERE İMAN

Haber Giriş Tarihi: 29.04.2021 00:43
Haber Güncellenme Tarihi: 29.04.2021 00:43
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.haberindogrusu.com
PEYGABERLERE İMAN

1-Peygamberlik ve Peygamberler

 

Vahiy yoluyla Allah katından aldıkları bil­gileri ve hükümleri insanlara tebliğ etmek için seçilen ve görevlendirilen yüksek şahsiyetle­re "Peygamber" denir. Peygamber haberci ve elçi demektir. "Resul" ve "Nebi" de aynı mâ­nâya gelir. Peygamberlik görevine ve işine ise "nübüvvet", "risalet" ve "sefaret" denir.

İlk peygamber insanların babası ve ilk in­san olan Hz. Âdem'dir. Hak Teâlâ Hz. Âdem’i yarattığı zaman yeryüzünde nasıl hareket ede­ceğini ona ve çocuklarına öğretmek için ken­disine vahy etmiş ve bu yolla ihtiyaç duyduğu bilgileri vermişti. Fakat Allah'ın Hz. Âdem'e vahiy yoluyla verdiği bilgiler zamanla unutul­muş, yapılan eklemeler ve çıkarmalarla bozul­muştur. Bu yüzden doğru yolu kaybedip ne ya­pacağını ve nasıl hareket edeceğini bilmez bir halde ve şaşkın vaziyette kalan insanlara tek­rar peygamberler göndermek, eski ilâhî ger­çekleri doğru bir şekilde yeniden bildirmek, ye­ni ihtiyaçların gerekli kıldığı yeni hükümleri ek­lemek ve gereken değişiklikleri yapmak lazım gelmiştir. Sonra gelen peygamberler daima öncekileri teyid ve tasdik ederler. Onları ta­mamlar ve devam ettirirler.

Vahye dayanarak insanları hak yola davet eden peygamberler onları küfürden, inkarcı­lıktan, sapıklıktan ve vahşetten kurtarmışlar­dır. Onun için peygamberler insanların ve be­şeriyetin gerçek mürşitleri ve rehberleridir. Toplumlara yol gösteren hakiki kurtarıcılardır. Fert ve cemiyetler dünyada mutluluğu ve hu­zuru onlar sayesinde bulmuşlardır. Ahiret sa­adetini de yine onlar vasıtasıyla elde edecek­lerdir.

Peygamberin, dine davet etmek ve hak yo­lu göstermek üzere gönderilmiş olduğu kavim ve toplum o peygamberin ümmetidir. Bu pey­gamberin davetini kabul edenlere "icabet ümmeti" (davete evet diyen ümmet), kabul et­meyenlere: "Davet ümmeti" (Hakka çağrılan ümmet) denir.

Hâtemü'l-enbiya, yani son peygamber bizim Peygamberimiz Muhammed Mustafa (a.s.)'dır. Nisan 571'de Mekke'de doğmuş, Mayıs 632'de 63 yaşında iken Medine'de âhirete göçmüş ve Mevlâsı'na kavuşmuştur. Kureyş kabilesinin Hâşim oğulları boyun­dan olup babasının adı Abdullah, dedesinin-ki Abdülmuttalib'dir. Annesinin ismi "Âmine hatundur. 610'da 40 yaşında iken peygamber olmuş, bu görevine ölümüne kadar 23 sene devam etmiştir.

O vefat edince sırayla Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali (r.a.) onun yerine geçmişler, onun halifesi ve naibi olarak İslâm toplumu­nu sevk ve idare etmişlerdir. Bu dört zata "Râ-şid Halifeler", "Adil Nâibler" adı verilir. Hi­lafetleri otuz yıl sürmüş, sonra hilafet mülke dönüşmüştür.

 

2- Peygamberlerin sayısı

 

Kur'ân'da isimleri geçen 25 zatın peygam­ber oldukları kesin, üçününki ihtilaflıdır. An­cak bizzat Kur'an: "Biz bazı peygamberler­den bahsettik, diğer bazılarından bahsetmedik" (bk: Gâfir, 40/78) dediğine gö­re isimleri Kur'ân'da geçmeyen daha başka peygamberler de vardır. Fakat bunların isim­leri, nerede, ne zaman ve hangi kavimlere gön­derildikleri hakkında kesin bir bilgi yoktur. 120.000 ve 224.000 peygamber gönderildiğin­den bahsedilir. Ancak bu sayı kesin değildir.

Onun için en iyisi: "İlk peygamber Hz. Âdem ile son Peygamber Hz. Muhammed arasın­da ne kadar peygamber gelmiş ve geçmiş­se hepsine iman ettim" demektir.

Kur'ân'da isimleri geçen peygamberler: "Âdem, İdris, Nuh, Hud, Salih, Lut, İbra­him, İsmail, İshak, Yakub, Yusuf, Şuayb, Musa, Harun, Davud, Süleyman, Eyyub, Zülkifl, Yunus, İlyas, Elyesa, Zekeriya, Yah­ya, İsa, Muhammed (a.s.)

Kur'ân'da isimleri geçtiği halde nebi mi veli mi oldukları ihtilaflı olanlar: Üzeyr, Lokman, Zülkarneyn.

Peygamberlerin peygamber olmaları bakı­mından aralarında fark yoktur, hepsine aynı şekilde inanmak ve hürmet etmek farzdır. Fa­kat bunlardan bazısı diğer bazılarından üstün­dür. Peygamberlerin en faziletlisi ve en üstü­nü bizim peygamberimizdir. O Allah'ın sevgi­lisi (Nabibullah) olup kendisine "makam-ı mahmud" ve "şefaat-ı uzma" verilmiştir. O, diğer peygamberlerden farklı fazilet ve mezi­yetlere sahiptir.

Hz. Peygamber'in ümmeti içinde Sahabenin, yani onu sağ iken Mü'min olarak gören ve imanlarını ölene kadar muhafaza edenle­rin ayrı ve üstün bir yeri vardır. Sahabe içinde İslâm'a ilk önce girenler (sâbikûn İle'l-İslâm), Bedir savaşına iştirak edenler, Şeceretü'l-rıdvan'da biat verenler, sağ iken cennetlikle müjdelenenler (aşere-i mübeşşere: Ebu Be­kir, Ömer, Osman, Ali, Zübeyr, Talha, Sa'd b.Ebi Vakkas, Ebi Ubeyde, Abdurrahman b. Af, Said b.Zeyd) ve ilk dört halife ayrı ve özel bir yer tutarlar. Sahabe, İslâm'ın doğuşuna şa­hit olmuş, yayılış ve kuruluşunda görev almış faziletli ve bahtiyar kimselerdir. Fakat günah­sız ve masum değillerdir. Bununla beraber hasbel beşer işledikleri günahları ve hataları bahis konusu edip aleyhlerinde bulunmak caiz değildir. Kendilerine hürmet etmek bütün Müs­lümanların görevidir. Sahabenin hayat ve fa­aliyetlerinin araştırılması, incelenmesi, değer­lendirilmesi ve tahlil edilmesi caiz ama şahsi­yetlerinin kötülenmesi ve suçlanmaları caiz değildir.

 

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.