Numan Öksüz’ü tanıyalım!
Şehidimizin babası Halil bey annesi de Bedriye hanımdır. İlkokul, ortaokul ve liseyi Kahramanmaraş’ta okumuştur.
Numan Öksüz, 1 Eylül 2011 yılında, Uzman Jandarma Okulunu başarı ile tamamladı. Öksüz, ilk görev yeri olarak Balıkesir İl Jandarma Komutanlığına atandı. Görev süresinin bitimine müteakip, 2015 yılında Mardin İl Jandarma Komutanlığına tayin edildi.
4 Mayıs 2016 tarihinde saat 00.50 sıralarında BTÖ mensuplarının Üç Yol Jandarma Komutanlığına bomba yüklü araçla yaptığı saldırıda şehit oldu. Patlamada eşi Tuğba hanım da ağır yaralandı.
Şehit Numan Öksüz’ün kardeşi ile yaptığımız röportajla şimdi şehidimizi yakından tanıyalım..
Bize Numan Öksüzden biraz bahseder misiniz?
Benim abim, anlatılmaz yaşanacak bir insandı. Kimseyi kırmaz, kimseyi üzmezdi ve evine sadık bir insandı. En çok kız çocuklarını severdi, bir kız çocuğum olsa adını Eylül koysam ne güzel olurdu derdi hep. İşine sadık bir adamdı, görevini çok seviyordu. “Ben şehit olursam üzülmeyin sakın, benimle gurur duyun. Eğer çocuğum olursa asla benim yokluğumu göstermeyin” derdi. Ve bana bir gün yalnızken, “Ben şehit olursam ailem sana emanet” dedi.
Şehidimizin en büyük hayali neydi, şehit olmasaydı ne yapmak isterdi?
Kimsesiz çocuklara yardım etmekti en büyük hayali çünkü çocukları çok seviyordu.
Vasiyeti var mıydı?
Vasiyet etmedi. Sadece, ben görevime geçince kimsesiz çocuklara yardım etmek istiyorum demişti.
Şehit haberini ilk kim aldı bize o günü anlatabilir misiniz?
Ben, o gün abimle 2 saat konuştum. O gün kandil günüydü, Miraç. O gün içimde bir sıkıntı vardı. “Abi senin orada bir sıkıntı var mı?” derdim, “Yok, gülüm, ben çok iyiyim” diye yanıt verirdi hep. O gün; gece, annem, babam ve kız kardeşim vardı evde, onlar almıştı haberi, ben yoktum. Zaten olay saat 1’de yaşanmış, herkesin haberi varmış, bir tek bizim haberimiz yokmuş. Kız kardeşim aradı sabah 6 da beni, “abim yaralanmış” diye. Ben de “dün gece konuştum, ne yaralanması” dedim. Abimi hemen aradım, çaldı, baya çaldı ama açmadı ve ben tekrar aradım sonra kapandı zaten. Anneme hemen demişler, babamla kız kardeşim de haberleri açıp oradan görmüşler, “bir yaralı bir şehit” haberi geçmiş alt yazıda. Sonra anneme demişler, annem orda baygınlık geçirmiş. Zaten bana da yaralı demişlerdi, şehit dememişlerdi zaten.
Şehidimizin eşi Tuğba Hanım, patlamadan sonraki süreci nasıl atlattı?
Yaa, o gün abim hiç konuşmamış, böyle durgun bir hali vardı demiş eşi. “Aşkım niye konuşmuyorsun, durgunsun?” demiş, abim de yok bir şey diye cevaplamış, “makarnayla cacık yapar mısın?” diye sormuş. Yengem “Tabi ki yaparım, dur önce evi süpüreyim” deyince, “sen yorulma ben yaparım” demiş abim ve evi temizlemiş, zaten 6 aylık hamileydi yengem. Abim kahveyi çok severdi, “bana kahve yapar mısın? Demiş. Eşi de “tabi ki yaparım” demiş. Daha sonra yatmışlar. O gün, gece uyumadan eşinin karnını sevmiş, “kızım” diye. “Bana bir şey olursa kendini ve bebeğimizi koru” demiş ve eşi de “benim çok uykum var” deyip uyumuş. Sonra, gece anlık olarak uyanmış ve abimin çelik yeleğini giydiğini görmüş, başka bir şey hatırlamıyormuş.
Meslekteki görevi neydi ve kaç yıl göreve devam etti?
Abim kimlik kontrolü yapar, kazalara giderdi. 2013’te 3 yıl Balıkesir’de, 2015 Ağustos’ta da Mardin Derik Üçyol Karakolunda görev yaptı.
Kızı Eylül babasının izinden gitmek istiyor mu ya da gitmek istese ailesi olarak ne düşünürsünüz?
Tabi ki istiyor ama abim “kızım büyürse doktor olsun” demişti. Eşi ise “kendisi ne isterse öyle olsun” diyor.
Son olarak eklemek istediğiniz başka bir şey var mı?
Ben abimle gurur duyuyorum. Ben sağ olduğum sürece, abimin adını her daim yaşatacağım.
Kaynak: Tuba Ergin
tubaergin08@gmail.com
Yorumlar