Çağımızın Endişe Verici ve Ürkütücü Gelişmelerinden Biri: Saygısız Bir Neslin Yetişmesi
Çağımızın en endişe verici ve ürkütücü gelişmelerinden biri, saygısız bir neslin yetişmesidir. Yarının toplumunu oluşturacak gençlerimiz arasında, büyüklerine karşı alabildiğine saygısızlığın yayıldığını endişeyle izliyoruz. Öğüt dinlemeyen, büyüklerini dikkate bile almayan, tecrübelerinden faydalanmak yerine onlara kafa tutan, aşağılayıcı bir tutum içine giren gençlerin sayısı ne yazık ki artıyor. Bu talihsiz neslin yetişmesi, toplumun geleceği adına ürkütücüdür.
Okullarda, yollarda, parklarda gürültülü ve patavatsız bir şekilde kavga edercesine birbirleriyle konuşup bağrışan, konuşmaları arasında küfürleşme sözleri de duyulan gençlere eminim sizler de rastlamışsınızdır. Öğüt veren büyüklerini alaya alan, uyaranlara karşı dikleşen, hakaret eden, hatta saldırganlaşan bir gençlikle karşı karşıya bulunuyoruz.
Elbette ki bu durumda olmayan, ibadetine bağlı, saygılı gençlerimiz de vardır; onları tenzih ederiz. Kültürümüzde, velev ki tokat atsa bile yaşlı bir adama el kaldırılmaz, saygısızlık yapılmaz. Bu edep ailede kazandırılır. Bu nedenle, gençlerin saygısız yetişmesi ailenin suçudur. Saygısız gençlerin artması, sorumsuz ailelerin arttığını gösterir. Unutulmamalıdır ki, bir yaşlıya saygısızlık yapan şahıs, babasına ve annesine de saygı göstermeyecektir.
Toplumumuzda özellikle gençler arasında göze çarpan saygısız tutum, sadece gençlerle sınırlı değildir ve kısa bir süre içinde ortaya çıkmamıştır. Aksine, uzun bir sürece yayılan olumsuzlukların ürünü olarak bugün görünmeye başlamış ve neredeyse tüm toplumu kaplamış durumdadır. Cehaletin etkisiyle dine karşı lakaytlığın ve ihmal edilen sorumlulukların artması, toplumu İslam medeniyetinden uzaklaştırmış ve Avrupa medeniyetinin kucağına itmiştir.
Bazılarının zannettiği gibi, kaybedilen ya da değiştirilen ahlaki değerlerin; bugün yakındığımız tutum ve davranışların yegâne müsebbibi teknolojik gelişmeler değildir. Elbette internetin, sosyal medyanın yaygınlaşması, akıllı telefonların çocukların bile eline düşmesi bu konuda masum olmamakla beraber, tek sebep de bu değildir. Avrupa kültüründe ise sevgi de, saygı da, yardım da çıkar ölçüsündedir. Çıkarsız saygının yerini “çıkar varsa saygı” olgusu almıştır. Bu nedenle, babasına saygı göstermeyenler müşterisine saygı gösteriyor. Oysa çıkara dayalı değerler sahtedir, sihirdir, batıldır.
Toplumun genelinde yaşlılara karşı duyarsızlık görüyoruz. Açıkça söylemese de, evladın babasından kaçtığı, işlerine karışmak istemeyen bir tavır içine girdikleri gözden kaçmamaktadır. Yaşlılara karşı duyarsız kalındığı, hayattan dışlandığı bir ortamda ya da saygıda kusur edildiği bir evde yetişen çocuklar, elbette ileriki yaşlarında büyüklerine karşı saygısız olacaklardır.
Demem o ki, ileriye dönük hiçbir amacı olmayan, sadece kendini düşünen egoist gençler yetiştiriyoruz.
Kalın sağlıcakla.
Yorumlar