Arama Haber Code Logo Arama

HABERLER

Ben Gidiyorum Anne

Şehit olduğu saatte annesinin rüyasına gelmişti Emre, “ ben gidiyorum bir daha gelmeyeceğim” diyerek, şehit haberini vermişti annesine...

Giriş: 2023-03-24 09:27:00
Paylaş
Ben Gidiyorum Anne

ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ EMRE CEYLAN KİMDİR?

Emre Ceylan 17.03.1993 yılında Kırıkkale’nin Kösedurak Köyünde doğdu. Bir abisi olan şehidimizin babasının adı Nüsret, annesinin adı Zarife’dir. 

Emre Ceylan, ilk ve orta öğrenimini Balışeyh Kulaksız Kasabası, Kulaksız İlk ve Orta öğretim okulunda okudu. 2018 yılında Uzman Erbaşlık sınavına girerek kazandı. 30.08.2021 yılında kız arkadaşı Edanur ile nişanlandı. 

EMRE CEYLAN NASIL ŞEHİT OLDU?

Emre, Bahar Kalkanı operasyonda, Suriye İdlib’te Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde, yol emniyet görevi sırasında kayalıklardan kayarak düşmesi sonucu ağır yaralanmıştı daha sonra götürüldüğü hastanede şehit oldu. 15 gündür uykusuzlarmış son 12 gün de hava yağmurluymuş o yüzden ayağı kayıyormuş zaten. 

ŞEHİT OLURUM ŞANIMLA, ŞEREFİMLE

Kardeşim çok iyi biriydi. Ne bileyim, bu dünyada hiç kendisi için uğraşmadı, varsa yoksa ailesi için çaba gösterirdi. Çok çalışırdı. Askerliğini İzmir Adnan Menderes havalimanında yapmıştı, askerlikten sonra Azerbaycan’a çalışmaya gitti sonra Kırıkkale’de bir toptancı da çalıştı sürekli ailesi için. Emre şehit olmadan 29 gün önce izindeydi, annemle birlikte bir şehit evinin önünden geçmişlerdi Emre de “bir gün bu bayraklar bizim kapının önüne de takılacak” demişti. Zaten 30. Gün şehit oldu. Emre uzmanlığa girdiğinde annem girmemesini istemişti Emre de “anne burada da ölüm yok mu işteyken kafama bir şey çarpsa yada işe giderken bir yerime bir şey olsa ben ölürüm yada sakat kalırım, ama uzmanlığa girersem orada şehit olurum şanımla, şerefimle ahirette hesap veririm” demişti. Emre çok temiz kalpli bir çocuktu o benim kardeşimdi ama hep o bana abilik yapardı.

EN BÜYÜK ARZUM ŞEHİT OLMAK

Ailecek son gece psikolojik bir bunalıma vardı bizde, ben Emre’nin şehit olduğu saatlerde Emre’yi rüyamda gördüm. 7-8 metre ilerdeydi “Emre” diye seslendim Emre arkasına dönüp bakmıyordu bende o sırada uyandım. Annem ise yine aynı saatlerde Emre’yi rüyasında görmüş Emre ona sesleniyormuş “anne ben gidiyorum bir daha gelmeyeceğim” diyerek. Ben sabahına annemlere geldim. Annem dedi ki “bugün rüyamda Emre’yi gördüm karma karışık Emre’de aramadı” dedi. kapı çaldı bir tane adam “kim oturuyor” dedi burada bende Nüsret Ceylanın evi dedim. “Ha tamam adres teyit ediyoruz yanlış herhalde” dedi çekti gitti daha sonra annemle kahvaltıya oturduk ben balkondan baktım adamlar halen sivil araçla bekliyorlardı Aşağı indim “abi ne işiniz var burada” dedim “yok bişey kardeş sen işine bak” dediler geri çıktım eve çayı içecekken o sırada ambulans askeri araçlar geliyordu annem “Emrem  Emrem” diye ayağa kalktı. Kardeşimin yüzü o kadar güzeldi ki kayalıklardan düştü ama yüzünde bir tane bile çizik  yoktu. Düştüğünde Sağlıkçı astsubay yanına inmiş Emre düştüğü anda şehit olmuş zaten ama yüzünde bir gülümseme vardı diye anlattı. Arkadaşının bir tanesine de “en büyük arzum şehit olmak” demiş. 

ASKERLİKTE Kİ GÖREVİ NEYDİ?

Suriye’de komutanın habercisiydi Emre. Ama askerlik ile ilgili hiç bir şey anlatmazdı ne er olduğu zaman ne de uzmanlığına. Üç yıl görev yaptı Suriye’de sadece bir kez görüntülü annemle konuşmuştu annem de “kaldığın yer burası mı Emre” diyince , bizler üzülmeyelim diye bir daha görüntülü aramıştı. Nişanlısına da şehit olmadan bir gün önce de “15 gündür 1 saatlik uyku uyuyoruz o bir saatlik uykuda da karışık rüyalar görüyorum sanki rüyamda boğuluyorum” diye söylemiş. Şehit düşmeden 1 saat önce de Neşet Ertaş’ın Ahirim Sensin türküsünü dinlemiş.

O MEZAR YERİ BENİM!

Vasiyeti yoktu. Sadece şehit olmadan 40 gün öncede amcamın mezarı yapılmıştı Emre’de işçilerin başında durdu iş bittikten sonra babamın yanına gidip “orda bir mezar yeri var” diyor. babamda “oğlum ben hastayım zaten ölürsem beni oraya gömün” diyor Emre’de “yok orası benim yerim” diyor babama. 

BİR ANINIZI ANLATIR MISINIZ?

Bizim fazla bir hayatımız olmadı. Daha önce köydeydik küçükbaş hayvancılıkla uğraşırdık. Emre hep fedakar bir çocuktu, köyde bile her işe Emre koşardı. 2014 yılında Kırıkkale’ye geldik burada da çalışmakla geçti Emre’nin. Hiç bir zaman annemi, babamı yada beni kırmadı. Evde ufacık bir tartışma olsun Emre üç gün ne yemek yerdi ne de konuşurdu.

BELKİ ŞEHİT OLURUM 

Bana 2019 yılında söylemişti o zaman açığa alındı mahkemeye verilmişti. Avukat aradı olumlu konuşmuştu Birliği Kayseri de oradan da Suriye ye götürülüyor Emre de bana “Suriye de şehit olurum belki sana iş hakkı olur tazminatla altına bir araba çek ye iç gez diye söyledi” ben Emre’ye hep “baba” diye hitap ederdim “baba nasıl konuşuyorsun sen” dedim o da “olsun oğlum dediğimi yap” dedi Emre’nin ta o zaman içine doğmuştu şehit olacağı.

BEN ÖLMEDİM GÖREVDEYİM

Sanki Emre hala gelecek gibi, ama yok. Ev var ama içinde yaşama sevinci yok, nasıl desem kardeşim hemen hemen her gün rüyama giriyor Gördüğüm rüyaların hepsi de hemen hemen aynı hep kalabalık bir yerdeyiz Emre ile yanımızda da birileri oluyor Emre şöyle diyor bana “ben ölmedim görevdeyim” diye sesleniyor.

Yorumlar

HABERLER

Zihin detoksu yapılmayan çocuklarda dikkat dağınıklığı ve hiperaktivite artıyor

Giriş: 19.06.2025 10:16:28 | Güncelleme:
Paylaş
Zihin detoksu yapılmayan çocuklarda dikkat dağınıklığı ve hiperaktivite artıyor
Yaz tatili boyunca teknolojik aletlere maruz kalan çocuklarda dijital bağımlılık riski yükseliyor. Zihin detoksu yapılmayan çocuklarda ise dikkat dağınıklığı ve hiperaktivite bozukluğu görülme oranı artıyor.
Yaklaşan yaz tatiliyle birlikte çocukların dijital ekranlara, tablet, telefon ve televizyon gibi teknolojik cihazlara maruz kalma süresi de yükseliyor. Uzmanlar, bu dönemde dijital bağımlılık riskine dikkat çekerken, zihin detoksunun çocukların beyin sağlığı açısından önemine vurgu yapıyor. Medicana Sivas Hastanesi’nde görev yapan Uzman Psikolog Duhan Töre Yolalan, yaz aylarında çocukların ekranla geçirdiği sürenin ciddi sonuçlara yol açtığını söyledi. Yolalan, "Zihin detoksu yapılmayan çocuklarda dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu ve ilerleyen süreçte öğrenme problemleri gelişebiliyor" dedi.

"Yaş gruplarına göre maruz kalma süresi değişiyor"
Dijital ortama maruz kalma süresinin yaş grubuna göre düzenlenmesi gerektiğini söyleyen Yolalan, "Bireylerin dijital ortamlarda, sosyal medya ve internet üzerinde fazla zaman geçirmesiyle birlikte dijital bağımlılık süreci başlıyor. Öğrenciler dijital platformlarda, dijital teknolojik ürünlerle beraber sürekli vakit geçirme eğiliminde oldukları için dikkat-konsantrasyon gibi fiziksel ve zihinsel problemlerle karşılaşmaktadırlar. Zihin detoksu burada devreye giriyor. Dijital detoks ise tablet, televizyon, telefon, internet ortamı gibi süreçlerden çocuğu uzak tutmamız için bazı sistemler var. Hafta sonu çocuğu teknolojik aletten uzak tutmak gibi detoks yöntemimiz var. Hafta sonu aile ile geçirilen vakte daha çok önem vermek, çocuğun telefon ve tablete çok fazla maruz kalmasını engellemek gibi sistemler var. Çocuğun hem konsantrasyon hem de zihin olarak daha rahat bir sürece girmelerine sebebiyet vermektedir. Çocuklar şu an alışkın oldukları ve ailelerinin izin verdikleri süre boyunca teknolojik alet kullanımına devam ediyor. Yaş gruplarına göre maruz kalma süresi değişmektedir. 0-3 yaş aralığındaki çocuğun hiç maruz kalmasını istemiyoruz. 3-6 yaş aralığında günlük 25-30 dakika, 6-9 yaş aralığında 40 dakika gibi süreler oluyor. Zihinsel etkilenme sürecinde çocuğun gördüğü zarara ne kadar dikkat edip süreyi ayarlarsak, çocuğun sağlığını koruyabiliriz" şeklinde konuştu.

"Zihin detoksunda çocuk, tek işe odaklanıyor"
Zihin detoksunun çocukların odaklanma becerisi üzerinde olumlu etkiler oluşturduğunu ifade eden Yolalan, "Çocuklarımız ile birlikte açık havada nefes egzersizleri yapılabilir. Nefes egzersizi birkaç defa tekrarlamak çocuğun hem stres seviyesini kontrol etmesini hem de rahatlaması için güzel bir sistem. Fiziksel aktivite ve oyunları arttırabiliriz. Çocukların sanat ve orijinal fikir üretmelerini geliştirmek için zihin detoksunu uygulayabiliriz. Çocukların düzenli uyku uyumalarını sağlamak için uyumadan önce ellerine telefon vermemek gerekir. Zihin detoksunda, çocuğa yapmamız gereken şey aslında onu tek işe ve tek alana odaklamaktır. Yemek yiyorsa sadece yemeğe odaklanması, oyun oynuyorsa sadece oyun oynaması, ekrana bakıyorsa sadece ekrana bakmasını sağlamaktır. Çocuk birden fazla şeye zihnini odakladığında, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ortaya çıkmaktadır. İlerleyen boyutlarda ise öğrenme bozukluğu ve çocuğun eğitim hayatında ciddi problemlere yol açmaktadır" diye konuştu.

"Çocuk ebeveynlerini örnek alır"
Zihin detoksunun etkili olabilmesi için ebeveynlerin de çocuklara örnek olması gerektiğini vurgulayan Yolalan, "Çocuk, anne babayı örnek alma eğilimindedir. Ebeveynler çocuğu, ekrandan ve internetten uzak tutmaya çalışırken kendileri ekrana ve internet ile ilgilendiği zaman, çocuğun örnek alımı güçleşiyor. Çocuğa bunlar verilmediğinde, ebeveynlerinde aynı şekilde teknolojik aletlerden uzak durması gerekiyor. Zihin detoksu çocuklar için çok verimli bir noktadır. Hem kognitif gelişim hem de fiziksel gelişimleri açısından önem arz etmektedir. Zihin detoksu uygulamadığımız çocukları teknolojinin eline bıraktığımız zaman, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna sebebiyet vermektedir" dedi.

Haber Arama