Bu hafta 2020 yılında Van Başkale de meydana gelen çığ felaketinde şehit olan uzman onbaşı Osman Karaca’nın hikayesini sizlere aktaracağız.
ŞEHİT UZMAN ONBAŞI OSMAN KARACA KİMDİR?
Osman karaca 06.08.1996 yılında Tokat’ta doğmuştur. 6 kardeş olan şehidimizin babasının adı Mehmet, annesinin adı Emine’dir. İlk ve orta öğrenimini Şehit Abdullah Eymur okulunda okumuştur. Liseyi Tokat Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi metal bölümünde okumuştur. Gaziosmanpaşa üniversitesi makine bölümünü okuyarak tamamlamıştır. 17.10.2019 yılında eşi Nagihan karaca ile evlenmiştir. Şehidimizin Osman karaca çok iyi bir güreşçidir, birçok güreş müsabakalarına katılarak madalya kazanmıştır.
EŞİMİ ANLATMAYA KELİMELER YETMEZ
Eşim yardımsever, cesur merhametli ve çok anlayışlıydı. O kadar güzel bir kalbi vardı ki anlatamam kimseyi kırmak istemezdi hep sevgiyle yaklaşırdı insanlara, hep başkalarını düşünürdü kendinden çok karşısındakilerinin mutluluğunu önem verirdi, saygısını hiç bozmazdı. Çocukları en çok da kız çocuklarını severdi baba olmayı çok istiyordu ama nasip olmadı. Cennette inşallah nasip olur. Yapamayacağı bir iş yoktu elinden her iş gelirdi. Uzmanlığa severek ve isteyerek gitmişti hep hayaliydi. İlk tanıştığımız zamanlar “ben seni nasıl bırakıp gideceğim” diyordu. Ama içindeki vatan bayrak aşkı başkaydı. Şehitler seçilmiş insanlardır diyorlar ya gerçekten eşim de öyleydi çok farklıydı eşimi anlatmaya kelimeler yetmez. O benim gözümde hep en iyisi ve çok farklı bütün özellikleriyle...

EŞİNİZ NASIL ŞEHİT OLDU?
Eşim Van Yukarı Narlıca karakolunda görevliydi. 4 Şubat 2020 tarihinde akşam saatlerinde Van Bahçesaray karayolunda bir yolcu minibüsünün üzerine çığ düştü arama kurtarmaya gittiler. İlk gün sağ çıkan da oldu ölü olarak da çıkanlar oldu, son 2 kişiye ulaşılamadı gece yarısı arama kurtarma çalışmalarına hava koşullarından dolayı ara verdiler. Eşim karakoluna geldi nöbet tuttu sonra sabah saatlerinde nöbeti bittikten sonra tekrar bölgeye geçtiler. En son o zaman konuşabilmiştim eşimle telefonunu da karakola bırakıp gitmişti. Olay 5 şubatta öğlen 12 den sonra gerçekleşti 2.bir çığ arama kurtarma sırasında sivil ve askerlerin üzerine düştü eşim öyle şehit oldu. Bölgede telefon çekmiyordu bizde akşama kadar eşimden haber alamamıştık sonra akşam saatlerinde haberi geldi eşimin.
EŞİM ÇOKTAN ŞEHİT OLDU
Olaydan 3 hafta önce 15 tatil için Tokat’a gelecektim gelmeden önce Van’daki evimde son gecem gibi hissetmiştim, içime bir taş oturmuştu Sanki eşim gitme dese gitmeyecektim o derece. İçimde kötü bir his vardı. Eşim beni yolcu ederken otobüse bindim eşimin arkasından uzun uzun baktım... 4 Şubat 2020 de biz Vana dönerken ilk çığ yolcu minibüsünün üstüne düşmüştü, onları arama kurtarmaya katıldı eşim ben otobüste normalde hiç uyumam ama o gece başımı kaldıramıyordum meğer gafleti düşmüş üstüme ama ben anlamamışım. Eşimde normalde çok sık aramaz ama şehit olacağını hissettiğinden midir o akşam sürekli aradı Van’a varana kadar konuşmuştuk. Eve gelince son kez olduğunu bilmeden görüntülü konuşmuştuk. “Yorgunsun yat uyu dinlen” demişti eşim. Uyandığımda her zaman gittiğimiz markete Alışverişe gitmiştim saat 12:30 gibi içime bir şey oldu birden ama anlamadım meğersem çığ düşmüş çoktan şehit olmuştu eşim. Bizden önce herkes öğrenmişti. Beni arayıp ağzımı arıyorlardı öğrendi mi, öğrenmedi mi diye ilk sosyal medyada gördüm eğitimden bir arkadaşı mekanın cennet olsun diye paylaşmıştı eşimin fotoğrafını görür görmez dünya başıma yıkıldı inanamadım karşı komşum eşimin arkadaşı evine gittim. Telefondan haberi gösterdim bana başkasının fotoğrafıdır o henüz haber gelmedi bekliyoruz dedi. Biraz zaman geçtikten sonra bu sefer de yaralı hastanede dediler. Yaralıysa yanına götürün göreyim diyordum. Bekle haber verecekler diyordular. Artık yeter doğruyu söyleyin dedim. Telefonum bende değildi almışlardı elimden. Ambulans sağlık görevlileri ve komutan evin Kapısından içeri girince tamam kesin bir şey oldu dedim. Ve bana haberi verdiler. “Beni Osman’ıma götürün” diye bağırmaya başladım. “O beni bırakmaz gitmez o ben onsuz yaşayamam” diye bağırıp ağladığımı hatırlıyorum bağıra çağıra ambulansa bindirdiler beni meğer herkes biliyormuş ve kapının önünde bekliyorlarmış. Hastaneye geldik baya kantinde beklettiler bizi. Morgun önünde beklemek dünyanın en zor şeyi. Hastanede eşimi bana gösterdiklerinde dünyam başıma yıkıldı ayakta duramıyordum bağırıp ağlarken kendimi kaybetmişim gerisini hatırlamıyorum hayatımın en zor gecesiydi...
BEN ŞEHİT OLMAYI ÇOK İSTİYORUM!
Eşim şehitliği hiç dile getirmezdi ben üzülmeyeyim diye. Ama eğitimdeyken arkadaşlarına “ben şehit olmayı çok istiyorum, inşallah şehit olurum” demiş. Olaydan uzun zaman sonra bir arkadaşı ile görüşmüştüm, bana görev yeri Van olarak açıklandığında internetten gideceği karakola bakmış,ve önceden bir saldırı olduğunu görmüş daha sonra da “ben yaza kalmam şehit olacağım” demiş. Olaydan bir gün önce de arkadaşlarına “son kez Kahve yapalım, son kez kahvelerimizi içelim” demiş.
BABA OLMAK İSTİYORUM!
Eşim öyle büyük hayaller kuran biri değildi. Örneğin eşimle bir şey isteyip konuştuğumuzda hep “o güne bir gelelim o zaman düşünürüz” derdi. Ama en büyük hayali baba olmaktı. Çocukları çok seviyordu, baba olmayı çok istiyordu.
VATAN AŞKI BAMBAŞKA!
Eşim benimle tanışmadan önce uzmanlık sınavına başvurmuş, ama ailesi istemediği için mülakatlarda girmemişti. Benimle tanıştıktan sonra tekrar başvurmuştu uzmanlığa. Ben korkmuştum, istememiştim sınava girsin o da bana “sen öğretmenliği nasıl bu kadar çok seviyorsan, yıllarca onun için mücadele edip okumuşsan, bende bu mesleği yapmak istiyorum, ve bu meslek aşkı ile yaşamak istiyorum” demişti. “Sen nasıl öğretmenliği bırakmıyorsan, bende bu mesleği bırakamam” demişti.

BİRBİRİMİZE DOYAMADIK
Eşimle geçirdiğim her anın değeri bende çok başka. Üniversite de tanıştıktan sonra bir gün Tokat kalesine çıkmıştık. Orada bana bir bakışı vardı... O bakışını gördüğümde bana olan aşkını, sevdasını hissetmiştim. Ondan sonra zaten konuşmaya başlamıştık. O anı hiç unutamam gözlerinde ki mutluluğu, ışıltıyı, heyecanı... Evlendikten sonra da gözlerindeki mutluluğu, “güzel kız evlendik” deyişini hiç unutmadım. Evlenmeden önce de evlenmemiş için hep dua ederdi. Son günlerde de sık sık arazide olduğu için birbirimize hasret kalmıştık. Bana her zaman beni çok özlediğini söylerdi. “Birbirimize doyamadık” derdi...
ATEŞ DÜŞTÜĞÜ YERİ YAKAR!
Benim için zor bir süreçti. Ateş düştüğü yeri yakıyor maalesef. Toparlanmak, kendine gelmek kolay olmadı. Herkes acısını farklı bir şekilde yaşıyor. Kimi daha erken, kimisi daha geç... Bu zamana bağlı olan bir şey, ama bizler hep bu acı ile yaşıyoruz. Benim eşim şehit oldu benim inancım tam eşimle tekrar kavuşacağız. Zor ama bir şekilde yaşamayı öğrenmeliyiz. Eşimde böyle olmasını isterdi, benim üzülmemi istemezdi.
SON SÖZ!
Osman’ım Nagihan’ın sana kavuşmak için gün sayıyor, en güzel kavuşmalar bizim olacak seni çok seviyorum...
Tuba Ergin
[email protected]






Yorumlar