Bursa'da metro ile seyahat eden iki yolcu arasında çıkan tartışma kavgaya döndü. Taraflardan birinin tartıştığı kişiye tekme atıp, küfür ettiği anlar kameraya yansıdı. Adana'nın merkez Seyhan ilçesinde, boşanma aşamasındaki otobüs şoförü, kocasını duraktan hareket ettiği sırada direksiyon başındayken bıçakladı. Bursa'da bir yolcu ile inmek istediği durakta durmadığını öne sürdüğü otobüs şoförü arasında kavga çıktı. Kocaeli'nin Darıca ilçesinde bıçaklı saldırıya uğrayan bir lise öğrencisi, bindiği halk otobüsünün şoförü tarafından hastaneye yetiştirildi. Durağa girip yolcuyu indirmemesi sebebiyle başlayan tartışmada, şoför direksiyonu bırakıp yolcuya saldırdı.
Bunlar büyük medyaya yansıyan haberlerin bazıları. Genelde dalaşma şeklinde, daha hafif kozmetik davranışlarla neredeyse her otobüse binişte karşılaşıyoruz.
Bugün bir iftara yetişmek için toplu taşımayı tercih ettim. İftara yarım saat kalmıştı. İki sevgili durakta neredeyse sevişeceklerdi. Yaptıkları tam anlamıyla bir ön sevişmeydi. İşin daha acı tarafı, her ikisi de muhafazakâr kıyafetler içindeydi. Neyse… Tövbeyle, sabırla otobüsümü bekledim. Durağa gelene kadar bir gencin telefonla kız arkadaşıyla münakaşasını ve aşk hayatlarını tüm otobüscek dinledik.
Toplu taşıma gerçekten bazen bir sosyal laboratuvar gibi oluyor. İnsanların gündelik stresleri, tahammülsüzlükleri ve kimi zaman da umursamaz halleri iyice görünür hale geliyor. Özellikle büyük şehirlerde, trafik sıkıntısı, kalabalık ve zamanla yarışma derken gerilim seviyesi hep yüksek oluyor. İftar saati yaklaşırken insanların daha sabırsız olması anlaşılabilir ama özel hayatlarını toplu taşımada herkesin gözüne gözüne yaşamak bambaşka bir konu.
Bir yandan da toplumun genel ruh halini yansıtıyor gibi… İnsanların kalabalık içinde anormal davranışlara girme eğilimi düşündürücü. Kalabalıklardan güç alınarak anlamsız bir iletişim cesareti mi kazanılıyor? İnsanlar problemlerini topluma mal edip, kendilerince "sizi takmıyorum" mesajı mı veriyor? Yoksa farklı türden bir bireysel özgürlük sunumu mu yapıyorlar? Ya da toplumdan bir yardım, bir el aman beklentisi mi içindeler?
Her neyse… Sonuçta bunlar beni üzüyor. İnsan yaşadığı topluma biraz olsun saygı duymak istiyor. Öyle olunca da kendini biraz daha güvende hissediyor. Eskiden bu işler böyle değildi. Konu daha başlamadan rahatsız olanlar, genel konunun üstüne çöküverirdi. Bu nedenle kimse kolay kolay böyle şeylere cesaret edemezdi. Tasvip etmesem de, bu rahatlıklar o günleri özletiyor.
Yorumlar