Maalesef ülkemizin şuanda en önemli problemlerinden biri 'Güven'... Öyle bir hale geldi ki toplum artık kimse kimseye güvenemez hale geldi. Eşler birbirine, kardeş, kardeşe, baba oğluna, ortaklar birbirine güvenmiyor artık... 

Güven olmayan bir ülkede toplum da bir yere gelemez asla. Pazara gidiyorsunuz sebze alacaksınız tezgahın önüne iyi mal koyuyorlar sonra poşete ezik, çürük gibi kötü ürünleri dolduruyorlar. 

Limon satan biri bol sulu diye milleti limona su döküp kandırıyor. Telefon dolandırıcıları kendilerini hakim savcı diye tanıtarak insanların paralarını çalıyor. Antep fıstığı diye baklavaya bezelye kullanıyorlar. Kırmızı bibere kiremit tozu kullanıyorlar. Dana eti diye insanlara at, eşek ve domuz eti yediriyorlar. Tatil için gittiğiniz yerde otel odasına gizli kamera yerleştirip sizi izliyorlar ve kaydediyorlar. 

Doktorlar kendi aralarında kurdukları sosyal medya uygulamasında hastalar ile uygunsuz konuşmalar yapıyorlar. Araba alırken hatalı arabayı size kakalıyorlar. Sahte para verip sizi dolandırıyorlar. Ülkemizde sahtekarlardan geçilmiyor. Sahte doktor, sahte savcı, sahte polis, sahte öğretmen ne isterseniz var. Güvende olsun diye paranızı emanet ettiğiniz bankadaki çalışan sizin paranızı çalıyor. Evinize aldığımız yardımcı veya hasta bakıcı sizin evinizi soyuyor. Biz ne zaman nasıl bu hale geldik. Neden dürüst insan olamıyoruz? Neden hep kafalar sahtekarlığa çalışıyor? Bu ahlaki çöküş ve güvensizlik ne yazık ki hızla ilerliyor. Gelişmiş ülkelerde bu kadar güvensizlik ortamı yok. Robert Bosch'un bir sözü var şöyle diyor "İnsanların güvenini kaybetmektense para kaybetmeyi tercih ederim"... Umarım bu güvensizlik daha kötü bir hale gelmeden biter. İnsanlar hep evde, ticarette, ilişkilerde, özel hayatta birbirine güvenir. Sağlıkla kalın...