Bugün insanlığın en büyük tehlikesi ne iklim krizi, ne ekonomik çöküş, ne de teknolojik esaret…

En büyük tehlike, inanmamız için önümüze konan karanlık hikâyelerdir.

Her gün ekranlardan, sosyal medyadan, gazetelerden, hatta kimi “uzman” görüşlerinden üzerimize yağan felaket haberleri o kadar yoğunlaştı ki, çoğumuz bunları sorgusuz sualsiz gerçek kabul ediyoruz.

Kimi astrologlar, kimi ekonomistler, bazı gazeteciler… Çoğu belki iyi niyetli, ama bilmeden kolektif bilinci karanlığa programlıyorlar. Böylece, insanlığı kontrol etmek isteyen grupların planlarına farkında olmadan hizmet ediyorlar.

Bu Bir Kehanet Değil, Program.

“Dünya resetlenecek.”

“Kağıt paralar çöküyor.”

“Tarım bitecek, açlık başlayacak.”

“Yeni düzende özgürlük olmayacak.”

Bu sözleri defalarca duyan, ortalama bilinç seviyesindeki insanlar korkuya kapılıyor. Korku ise inancı başlatıyor. İnanılan her şey önce enerjisel düzeyde inşa edilir, sonra fiziksel gerçekliğe dönüşür.

Korkuyla beslenen kolektif zihin, bu karanlık programları adım adım hayata geçiriyor.

Anahtar Bizim Ellerimizde

Kötülüğün varlığını inkâr etmek çözüm değil.

Çözüm, oyunun nasıl işlediğini anlamak.

Kolektif bilinci biz oluşturuyoruz.

Hangi düşünceye, hangi duyguya enerji verirsek o büyüyor.

 • Korkuya odaklanırsak, korku büyür.

 • Açlığa odaklanırsak, bolluk körelir.

 • Barışa, sevgiye, birliğe odaklanırsak sistem değişir.

Ne kadar karanlık gösterilirse gösterilsin, ışığı seçme hakkımız her zaman vardır.

Ne Yapabiliriz?

 • Korku yayan kaynaklardan uzak durun.

 • Her kötü senaryoya, “Bizim iyi olanı seçme gücümüz var” diyerek yaklaşın.

 • Her gün sevgiye, barışa, kardeşliğe niyet edin.

 • Günlük hayatınızda yardımlaşma ve anlayış içinde olun.

 • Düşüncelerinizin, duygularınızın ve niyetlerinizin enerji yaydığını hatırlayın.

Ve en önemlisi; Seçim gücünüzü geri alın.

Birlik Olursak, Oyun Biter.

Hiçbir karanlık, bir araya gelmiş bir ışık topluluğuna karşı koyamaz.

Bir kişinin kalpten sevgiyle attığı bir adım bile kolektif enerjide dalgalanma yaratır.

Yüzlerce, binlerce insan aynı niyette birleşirse, sistem saniyeler içinde değişir.

Bu yüzden korkuyla, ayrılıkla, şüpheyle beslenmek isteyenler, bizim bu gücümüzü unutmamızı ister.

Ama biz hatırlarsak oyun bitmiştir.

Şimdi Seçim Zamanı.

Ya bu karanlık hikâyeyi kabullenip izleyici kalacağız…

Ya da sevgiyle, ışıkla, umutla, insanlık onuruyla yeni bir hikâye yazacağız.

Dünyanın kaderi, planlarda değil.

Dünyanın kaderi, bizim seçimlerimizde.

İçimizde hâlâ birlik, yardımlaşma, özgürlük, kardeşlik ve şifaya açık o saf alan duruyor.

Yeter ki oraya dönelim.

Yeter ki kolektifi oraya taşıyalım.

Ve belki de bu değişimin ilk kıvılcımı şu an bu satırları okuyan sen olacaksın.