İnsanın en büyük uyanışı, kaybın sessizliğinde başlar. Bir gün gelir, artık kaybedecek hiçbir şeyin kalmadığını fark edersin işte o an, içindeki hakiki güç uyanır. Çünkü gerçek güç, varlıktan değil, hiçlikten doğar. Hiçliğe vardığında, ne kimliğin kalır, ne masken; yalnızca özün kalır. O öz, Allah’ın insana üflediği ilahi nefesin kendisidir.
Kaybedişin, aslında bir çağrıdır seni kendi merkezine, kendi yaratılış hikayene geri çağırır. En büyük darbeyi aldığın yer, en büyük doğum alanındır. Çünkü acı, nefsin kabuğunu kırar; ruhun yeniden doğması için yer açar. İnsan, yıkıldığı noktada yeniden şekillenir; eğer teslim olur ve içindeki ilahi kıvılcığı fark ederse, o yıkım artık yücelişe dönüşür.
Gerçek güç, kontrol etmeye çalışmaktan değil; kendine hükmetmekten gelir. İnsan, yaşamının lideri olduğunda, artık dışsal otoriteler değil, içsel bilgelik tarafından yönlendirilir. Bu bilgelik, kalbin sessizliğinde doğar. Kalp, ruhun tahtıdır. İşte orada Allah’ın sesi fısıltı halinde yankılanır.
“Beni kalbinde bul.”
Kendi yaşamının lideri olmak, bilinçaltını dönüştürmekle başlar. Çünkü bilinçaltı, ruhun aynasıdır; geçmişin kayıtlarını, bastırılmış korkuları, sevilmeme endişelerini saklar. Bu kayıtları çözmek, “nefsin katmanlarından geçerek” hakiki benliğe ulaşmaktır. Her bırakış, bir zincirin kırılmasıdır.
Her “hayır”, bir özgürlüğün doğumudur.
Başkalarına bağımlılıktan vazgeçmek, ruhun kendi ilahi alanına dönmesidir. Çünkü insan, yaratılmışlara değil, Yaratana dayanmak için yaratılmıştır. Özgüven eksikliğini yok etmek, Allah’ın seni yaratırken içine yerleştirdiği kudreti fark etmektir. O kudret, sende hep vardı; sadece korkuların ve başkalarının sesleriyle gömülmüştü.
Gerçek dönüşüm, “hayır” diyebildiğinde başlar. Çünkü “hayır”, sınırların duasıdır. “Hayır” diyebilmek, kendine “evet” demektir. Sınır koymak, benliğini korumak, ilahi dengeyi sürdürmektir. Allah bile kainatta her şeye bir sınır koymuştur: denize “buraya kadar”, geceye “şu vakte kadar” demiştir.
İnsan da kendi evreninde kutsal sınırlarını belirlemelidir.
Artık ödün verme zamanı değil, özüne dönme zamanıdır.
Geçmişin zincirlerini kır, başkalarının gölgelerinden çık,
ve kalbinde saklı olan o ilahi gücü hatırla.
Çünkü gerçek güç, seni yıkan şeyin içinden yeniden doğmaktır.
Ve bir kez o gücü bulduğunda, artık asla eskisi gibi olamazsın.
Yorumlar