Kaç yıllık gazeteciyim…
Millî Takım’ın önemli maçlarını…
Şampiyonlar Ligi (Bursaspor) karşılaşmalarını…
Ve elbette Bursaspor’un şampiyonluk maçını takip ettim.
Ama maç izlerken hâlâ tribünlere dalıyorum ve bazen maçı izlemeyi unutuyor, notlar alamıyorum.
Bence statta sadece tribünleri izlemek için bile gelen yüzlerce kişi vardır.

Kaldı ki diğer maçlara göre taraftar sayısı azdı (yine de pek çok Süper Lig maçına göre tribünler doluydu) ama…
Yüzde 70 doluluk bile saha içine yüzde 100 etki yaptı.

Bursaspor’un rakibi Fethiye’ye uyguladığı pres, 4’üncü dakikada Batuhan’ın savuşturduğu tehlike dışında genel anlamda etkili oldu diyebiliriz.
Nitekim, henüz 7’nci dakikada üstünlük golünü Sertaç Çam ile buldu yeşil-beyazlı takım.

“Pres yapacağım, rakibi hataya zorlayacağım” düşüncesiyle rakip alanda daha fazla kişiyle bulunan Bursaspor, zaman zaman pozisyonlar verse de 31’inci dakikada İlhan Depe ile skoru 2-0 yapmayı başardı.

İlk yarıda ceza sahası dışından şut denemeleri de yaptı Bursasporlu futbolcular.
Metin Depe ve Hakkı Türken’in şutları çerçeveyi buldu ama kaleci Arda Akbulut’u geçemedi.

Rakip ikinci yarıda “Bir gol bulur, oyuna ortak olurum” düşüncesiyle zorlamaya başlayınca Bursasporlu futbolcular da içgüdüsel olarak oyunu daha geride kabul etmeye başladı.
Rakibin risk almaya başlamasıyla daha geniş alan bulan Bursaspor, hem teknik heyeti hem de tribünleri rahatlatan 3’üncü golü 58’inci dakikada Muhammet Demir ile buldu.

Gol dakikasına kadar pek varlık gösteremeyen tecrübeli ayak Muhammet, yine jeneriklik bir gole imza attı.

Maç 3-0 olunca rakip yenilgiyi kabullendi, Bursaspor da daha rahat bir oyun ortaya koymaya başladı.
Hele tribünlerin keyfine diyecek yoktu doğrusu.
Tezahüratta da söylendiği gibi:
“Kadıköy’de, İnönü’de kral Bursaspor taraftarı bu âlemde.”
Kesinlikle…

Sonuç olarak Bursaspor, önemli bir galibiyete imza atmış oldu.
Net skorlu galibiyet camiayı da rahatlattı.
Devre sonuna kadar böyle devam etmeli.