Daha önce doğup büyüdüğüm yer olan Zafer Mahallesi ile ilgili 5-6 köşe yazısı kaleme almıştım. 
Mahalle kültürünün hala yaşandığı ender yerlerden biri olduğundan bahsetmeye çalışmıştım.
Komşulukların unutulmadığı…
Dostlukların koşulsuz yaşandığı…
Düğün ve cenazelerin kalabalıklarla yapıldığı yerlerin başından gelir Zafer Mahallesi.
Elbette aynı şeyi karşı yerleşim yeri olan Namık Kemal Mahallesi için de söyleyebilirim.
Öyle bir yer ki Zafer ve Namıkkemal mahalleleri, eğer orada ikamet ediyorsanız en fazla 500 metrelik bir yolu yarım saatte geçemesiniz.
Giderken mutlaka bir kaç arkadaşınızla karşılaşırsınız ve çay ikramı daveti alırsınız.
Sadece çay kahve değil ikram edilen veya önerilen.
“Aç mısın?” diye de mutlaka sorulur benim mahallemde.
Koyu Bursaspor taraftarıdız mesela benim mahallem.
Kent milliyetçisidir, Bursa’yı hiçbir şeye değişmez.
Farkını ortaya koymayı çok iyi bilir.
Mesela 2 yıldır öyle bir iftar programı yapıyor ki mahallemin gençleri, herkes ayakta alkışlıyor.
Bilmeyenler için anlatayım…
İki yıldır mahalle gençleri aralarında para toplayıp, maddi durumu iyi olan mahallelilerden de destek alıp mahalle sakinlerine iftar sofrası kuruyor.
Geçen yıl 750 kişi ile yola çıkılmıştı, 1000 kişi o iftar programından faydalanmıştı.
Bu yıl da 1500 kişilik bir iftar programı için program yapıldı ama ilgi o kadar fazlaydı ki 2 bine çıkarıldı. 
Gençlerden aldığım bilgi, iftar programından 2 bin 300 kişinin faydalandığı yönünde.
Yani gelene “yerimiz dolu” denmemiş, olan paylaşılmış.
Ve hatta organizasyonu düzenleyen, vatandaşlara hizmet eden gençlerin önemli bir kısmı iftarlarını daha sonra peynir-zeytin ile açmış.
Bir anlamda yememiş yedirmişler, içmemiş içirmişler.
Yemek bedeli, ekmek, su, ayran ve masa kiralarını ödendikten sonra kalan toplanan paralarla da gençler, hem Zafer ve Namıkkemal, hem de çevredeki dar gelirlilerin bakkal borçlarının ödeme kararı almış.
Ne denir?
Tek kelimeyle bravo.
Önümüzdeki sene için de 2 bin 300 ya da 3 bin kişilik iftar için şimdiden kollarını sıvamış gençler.
Bu arada belediyelerden, siyasi parti temsilcilerinden gelen “Masrafları biz karşılayalım” taleplerini de geri çevirmişler.
Hiçbir siyasiye davetiye göndermemişler.
Gelmek istediğini ifade edenlere de “ünvanınızı bırakıp, kamera ordusu olmadan gelecekseniz başımızın üstünde yeriniz var. Aksi halde lütfen gelmeyin” diye yanıt vermişler.
Bu da çok iyi.
Konuştuğum gençler, “Belediye başkanlarımız, milletvekillerimiz bizim için çok kıymetli ama biz organizasyonumuzun bir siyasi şova dönüşmesini istemiyoruz. Televizyonlardan, haber ajanslarından görüntülü röportaj talebi geldi, kabul etmedik. Mahalle olarak biz bize bir iftar yaptık” dediler.
Vallahi hem saygı duydum hem de bir kez daha gurur duydum mahallemin gençleri ile.
Allah sizleri var etsin…