Sitemiz yazarlarından Hakan Dayanık’ın hazırlayıp sunduğu, Bursaspor’un eski futbolcularından şu an yaşamını İskoçya’da sürdüren Ercan Altıngül ile birlikte konuk yorumculuk yaptığımız Radyo Maksat’taki “Süper Futbol” programında da söylemiştim, 3. Lig’in bence Türk futboluna hiçbir katkısı yok, aksine zararı var.
4 grup, 16’şar takım…
Takımların önemli bir kısmı borç batağında.
Deplasman otel parasını ödeyemeyen takımlar bile var.
Gelir yok denecek kadar az, gider çok fazla.
Maçların oynandığı patates tarlasını andıran sahaları da işin cabası.
Birileri, “Aman efendim gençler futbol oynamasın mı?” diyecektir bu yazdıklarıma.
Ben 3. Lig organizasyonun bu şekilde faydalı olmadığını düşünüyorum.
Bazı şeyler iyi kurgulanmalı.
Takıma için giderler minimize edilmeli, gelir getirecek çalışmalar yapılmalı.
Gerçi bu yazdığım tüm ligler için geçerli.
Muşspor’un stadını da gördük.
Muşspor’un stadı tribünler hariç, genç bir muhabirken çok maç takip ettiğim Soğanlı sahasındaki olanaklarla aynı gibi göründü olarak bana.
Sakatlık yaşanabilir mi bu zeminde?
Olasılık çok yüksek…
Kaliteli, göze hoş gelen futboldan bahsetmek mümkün mü bu zeminde?
Bence hayır…
Muşspor-Bursaspor maçında da benzer bir şey yaşadık.
Büyük bir aksilik olmazsa, gereksiz hatalar yapmazsa şampiyonluğunu ilan etmeye hazırlanan Bursaspor, nispeten rahat görüntü sahada.
Mücahit Can Akçay, ilk dakikalarda uygun durumdaki o pozisyonu gole çevirse maç erken kopabilirdi.
Evsahibi Muşspor, ilk yarının bitimine 4 dakika bulduğu golle soyunma odasına önde girdi.
Bursaspor’dan Bora, ikinci yarının hemen başında skoru eşitledi.
Bora’nın gol sonrası yaptığı “sus” işareti hem tribünlerin hem de saha içinin gerginleşmesine neden oldu.
Gerek var mıydı?
Bence yoktu.
Kendi sahanda yapılmasını istemediğin hareketleri rakip sahada da yapma.
Allah’tan iki taraf da bu gerginliği fazla uzatmadı.
Sonuçta maç 1-1 bitti.
İşin doğrusu Muş deplasmanında alınan 1 puan iyidir.
Bursaspor, ligdeki yenilmezliğini sürdürdü, şampiyonluk yolundaki önemli bir engeli de aşmış oldu.
Yorumlar