Ekonomi hakkında öyle çok bilmiş yazılar kaleme almak istemem.

Çünkü hem yıllarını ekonomi gazeteciliğine vermiş meslektaşlarıma saygısızlık etmek istemem hem de yanlış yönlendirme riskinden çekinirim.

Ama elbette ekonomiden tamamen uzak durmak da mümkün olmuyor.

Hele ki Türkiye ekonomisinin lokomotifi sayılan Bursa’da gazetecilik yapıyorsanız, insanın içinden mutlaka yazmak geliyor.

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın (BTSO) aylık meclis toplantılarını genellikle takip ederim.

Çünkü Türkiye’nin ekonomideki konumunu, artılarını ve eksilerini bu toplantılarda görmek mümkün oluyor.

Ve elbette, Bursa’nın pek çok alanda Türkiye’de lider konumda olduğunu görmek de insanı içten içe sevindiriyor.

BTSO tarafından hayata geçirilen TEKNOSAB Lojistik Teknopark Girişim Sermayesi Yatırım Fonu’ndan (GSYF) ekonomiyle ilgilenen pek çok kişinin haberdar olduğunu düşünüyorum.

Bu fonun amacı, iş dünyası için pasif (soğuk) gelir kalemi oluşturmak.

Ve bence en önemlisi, kurulan ortaklıklar sayesinde devasa projeleri ülkemize kazandırmak.

Zira günümüzde 300–500 milyon dolarlık projeleri hayata geçirmek her babayiğidin harcı değil.

“Ortak şirket kuralım” denildiğinde, bir yandan prosedürler, diğer yandan güven eksikliği nedeniyle işler yürümüyor.

Ama bu fonlar sayesinde, yatırımcılar ve iş insanları dev projeler için bir araya gelebiliyor.

BTSO’nun bu ayki toplantısına katılamadım.

Ancak hem katılan meslektaşlarımdan hem de toplantıya dair gelen haber metinlerinden gelişmeleri takip etme fırsatı buldum.

BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, yeni yatırım fonları için çalışmalar yürüttüklerini ifade etmiş.

Uzman bir ekibin titizlikle yürüttüğü çalışmaların ardından bu yeni fonlar, iş dünyası ve kamuoyuyla paylaşılacak.

Açıklandığında elbette daha net konuşmak mümkün olacaktır.

Ancak şimdiden söyleyebilirim ki, yeni fonların hem ülke ekonomisine katkı sağlayacağına hem de yatırımcılar ile iş insanları için ciddi bir gelir kalemi oluşturacağına inanıyorum.