SON DAKİKA
Hava Durumu

2022 Dünya kupasına, hiç bu gözle baktınız mı?

Yazının Giriş Tarihi: 21.12.2022 00:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.12.2022 00:04

Alex Haley’in ‘Kökler’ isimli kitabını okuduysanız, Kara Afrikalı birini gördüğünüzde, yaşanan o dramatik manzaraları, kafanızda, ete kemiğe büründürebilir, o kara adamın gözlerinde, aynı manzarayı seyredebilirsiniz. Bakmasını bilirseniz; beyaz maske geçirilmiş siyah yüzleri keşfetmeniz de mümkündür. Sonra Amerika’da yaşanan kuzey-güney savaşlarını yahut siyah-beyaz boğuşmasını da buna ilave edebilirsiniz. İsterseniz buradan; emperyalist beyaz adamın, kara Afrikalıyı nasıl köleleştirdiğinin serüvenini hatırlamaya kadar uzanabilirsiniz. Arkasından; Katar’da yapılan 2022 Dünya Kupası’nı bu açıdan bir kez daha süzgeçten geçirme fırsatını değerlendirebilirsiniz.

Emperyalist Batılıların dedeleri çapulcu korsan denizciler tarafından, Afrika kıyılarını yağmalayarak, kara Afrikalıyı, hayvanlara bile reva görülmeyecek türden işkencelerle, zorla, yerlerinden yurtlarından kopartılarak; Avrupa ve Amerika’ya götürüp, uzun yıllar, köle olarak çiftliklerinde, boğaz tokluğuna çalıştırdılar. Yıllar süren savaşlardan sonra, daha yeni yeni adam yerine konulmaya başladılar. Bu da onların menfaatleri gereğidir. Bununla beraber hala renklerin savaşı bitmiş de değil.

İş bununla da kalmadı. Bu insanların önce özgürlüklerini sonra da topraklarını gasp ettiler. Kara derili ve esmer derili Afrikalı ise; geldi Batının ocak başına oturdu. Onların yaptıkları sömürünün intikamını, şu ya da bu şekilde aldılar, alıyorlar ve alacaklar.

Kanla ve çapulla gelişen ve kalkınan Batının çöküşünü yavaş yavaş izleyeceğiz.
Dünya kupasını bir de bu açıdan değerlendirelim istedik. Batının eski cibilliyeti devam ederken kendi menfaati söz konusu olunca; gerçek kimliklerini nasıl gizlediklerini anlamak zor değil. Fransa, bunların en başat örneklerinden birsi.

Katar’da düzenlenen 2022 Dünya Kupası’nda Fransa kaybetti. Rusya’da yapılan 2018 Dünya kupasını kazandıkları gibi bu sefer de kazanacaklardı, hesapları tutmadı. 2018 Kupası’nı, eski sömürgesi ülkelerin oyuncuları kazandırmıştı. Bu sefer iş başkaydı. Oyuncuların profesyonelliklerini bir kenara bırakırsanız, sanki ‘kara adam’ın gözleri açılmış gibiydi. Uzun yıllar sömürdükleri Fas’ın elinden zor kurtulduklarını hesaba katarsak, bir sonraki kupada, çok renkli manzaralar seyredebiliriz.  

Fransız takımını incelediğiniz zaman, göçmen, özellikle Afrika kökenli oyuncuların olması, farklı anlam ifade ediyor olsa gerek. Göçmen karşıtı olarak bilinen, Fransa, kendisini temsil eden milli takımının oyuncularının yerli olmaması, ayrıca değerlendirilmesi gerekiyor. İslamafobya tutumuyla bilinen Fransa’nın, menfaatleri söz konusu olunca, haçını nasıl gizlediğini de izliyoruz.  Eski sömürgesi kökenli oyuncularının takıma verdikleri katkının yanında piyasa değerleriyle de dünya futbolunda kendilerine yer edinen Afrikalı futbolcular, kadronun çoğunluğunu oluşturması, aslında sadece Fransa’nın değil aynı zamanda diğer ülkelerin emperyalist emellerini ortaya koyması bakımından da kayda değer bir durum.

Dünya Kupası'nda Fas, büyük bir sürprize imza atarak son dört takım arasına kaldı. Eski Afrika sömürgecisi ülkeleri yenmesiyle dikkat çekti. Fas'ın elenmesi ile turnuvada Afrika temsilcisi kalmamış gibi görünse de, finalist Fransa'nın kadrosunun çoğunluğunu Afrikalıların oluşturması aynı kapıya çıkar.

25 kişiden oluşan Fransa Milli Takımı’nın futbolcusunun çoğu, eski sömürgelerinden gelen Afrikalı ve bir kısmı Müslüman olan oyunculardan oluşuyor. Takımın kadrosunda Afrikalı 13 futbolcuların yanı sıra 3 İspanyol, 1 İtalyan 1 Filipinli ve sömürge adalarından gelen 3 futbolcu bulunuyor. Bunları tek tek saymaya gerek yok. Futbolla ilgilenenler, isimleri biliyorlar. Fransa Milli Takımı’nın sadece üç Fransız futbolcusu bulunuyor. Bu isimlerden   Fransa kökenli isim Antoine Griezzman, göze çarpıyor.  Ancak o da Alman bir baba ve Portekizli bir anneden dünyaya gelmiş.             

Kutlamalara bakılırsa, sanki Fransa’nın; ırkçılıkla ve İslam’la bir sorunları yokmuş havası estiriyorlar. Oysa “Kutlamalar dışında ırkçı ve İslam karşıtı olduklarını unutuyorlar”. Kutlamalar bittikten bir süre sonra, gerçek kimliklerine tekrar döneceklerinde kuşku yoktur.

Bir Fransız akademisyen olan Prof. Dr. Raphael Liogier’in, konuya ilişkin açıklamaları, vurgulamak istediklerimize ışık tutuyor. Fransa’da sağcı ve milliyetçi bir kesimin milli takımın tamamen Fransızlardan oluşmadığı için üzüntü duyduğunu belirtiyor.  Ülkede aynı zamanda Fransa tarafından sömürülen Afrika ülkelerinden gelen göçmenler olmadan, Dünya Kupası’nı kazanamayacağını, dolayısıyla bu zaferinin meşru sayılamayacağını söyleyen bir başka kesimin olduğuna dikkati çekmesi, oldukça ilginç. Liogier, “Ülkede bir grup, Fransa’nın final oynadığına seviniyor ama günlük hayatta İslam karşıtı, ırkçı, yabancı düşmanı olabiliyor. Fransa’nın bu konumu, bu insanlar için ırkçı karşıtı bir ders olmalı. Çünkü onlar, kutlama zamanlarının dışında ırkçı ve İslam karşıtı olduklarını” ifade ediyor. Fransa’da İslam’a ve Müslümanlara nasıl baskılar yaptıkları bütün dünyanın gözü önünde yaşanmaktadır.

2022 Dünya kupasını, sadece Kylian Mbappe ve   Lionel Messi üzerinden okuma yaparsanız, işin arka planını göremeyebilirsiniz.

Çünkü Batın’ın cibilliyeti bozuk, onların  modern putları ise menfaatleri olduğunu unutmamak gerekir.  

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.