SON DAKİKA
Hava Durumu

Babalar Evden Kovulunca….

Yazının Giriş Tarihi: 12.10.2022 00:06
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.10.2022 00:06

İşleri düzeltmek ve düzelen işleri aksamadan yürütmek için yalnızca hukuki değişiklikler yeterli diyorsanız, son zamanlarda toplumda, aile ilgili yaşanan olayları açıklamanız ve çözüm üretmeniz mümkün olmayacaktır. Nitekim bunca hukuki düzenlemelere rağmen hala eşler arasındaki kavgaları sonlandıramamış olmanız bunu gösteriyor. Bunca hukuki yaptırımlara rağmen, yine karı koca birbirlerini kırıp dökebiliyorlar.

Karı koca arasında bir geçimsizlik varsa, bu durum hukuk önüne geliyorsa; taraflardan birisi ya evden uzaklaştırılıyor ya da taraflardan birisine çocukları bir süre görmeme cezası veriliyor. Peki bu çözüm işe yarıyor mu? Yaramadığı ortada. Öyleyse bir yerlerde yanlış yapıldığının üzerinde artık ciddiyetle durup düşünülmesi gerekiyor. Ya da soruyu şöyle soralım: aile içi çatışmalar nedeniyle; taraflardan birisini evden kovmak çıkar yol mu?

Böyle bir uygulamanın aileleri parçalamaktan başka bir işe yaramadığını artık görmemiz gerekmiyor mu?

Önceki gün, konuyla ilgili basında yer alan haber oldukça iç acıtıcı. Bu haber tam da konu üzerinde hem hukukçuların hem de uzmanların etraflıca düşünmelerini zorunlu kılıyor.

6284 sayılı Kadına Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun sebebiyle son 2,5 yılda 746 bin 336 babanın evlerinden kopartıldığı tespit ediliyor. Bu rakam, kadına şiddeti önleme adına çıkartılan bu kanunun tam bir aile dramına yol açtığını gözler önüne seriyor. Haberde, konuya ilişkin bir babanın görüşleri yansıtılıyor. Mağdur babalar adına konuşan Ali Selman Işık isimli bir baba, haklı olarak; “6284 sayılı kanun; kadını korumak için değil, arasında problem olan eşlerin sorununu daha da körüklemek için var” diyerek çığlık atıyor. Haçlı Avrupa’nın hazırladığı, Türkiye’nin de ilk imzacıları arasında yer aldığı İstanbul Sözleşmesi’nin uzantısı olan bu kanun, yuvaları parçalamaktan başka işe yaramadığını anlamanın zamanı geçiyor. Aileye ağır bedeller ödeten, eşlere ve çocuklara mağduriyetler yaşatan bu kanununun ivedilikle ele alınması, kendi aile yapımıza uygun bir kanun haline getirilmesi gerekiyor. Cumhuriyetin başından beri Hıristiyan Batı’dan aldığımız kanunların kendi milli bünyemize uygun olmadığını, bu kanunlarla aile barışını ve sosyal barışı sağlamanın mümkün olmadığını gördük. Kadına şiddetin artmasına neden olan, boşanma rakamlarının, Türkiye tarihinin en yüksek seviyelerine yükselmesi de bunu ortaya koymaktadır.

Son iki buçuk yılda 746 bin 336 babanın evinden koparılması konusu, 6284 sayılı kanunun uygulanması aşamasında, ortaya çıkan sorunlarını tespit etmek amacıyla çalışma yürüten TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nun kayıtlarına girmesi ise olayın vahim boyutlara ulaştığının göstergesidir. Bu verilere göre Eşlerin arasına adeta duvar ören bu kanun uyarınca 2017’de 295 bin 618, 2018’de 358 bin 499 baba evinden koparıldı 2019 Nisan’ına kadar ise 92 bin 219 aile ferdinin yuvasından atıldığı kayıtlarda yer aldı.

En küçük tartışmada dahi kadının beyanını esas alarak, babalar evlerinden 6 aya kadar süreyle uzaklaştırılıyor. Bu olayların faillerinin sayısı neredeyse yarım milyona ulaşıyor. Buna göre tek suçlu erkek gözüküyor. Sizce de burada bir terslik yok mu? Yasanın kendisine tanıdığı bu hakları istismar eden kötüye kullanan kadınları nasıl ayıracaksınız? Çocuğunu sokağa terk eden, eşini aldattığı halde olayın kocaya fatura edilmesi, bir haksızlık değil mi? Bu yasaya göre bunu ayırmak mümkün değil. Tamam eğer suçlu varsa, kadın veya erkek, mutlaka bir tedbir alınmalı ama bunun yolu sadece yasayla olmayacağı gayet açık. Yasa bu haliyle sadece aileyi yıkmaktan başka bir işe yaramadığı ortada.

Babalar evden kovulunca sorun çözülmüş mü oluyor.

Yani babaları evden kovmak kadınların haklarını mı koruyacak…

Çocuksuz Bırakılan Babalar ve Çocuk Hakları Derneği Başkanı Ali Selman Işık, 746 bin 336 uzaklaştırma kararının ailelere uygulanan şiddetin bariz göstergesi olduğunu söylüyor. Yaşanan durum da bunu gösteriyor. Işık;  “6284 sayılı kanun kadını korumak için değil, arasında problem olan eşlerin sorununu daha da derinleştirmek için var. Çiftleri bir araya getirmek, uzlaştırmak, sorun çözmek, aileyi kurtarmak yerine 746 bin babayı evinden koparmak ve ailesine düşman etmek, Türkiye’de kadına değil aileye şiddet olduğunu gösteriyor” şeklinde acıya parmak basıyor. Öyle ya; Işık, “Devlet çek senet tahsilatında bile bir uzlaşmacı buluyor, iş yargıya taşınmasın, tatsızlık olmasın, araya kırgınlıklar girmesin diyor. Ama en temel değerimiz olan aile ile ilgili uzlaştırıcı bir birim yok. Aileyle ilgili uzlaştırıcı bir birim yerine hemen ‘baba evden kovulsun’, ‘Babayı evden atalım sorunları çözelim’ deniliyor. Bu fitnenin arkasında İstanbul Sözleşmesinin izleri var. Çünkü babaları evinden attıran İstanbul Sözleşmesi, çiftlerin bir araya getirilmesini de suç sayıyor” Bu sözlerinde adamcağız haklı değil mi?

Yasa Problem

6284, artık sadece art niyetli beyan esaslı kullanılmaktadır. Evden aylarca uzaklaştırılan aile bireyleri tekrar yuvalarını kurtarması imkânsız hale gelmektedir. Sadece sözlü beyan ile verilen uzaklaştırmalar aslında kadını da mağdur etmektedir. Aynı zamanda uzaklaştırma verilen aile de çocuklarda mağdur edilmektedir. 6284, ailelere atılan bir dinamit hükmündedir. İçişleri Bakanının ‘kadına yönelik şiddetin yüzde 80’i, sabıkası olmayan insanlardan oluşmaktadır. Peki bu insanlar acaba neden şiddeti çözüm olarak görüyor? 6284 ile sözlü beyan ile aylarca evinden uzaklaştırma alan birisi bırakın yuvasını tekrar kurtarmayı, evinden atıldığı için bunalıma girerek şiddetin dozunu artırıyor.” Şeklindeki sözleri, bu problemin kronik hale geldiğinin kanıtıdır.  

Kadın cinayetleri de boşanmalar da arttı

6284 sayılı kanundan sonra patlayan kadın cinayetleri, kanun öncesi döneme oranla 4 kat arttığını rakamlar söylüyor. “Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu” adlı feminist grubun yayınladığı verilere göre; 2011’de 121 olan kadın cinayeti sayısı, kanunun çıktığı 2012 yılında 210’a, 2013’te 237’ye, 2014’te 294’e, 2015’te 303’e, 2016’da 328’e, 2017’de 409’a, 2018’de 440’a tırmandı. İstatistikler, 6284’ün şiddeti önlemek bir yana yuvaları daha da kanlı hale dönüştürdüğünü açıkça gösteriyor. Kanundan sonraki dönemde, boşanmaların 150 bini bulması ise aile dramının iç yüzünü ortaya koymaktadır.

Bu konuda neler yapabilirizi ise başka bir yazıya bırakalım.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.