SON DAKİKA
Hava Durumu

Bu Topraklara, Hep Yabancı Kaldılar

Yazının Giriş Tarihi: 31.01.2023 23:33
Yazının Güncellenme Tarihi: 31.01.2023 23:33

Son yüz elli yıllık bir geçmişi var, yabancılaşmanın. Hep, söylenile gelen; Türkiye’deki’ aydın sapması’ndan söz etmiyorum. Siyasetin ve siyasetçinin yabancılaşmasından söz ediyorum. Batı mekteplerinden aldıkları eğitimlerle; önce bu topraklara, bu toprakların, dinine, inancına, tarihine, medeniyetine ve bütün değerlerine yabancılaştılar. Sonra da dönüp, Batıdan kopyaladıkları ne varsa, tek doğrularmış, tek gerçekmiş gibi bu topraklara taşımaya, bu ülkenin insanına, silah zoruyla kabul ettirme sapkınlığının savaşını verdiler. Bu sapkınlık bitti mi? Hayır farklı formatlarla da olsa sürgit devam ettiriyorlar. Hatta bu işi alenileştirdiler. Aslına bakarsanız, nesepleri bile pek yerli sayılmaz.

Siyasal sistemin, hukuk ve yönetim biçiminin Batıdan klonlama olduğunu, övünerek anlattılar, anlatıyorlar. Bir farkla, geçmişte övünerek anlattıkları ve millete dayattıkları yönetim biçimine, bugün, var güçleriyle karşı çıkıyorlar. Çünkü; yönetimde olmadıkları için, ülkeyi babalarının çiftliği gibi kullanamıyorlar. Ülke kaynaklarına, artık ulaşamıyorlar. Rantiyeciler, faizciler, hortumcular, eskisi gibi yağma yapamıyorlar. En önemlisi ise, dışardan aldıkları emirler ve dayatmalar, onları zorluyor. 

Öte yandan; Türkiye, içeride; askerî, hukukî ve bürokratik vesayetten kurtulması hiç hoşlarına gitmedi, gitmiyor da. Dışarda ise; Türkiye siyaseti ve dış politikası, küresel emperyalist vesayetten kurtulması, dışardakileri onların içerdeki aparatlarını çılgına çevirdiğinde hiç kuşku yok. Öyle ya, bağımsız Türkiye diye, meydanlarda ünlemek, ancak geri planda dışardaki ağababaları ile ortak planlar yaparak, siyaseti dizayn etmek, onlar için daha çekici geliyor olmalı. Neredeyse bir asırdır, emperyalist koltuk değneği ile ayakta kalmayı ve siyaset yapmayı, çağdaşlık, modernlik ve ülke yönetimi olarak değerlendirdiler. 

Şu altılı masada yaşananlar bu olayı ne kadar da doğruluyor değil mi? Altı benzemez bir araya gelmişler, ülkenin yönetimini devralmaya hazırlanıyorlar. İşe bak ki, yönetmek istedikleri ülke Türkiye olmasına rağmen, sanki başka bir ülkenin yönetimine hazırlanıyorlar gibi, kirli odaklarla iş tutmaktan çekinmiyorlar. 

Altılı masa bileşenlerinden, Türkiye’nin geleceğine yönelik bir proje ürettiklerini, iktidara gelirlerse, bu projeleri hayata geçireceklerine ilişkin bir açılmaları var mı? Ben bilmiyorum. Erdoğan düşmanlığı, ciddi bir siyasi körlük meydana getirdiğini görmek zor değil. Üstelik yeni proje üretmek yerine, yapılmış projeleri de iptal edeceklerini söylemeleri, işte bu siyasal yabancılaşmanın fecaat resmi olduğunu görmüyorlar.

Baktılar ki siyaseten Erdoğan’ı alt edemeyecekler, şimdide manipülasyona kalkışıyorlar. Akıl hocaları da hiç kuşkusuz, batılı ağababaları. 

Yayınladıkları deklarasyonda, acaba yeni bir şey çıkar mı diye bekledik. Ancak çıka, çıka; emperyalist akıl hocalarının kulaklarına üfledikleri, ‘Erdoğan’ın adaylığını’ tartışmaya açmak oldu. Muhtemelen, Sabih Kanadoğlu’nun da dahli olmalı. Buradan onlara ekmek çıkar mı, pek emin değilim. Geçmiş tecrübeler aksini gösterdi. 

Eski Türkiye’yi çok özledikleri oldukça açık. Hala, siyaseti Çankaya’dan yöneteceklerini sanıyorlar. Baksanıza, imzaladıkları, 240 sayfalık metinde sadra şifa bir şey var mı? Ne diyorlar; ‘Cumhurbaşkanlığı Çankaya Köşkü’ne taşınacak. Bakan yardımcılıkları kaldırılıp müsteşarlık sistemi kurulacak. Çoklu baro sistemine son verilecek. Millî Savunma Bakanlığı’nın yapısı gözden geçirilecek. MİT Başkanı görevden alınacak, Şehir hastaneleri yapımına son verilecek.’ Bunlardan da öte; son yirmi yılda, Türkiye’nin elde ettiği bütün müktesebatın yok sayılacağında mutabık kalıyorlar. Bu yabancılaşma değil de nedir?

Haklı olarak; Devlet Bahçeli, buradaki yabancılaşmaya işaret ediyor.  Yani bir bakıma, siyasetteki yabancılaşmaya, emperyalist parmağa vurgu yapıyor. Haklı olarak: ‘“Metin nerede hazırlanmış, hangi ülkenin büyükelçiliğinde kaleme alınmıştır?" şeklinde, soruyor. Bahçeli’nin bu sorusu; aynı zamanda siyaseten, yabancılaşmanın hala sürdüğünü de ortaya koymuş oluyor.   MHP lideri Bahçeli, 6’lı Masa’nın, Erdoğan’ın adaylığına karşı ortak metin yayımladığını hatırlatarak, “Bu aklı 6’lı Masa’ya kim vermiştir? Sayın Erdoğan’ın adaylığından bu kadar mı korkuyorsunuz? diye soruyor. Sayın Erdoğan’ın adaylığı meşrudur, hukukîdir, ahlâkîdir” şeklinde, tartışmaya noktayı koyuyor. 

İşi burada bırakmıyor; ‘Cumhur İttifakı’nın ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin karalanması için her türlü çirkefliğin sahnelendiğini söyleyen Bahçeli, “Seçim tarihi yaklaştıkça ABD’sinden İngiltere’sine, Almanya’sından İsveç’ine sırayla Türkiye’ye algı operasyonları düzenlenmektedir” demesi, yukarıda sizinle paylaşmaya çalıştığım yabancılaşmaya, net olarak işaret ediyor. Kılıçdaroğlu’nun, Türkiye’nin karşısındaki kirli odaklarla iş tuttuğunu vurgulayarak, bu yabancılaşmanın mihrakı olduğunu ifade etmesi ise, yukarıdaki düşünceleri doğrular mahiyettedir. Bahçeli’nin konuşması şöyle: “Milliyetçi Hareket Partisi’ne son dönemlerde yoğunlaşan, eşzamanlı ülkemize ve Cumhur İttifakı’na karşı ilerletilen düşmanlığın sebebi 14 Mayıs seçimlerinde küresel emperyalizmin Türkiye’den intikamını alma çabasıdır. Provokasyonların sebebi budur. Kılıçdaroğlu Türkiye’nin karşısındaki mihraktır. Kılıçdaroğlu bölücülerle, yağmacılarla, teröristlerle, Türkiye düşmanı çevrelerle aynı gemidedir. Aynı istikamettedir. Aynı hevestedir. İP Başkanı Diyarbakır’a gidip utanmadan, sıkılmadan, vicdanı sızlamadan silahlara veda mesajı vermiştir. Ne hazindir ki, PKK’ya yeşil ışık yakmıştır. Bölünmeye selam salmıştır.”

Türk siyasetinin, yabancı etkisine, bu altılı masa tarafından açık hale getirildiğini de şöyle ifade ediyor: “Seçim tarihi belli olunca adayı açıklayacağız, demişlerdi. 6’lı Masa konsey yapılanmasıyla kukla bir cumhurbaşkanı arayışına girmişlerdir. Ortak imzayla ülke yöneteceklerini deklare etmişlerdir. Sonuç bildirgesi olarak yayımladıkları kağıt parçası ise siyasetsizliğin, hazırlıksızlığın, rant ve ikbal paylaşımındaki gerilimin esasen belgesi niteliğindedir. Zillet ittifakına, sahiplerinden, henüz şunu aday gösterin talimatı gelmiş değildir. Biden muhtemelen son kararını iletmemiştir.”

Biden gibi bunak bir adamın aklına güvenerek yola çıkan bu altı benzemeze, bu ülke teslim edilirse, Allah korusun, yeni bir ‘Millî Mücadele’ vermek zorunda kalabiliriz. 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.