KHK’lılar Tekrar Devlete Yerleştirilirse ne olur?

Ülke insanının karşısına; yeni bir vizyon, yeni bir fikir ve yeni projelerle çıkamadıkları için, tezvirat, dedikodu ve yalanlarla seçmenin karşısına çıkamaya çalışıyorlar. Geçmişteki seçimlerde, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aynı şeyleri yaptılar ve kaybettiler. Kürsülere çıktıkları zaman, FETÖ terör örgütünün, ellerine tutuşturdukları tapelerle siyaset yaptılar. Öyle görünüyor ki, Kemal Kılıçdaroğlu, bu seçimleri de KHK’lılarla geçiştirecek.

İktidara geldikleri zaman KHK kapsamında görevden el çektirilenlerin tamamını görevlerine iade edeceklerini, her konuşmasında dile getiriyor. Var sayalım ki iktidara geldin, hakimlerin önündeki dosyalara göre ‘hukuken bunu yapmanız mümkün değil’ denildi. Bütün hâkim ve savcıları görevden mi alacaksın? Hangi hâkim savcıya emir vererek, bunu gerçekleştireceksin? Hani; ‘hukuk adamları bağımsız hareket etmek zorundadır’ diyordun. Mevcut yasalara göre bunu yapabilecek misin? Hadi yasaları değiştiririm diyebilirsin. Bu yasaları; CHP’nin MKYK’sında mı değiştireceksin! Tek parti dönemi çoktan tarihin çöp sepetine atıldığını bilmiyor olamazsın!

Kamudan uzaklaştırılan KHK kapsamındaki bu kişiler kimler? 15 Temmuz kalkışmasında devleti yıkmaya çalışan, meclisi bombalayan, gözünü kırpmadan 251 insanımızın kanını döken FETÖ’cü  hainler değil mi? Bu insanlar, devletin sırlarını dahi, iplerini ellerinde tutan efendilerine vermediler mi?

Anlaşılan o ki; Kılıçdaroğlu, iktidara geldiği zaman FETÖ’ye olan diyet borcunu böyle ödeyecek. Asıl garip olan nokta şu; aynı Kılıçdaroğlu, geçmişteki konuşmalarında, Ak Parti’nin, FETÖ örgütüyle iltisaklı olduğunu, bu teröristleri, Erdoğan’ın desteklediğini her defasında söylemiyor muydu? Şimdi kalkmış, KHK’lıları görevlerine iade edeceğini söylüyor, gözlerimizin içine baka baka bizi aldatmaya çalışıyor. Demek ki hala, Anadolu insanını, tek parti döneminin insanı zannediyor.

Kılıçdaroğlu’nun bu çıkışı yani KHK’lılara sahip çıkması, FETÖ ile doğrudan bir ilişkisinin olduğunun açık delilidir. Başka kanıt aramaya bile gerek yoktur. Kendisini, kasetle Genel Başkanlık koltuğuna oturtmalarını hatırlatmaya bile gerek yoktur.

Ak Parti’nin FETÖ ile ilişkisi olduğunu söylemesi, yavuz hırsız, ev sahibini bastırır darbımeselinin tipik bir örneğidir.

Nedim Şener, CHP-FETÖ ilişkisini net olarak ortaya koymuştur. Sivas’taki bir konuşmasında; “Bir parti FETÖ ile işbirliği içinde. Bunu söylüyorum. Çünkü onların elinde olduğunu bildiğimiz belgeler bir süre sonra o partinin yetkililerinde görüyoruz" Türkiye’de bir parti FETÖ ile iş birliği halinde, bu çok ayıp bir şey diyerek doğrudan CHP’yi işaret ediyor.

Şener şöyle diyor:

"Türkiye'de muhalif kesimlerin AK Parti ile mücadele etmek için zaman zaman bazı ittifak sahibi olduklarını görüyorum. Ben kendi düşüncelerimle bir partinin cemaatle iş birliği içinde olduğunu söylüyorum. "FETÖ'nün elindeki belgeler bir süre sonra o partide ortaya çıkıyor" Niye söylüyorum bunu onların elinde olduğunu bildiğimiz bazı belgeleri bir süre sonra o siyasi partinin yetkililerinde görüyorum. Siyasi partiye baktığımızda bu belgeleri meclisteki konuşmalarda yayınlıyorlar. İş birliği yapıyorlar ve insan bu iş birliğinden utanır" diyerek, Ak Parti’yi; FETÖ’yü besliyor diye eleştiren CHP’nin açık açık FETÖ ile iltisaklı olduğunu ortaya koyuyor.

2014 ve 2018 Cumhurbaşkanlığı seçim süreçlerinde, Kılıçdaroğlu’nun eline tutuşturulan ve kamuoyu ile paylaştığı tapelerin kaynağı ne idi?  O seçimlerde, seçmeni etkileme adına, aslında kaynağı belli olan bu tapeleri kamuoyu ile paylaşan Kılıçdaroğlu, şimdi de KHK’ları tekrara göreve iade edeceklerini söyleyip duruyor.

Peki kim bu KHK’lılar?

FETÖ’cü hainler değil mi?

Tabii ki suçsuzlar varsa ki olabilir, Türk yargısı bunu temizleyecek, suçlu ile suçsuzu ayıracaktır. Nitekim 20 bine yakın insanın görevlerine iade edilmesi bunu gösterir. Eğer sen bunlar üzerinden siyaset yapıyorsan, bu senin açıktan FETÖ ile iş birliği yaptığın anlamına gelmez mi? Kamuoyunu yanıltmaya ne hakkın var. Bütün bunları söyleyeceksin, sonra da dönüp, Ak Parti’yi FETÖ destekçisi olarak suçlayacaksın. Bu nasıl bir çelişkidir böyle. Dahası; seçimi kazandığında, bu adamları tekrar devlete yerleştirme vadinde bulunuyorsun. Ya bu adamlar tekrar bir kalkışma içine girerlerse ki bunda şüphe yok, merak etme seni de bu hayattan silerler. Çünkü onların ne kadar bencil ve egoist olduğunu nasıl profesyonel olarak yetiştirildiklerini herkes biliyor.

KHK’lıları devlete tekrar yerleştirirsen, ‘ben de sizdenim’ demek pek fayda vermez.  

Çünkü Biden’in derdi sen değil, Türkiye olduğunu cümle alem biliyor.