SON DAKİKA
Hava Durumu

Kim bu Adamlar?

Yazının Giriş Tarihi: 14.09.2022 00:43
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.09.2022 00:43

‘Tarihi yazanlar, tarihi yapanlar kadar önemlidir.’ Bu söz, en fazla bizim tarihimizin kaderini ifade ediyor sanki. Öyle ya önce tarihi ifsad edeceksin, sonra da yeni nesilleri yalanla yaşamaya alıştırmak için düzmece bir tarih yazacaksın. Bizim tarihimiz öyle değil mi; önce tarihi bozdular, sonra da bu yalan tarihe kendilerini inandırdılar. Peki kim bu adamlar? Nesepleri, soyları sopları belli olmayan hatta gerçek milliyetleri bile şüpheli olan bu tipler, kimdir neyin nesidir? Resmi kimliklerden söz etmiyorum, çarpık bir zihniyetten söz ediyorum. Bu tipler, kendilerini hiç bu topraklara ait görmediler. Aslında geçmişte de böyleydi. Mandacılarla, İngilizlerle, Fransızlarla, Yunanlılarla iş tuttular, koca imparatorluğu emperyalistlere peşkeş çektiler sonrada kalkıp kurtuluş savaşından söz ettiler, ediyorlar. Murat Bardakçı’nın, ‘bir mermi atmadan; Yunanlılar ve İngilizler sessiz sedasız çekip gittiler, ne kurtuluş savaşı(!)’ derken sanırım bu noktaya vurgu yapıyordu.

Kurtuluş Savaşını Osmanlılara karşı yapmışlar da ondan kurtulmanın sevincini her yıl tekrar ediyorlar. Daha düne kadar, ilkokul çocuklarına; Kurtuluş Savaşını, Müslüman kadının çarşafını soymak olarak kutlayan aynı zihniyetin uzantıları değil mi? Tarihimizin en karanlık, gizlenenleri en fazla olan bölümünün Cumhuriyet tarihi olduğunu söyleyerek, asıl meseleye geçelim. Çünkü; Cumhuriyet tarihinin, arşiv belgelerine dayanarak yeni baştan yazılması gerektiğine inananlardanım.  

CHP'li Tunç Soyer, İzmir’in kurtuluşunun 100.yılını kutluyor. Sanırsınız ki, İzmir’i, İngiliz ve Fransızların emir eri Yunanlılar değil de Osmanlılar işgal etmiş ve şehir büyük mücadele sonunda Osmanlılardan kurtarılmış. Ne diyor adam: "Yüz yıl önceydi. Bu toprakları yönetenler, gaflet, delalet hatta hıyanet içindeydi. Gençleri, kadınları, çocukları, geleceği hiç düşünmediler." Henüz tarih şuurundan haberi olmayan ilkokul oğlanlarının müsameresinde konuşuyor gibi. Bu düşüncelerini, mason biraderlerinin eline tutuşturduğu kağıttan okuyor olmasın.

Eğer dediğiniz gibi "Yüz yıl önceydi. Bu toprakları yönetenler, gaflet, delalet hatta hıyanet içinde" olsaydı, sen bugün belediye başkanı değil, kim bilir kimlere kölelik yapıyordun. "Gençleri, kadınları, çocukları, geleceği hiç düşünmediler. Sadece ve sadece saraylarındaki saltanatı korumak için bütün bir milleti ateşe attılar. İnsanlık onurumuzu, bağımsızlık tutkumuzu ve yaşam hakkımız ayaklar altına aldılar, teslim oldular. Bir sabah emperyalist ülkelerin askerleri, kirli çizmeleri ve kirli emelleriyle körfezin sularını ve güzelim şehrimizi işgal etti." Eğer dediğiniz gibi olsaydı, Yunanlıların yaptığı mezalimlerin izleri evinin duvarında asılı kalmaya devam edecekti.

Tunç Soyer’in Osmanlı geçmişine karşı düşmanlığının nedeni kendi geçmişi ile ilgili olsa gerek. Gaflet dalalet hatta hıyanet içinde diye suçladığı Osmanlı Sultanlarının yönettiği topraklar, 4 milyon kilometre karelik bir alanı kapsıyordu. Sizin dedeleriniz, bu toprakların dörtte biri bile olamayan kara parçasına sıkışıp kalmadınız mı? Eğer dediğiniz gibi hıyanet için de olsalardı, bu toprakları, bir mermi atmadan düşmana teslim ederlerdi, tıpkı senin dedelerin ve o zihniyette olanların yaptıkları gibi. Bugün ülkenin başına bela olan Ege adalarını Yunana veren aynı kafa değil mi? Şimdi de Yunanistan bu adaları kendi malıymış gibi silahlandırarak efelik taslamıyor mu? Eğer bu ülkeye ait olsaydın, önce Yunan mezalimin dile getirerek bu mezalimden kurtuluşu kutlaman gerekmez miydi?

Kendisine sorulsa, ben Kemalist’im diye ünleyecek. Ondan bile haberi olmadığı anlaşılıyor. Bari yalan da olsa Yunanlıları denize dökenin kim olduğunu hatırlaman gerekmez miydi? Eğer bunlar doğru değilse bile; yıllardan beri bu ülke insanına yalan söylemenize rağmen sizi alkışlardık elbette. Daha da ilginci; kendisine gösterilen tepkileri azaltmak için kaynağının nutuk olduğunu söylüyor. Yani demek istiyor ki, Nutuk’a karşı çıkamazsınız, böylece kendi ihanetine kılıf aramaya çalışıyor, yerseniz tabi. 

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, İzmir Belediye Başkan adayı Tunç Soyer'in ailesi hakkındaki eleştirilere, "İnsanların geçmişine, babasına, sülalesine bakıp buradan bir husumet çıkarmaya çalışmak çaresizliğin ta kendisidir" yanıtını verdi. Bu çaresizlik değil, tam tersine bir işi yapanın adam olup olmadığına, soyunun sopunun kim olduğuna, bu topraklara ait olup olmadığına bakmak demektir, bir husumet değil, gerçeği ortaya çıkarmaktır asıl maksat. Gerçi Öztrak’ın böyle söylemesi normal. Çünkü kendi geçmişinin ne kadar karanlık olduğunu kendisi de biliyor. Böylece kendisini de aklamış oluyor!

Bu ülke ne çektiyse, nesebi gayri sahih insanlardan çekmedi mi? Kişinin nesebini sorgulamak, ülkesini seven herkesi en tabi hakkı değil mi? 

Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı’nın devamı olan köklü bir devlettir, köksüzlerin bunu anlaması zaten mümkün görünmüyor. 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.