SON DAKİKA
Hava Durumu

Toprağın Hıncı ve İnsan

Yazının Giriş Tarihi: 01.03.2023 08:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.03.2023 08:02

İnsanın mayasının toprak olduğu; ilahi kitapların metinlerinde uzun uzadıya anlatılmaktadır. Çoğu filozoflar da, felsefi antropolojilerinde bu konuyu işlemektedirler. Öyle ki İslam filozoflarının felsefelerinde, ‘Anasır-ı Erbaa’dan (toprak, su, hava, ateş) bahisle, insanın yaratılışında toprak birincil madde olarak zikredilmektedir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’in birçok ayetinde bu konuya dikkat çekilir. Sizi topraktan yarattık; yine sizi oraya döndüreceğiz ve bir kez daha ondan (topraktan) çıkaracağız.’ (Taha 20/55) ayeti bu konuya işaret ediyor. Aynı zamanda başka önemli bir noktaya da dikkat çekiyor. İnsan topraktan geldiği için yine geldiği yere toprağa döneceğini belirtiyor. Çünkü insanı, toprağın dışında başka bir ortamın muhafaza etmesi mümkün olmadığını yaşadığımız olaylar göstermektedir. Eski Mısırlılardan beri gelen, birtakım kimyasallarla insan vücudunun korunmasından söz etmiyorum. 

İnsanın en iyi barınacağı yerin toprak olduğu da bir hakikat. Söz gelimi insan öldüğü zaman, acilen toprağa defnedilmesinin önemli bir anlamı var. Çünkü insan öldüğü zaman, kısa süre içinde na’şı bozulur ve kokmaya başlar. Bu da beraberinde hastalıkları getirir. 

Deprem bölgesinde arama kurtarmada görev alanlar veya yardım için o bölgeye gidenler, bu konuya ilişkin önemli notlar anlatıyorlar. Deprem altında kalan cesetlerin dayanılmaz bir şekil aldığını, bozulan cesetlerin koktuğunu söylüyorlar. Bu olaya ve ortama tanık olanlar, ne kadar çok etkilendiklerini, uzun süre yiyip içemediklerini ifade ediyorlar. Mevsimim kış olması dolayısıyla salgın hastalıkların olmadığını, enkazdan çıkan cesetlerin süratli bir şekilde toprağa verildiğini de ifade ediyorlar. 

Demek oluyor ki toprakla insan arasında varoluşsal ve metafizik bir ilişki var. Siz buna evrendeki tüm varlıkları katabilirsiniz. Toprak, her özelliği ile insanı bağrına basar, bütün eksikliklerini ve fazlalıklarını, bütün ayıplarını ve kusurlarını örter. Ne zamana kadar sürer bu durum, tekrar dirilinceye kadar devam eder. Tekrar dirilince, dünyada yaptıklarının hesabına mutlak verecektir. İnsanların bir kısmı; ister bilim adına, ister filim adına, isterse çağdaşlık, modernite ve inkarcılık adına buna inanmasın, bu mutlak gerçekleşecektir. Bütün ilahi kitaplar özellikle Kur’an-ı Kerim, bize bunu açık açık bildirmektedir.

Kur’an, insanın tabiatla Sünnetullah çerçevesinde ilişki kurmasını öğütler. Bu ilişkinin, rasyonel, tutarlı ve objektif bir şekilde kurulabilmesi için, bilimin ve aklın ışığında, iman ile ilişki kurulması gerektiğini, çok sayıda ayette bildirilmektedir. İnsanın, tabi şartlar altında toprakla ilişkisini, şu ayet veciz bir şekilde bize anlatmaktadır. “Ey insanlar! Eğer yeniden dirilmekten şüphede iseniz, şunu bilin ki, biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alakadan, (aşılanmış yumurtadan), sonra uzuvları, (önce) belirsiz, (sonra) belirlenmiş canlı et parçasından (uzuvları zamanla oluşan ceninden) yarattı ki size (kudretimizi) gösterelim. Ve dilediğimizi, belirlemiş bir süreye kadar rahimlerde bekletiriz; sonra sizi bir bebek olarak dışarı çıkarırız. Sonra güçlü çağınıza ulaşmanız için (sizi büyütürüz). İçinizden kimi vefat eder; yine içinizden kimi de ömrün en verimsiz sağına kadar götürülür; ta ki bilen bir kimse olduktan sonra bir şey bilemez hale gelsin. Sen, yeryüzünü de kupkuru ve ölü bir halde görürsün; fakat biz, üzerine yağmur indirdiğimizde o, kıpırdanır, kabarır ve her çeşitten (veya çiftten) iç açıcı etkiler verir. (Hac 22/5) 

İnsanı bu kadar şefkatle bağrına basarken, bazen da insanı uyarır ve hıncını göstermek için, içindeki ağırlıkları dışarıya fırlatır. Bunu yaparken üzerindeki her şeyin yeri ve düzeni değişebilir. Kur’an buna zelzele, insan ise deprem ya da yer sarsıntısı demektedir.

Kur’an; insanın kendisine çeki düzen vermesi için, bu tür felaketlerle uyarır ve sınava tabi tutar. Bu sınavı kimileri kazanır kimileri kaybeder. Tabi ki, bu felaketlerden önce insanın tedbir almasını ister. İlk tedbir olarak, insanının inanmasını ister. Bunu yaptıktan sonra, yaptığı işleri; yine ahlak ölçüleri içinde, ilmin ve tecrübenin ortaya koyduğu gerçeklere göre yapması gerekecektir. Bunula beraber, bu gerçekler ortadayken, bunları yok sayıp, hile yalan, sahtekarlık, hırsızlık, ihtikar ve hileyi hayat tarzı kabul edip haram ve helali bir kenara bırakırsa, bu yaptıklarının bir kısmını bu dünyada bir kısmını ahirette göreceği konusunda kesin delilleri, Kur’an bize haber vermektedir. Çünkü insanın başına ne geliyorsa, kendi yaptıkları yüzünden geldiğini, vakıalar göstermektedir. 

Kur’an, geçmiş ümmetlerin başlarına gelenleri değişik ayetlerde anlatmaktadır. Bu ümmetlerin; Allah’a olan isyanları, peygamberlerin sözlerine karşı gelmeleri hatta onları alaya almaları yahut öldürmeleri yüzünden; kimisinin fırtına, deprem, gökten ateş veya çamur yağdırılması gibi felaketlerle yok edildiklerini okuyoruz. 

Biliyorum, inanmayan insanlar, tıpkı o günün insanı gibi saçma bulacaklar ama, Nuh Tufanı oldukça çarpıcı bir örnek olarak bizi uyarıyor. 

Nuh (a.s), bütün uyarılarına rağmen inanamayan kavmi için, Allah’tan yardım diler. Allah’tan gelen vahiyle, kırda sudan uzak yerde bir gemi yapması emredilir. Ancak bunu gören inkârcı kavmi, “peygamberliği bırakıp marangozluğa mı başladın” diyerek alaya alırlar.  

Tufan alametleri belirince, Hz. Nuh, Müminler ile gemiye bindi ve her çeşit hayvanlardan birer çift aldı. Yeryüzünü yavaş yavaş su kaplamaya başlayınca, kendisine inanmayan oğlu Yam’ın da gemiye binmesi için ona yalvarır. Ne var ki, sular yükseldikçe yukarıya doğru çıkmaya çalışan Yam, inkarcılığı yüzünden babasının davetine hayır der ve ben şu yükseklere çıkarak kurtulurum der. Ancak yeryüzü tamamen sular altında kalınca, Nuh peygamberin inkârcı oğlu da dahil gemiye binmeyen bütün canlılar, boğularak ölür.  

Tufan nedeniyle insanlığın ikinci babası olarak nitelen Nuh (as) kısası, sadece hikâye olsun diye anlatılmadığına göre, buradan çıkarmamız gereken dersler olmalı.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.