SON DAKİKA
Hava Durumu

Yerli ve Milli olmak ne demek…

Yazının Giriş Tarihi: 23.11.2022 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.11.2022 00:05

Yerli ve Milli olmak, bu topraklara ait olmak, ülke menfaatleri yanında olmak, ülke insanının yanında yer almak demektir. Ülke insanının reylerine ve görüşlerine baş vururken, okyanus ötesinden, emperyalist mahfillerden değil milletten icazet almaktır. 

Hep söylenir ya Türkiye’de en önemli sorun muhalefet sorunu, yani muhalefetin yerli ve milli olması sorunu. Özellikle CHP ilk 27 yıllık iktidarından sonra, Anadolu insanı nezdinde meşruiyetini kaybettiği için hep muhalefette kalmaya mahkûm edildi. Öyle ki bir iki defa iktidar olsa da yine muhalefet gibi hem de gayri milli muhalefet gibi siyaset yapmayı yeğledi. İlkin milletin değerlerine, inançlarına ve dinine karşı muhalefet etti. Şimdi de dün olduğu gibi bugün de ülkenin milli meselelerine karşı yabancı kalmayı sürdürüyor.  

Son yaşanan, İstiklal Caddesi’ndeki bomba olayı, arkasından ‘Pençe-Kılıç Hava Harekâtı’ karşısında milli bir duruş sergileyememesi bu anlayışın ifadesidir. PKK terör örgütünün ismini anmaktan imtina eden Kılıçdaroğlu’nun HDP’ye ne denli angaje olduğunu da göstermiş oldu.

Siyasetçisi, yazarı, çizeri, gazetecisi, Türkiye’nin sorunlarına ilişkin aklı selim ile çare üretme yerine, bütün hesaplarını Erdoğan’ı indirebilme üzerine kurgulamaları, siyaseten de savrulmalarına neden oluyor.  Yazdıkları çizdikleri, gazetelerine aldıkları haberlerinde ya küfrediyorlar ya da Erdoğan’ı nasıl indirecekleri üzerine bütün hesaplarını kurguluyorlar. İstiklal Caddesi’nde bomba patlatıyorlar, 6 kişi ölüyor, bunu, Erdoğan yaptırdı diyecek kadar körleşebiliyorlar. Okyanus ötesinden kulaklarına gelen fısıltıyı takip ettikleri için, muhalefet adına, ülke sorunlarına ilişkin, tek söyledikleri şey, Erdoğan’ı devirmek. Oysa sahada bunun karşılığı yok.  

Kılıçdaroğlu, gurup toplantılarında, ülkeyi ‘uyuşturucu kaçırıyor’ diye hem emniyet güçlerini hem de ülkeyi küçük düşürüyor. Oysa son yıllarda, uyuşturucuya karşı nasıl mücadele verildiğini kamuoyu çok iyi biliyor. Aslında PKK’nın uyuşturucudan elde ettiği milyarlarca dolarının engellenmesi, Kılıçdaroğlu’nun kimyasını bozasından kaynaklanan bir durum, bu.

Bomba olayından sonra askerî harekât başlıyor, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’ndan ses yok. PKK’nın adını zikretmekten sürekli kaçıyor. HDP’ye bu kadar mı muhtaçsınız. Meral Akşener, aynı tastan su içiyor. Askeri harekata destek açıklaması yapıyor ancak perde gerisinde, kendi adamlarına aksine açıklama yaptırıyor.  

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, İP’e çağrı yaparak ‘yerli ve milli bir görüş sergilemesini’ istemesini, CHP’nin kaşarlanmış yazarlarından birisi, köşesine taşımış; ‘Siyasette yerli ve milli nasıl olunur?’ Diye hicvediyor.

Yerli ve milli bir siyaset izlemenin; bu ülkenin menfaatlerinin, kendi menfaatinden üstün tutulması, ülke sorunlarının çözümü için başka kirli odaklarla iş tutulmaması, ülkede meydana gelen sorunlar karşısında, acıların paylaşılması, seçim kazanmak için emperyal mahfillerde destek arama yerine, Anadolu insanının dertleriyle yakından ilgilenerek bu insanların onayının alınması olduğunu bilmiyorlar mı? Elbette bal gibi biliyorlar. Ne var ki hiçbir CHP’linin PKK terör örgütü diyememesi oldukça ilginç. Bu nedenle bir kısım CHP’liler, bu durumu protesto ediyorlar ve partilerinden ayrılıyorlar.

Sırf Erdoğan karşıtlığı yüzünden terör örgütlerine ses çıkaramayan CHP, yarın seçim kazanıp iktidar olduğunda, bu örgütü tekrar büyütüp ülkenin başına bela etmeyeceğinin garantisi var mı? Bu endişe her zaman olacak. Eğer böyle olursa 30-40 yıldır dökülen kanların hesabını verebilecekler mi? Ama öyle bir dertleri de yok. Zaten, mevcut hükümeti destekleyenler ‘çok fazla ekmek tüketiyorlar, onun için kafaları çalışmıyor’ diyorlar ya.

Kılıçdaroğlu, terörle ilgili açıklama yaparken, PKK’nın adını hiç anmıyor. Sanki terörü onlar yapmamış gibi.  Nasıl oluyor da seçimi kazanacağını söyleyen bir parti, terörü destekleyen ve PKK’yı açıktan destekleyen HDP’nin kucağına oturuyor! Kendilerine bunun izahını yapabiliyorlar mı, bundan da emin değilim.

Askeri harekattan sonra Gaziantep’e atılan roket sunucu 2 can verdik. Bu olay karşısında siyasetin yek vücut olarak tepki koyması beklenir değil mi? Ama öyle olmuyor. CHP’li Sezgin Tanrıkulu oldukça ilginç bir tiwet atıyor. CHP'li Sezgin Tanrıkulu, PKK'nın Gaziantep'e roketli saldırısından sonra yaptığı paylaşımında; "terör" yerine "anlayış" ifadesini kullanıyor. Ne demekse! Paylaşımında PKK demekten, terör demekten imtina eden Tanrıkulu, "terör" yerine de "anlayış" dedi. Paylaşım şöyle: "Gaziantep Karkamış’a düzenlenen saldırıda bir okulu hedefine koyabilecek kadar gaddarlaşan anlayışı lanetliyorum. Saldırıda yaşamını yitiren her canımız için çok üzgünüm. Türkiye'yi, karanlığın teslim almak istediği iklime mahkum etmeyeceğiz. Başımız sağolsun" Bu paylaşımdan bir şey anlayan var mı? Adam terör eylemi, terörist, PKK terör örgütü dememek için çok uğraştığı söylenebilir mi?

Bu da muhalefetin en karanlık yüzü…

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.