SON DAKİKA
Hava Durumu

Masal Nedir?

Yazının Giriş Tarihi: 09.04.2022 03:45
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.04.2022 03:45

Yüzyıllar boyunca sözlü edebiyat ürünü olan çocuk ya da yetişkin fark etmeksizin belli bir dinleyici topluluğuna sahip masallar, zamanla yazıya geçirilerek yazılı edebiyatın içinde yer almış ve çocuk edebiyatının gün yüzüne çıkmasıyla birlikte çocuk edebiyatında önemli bir yer edinmiştir.

Masallar hakkında yapılan çalışmaların ortalama yüz yıllık bir geçmişi vardır. Türkiye’de masal çalışmaları yirminci yüzyılda artarak günümüze kadar gelmiştir. Günümüzde de masal çalışmaları devam etmektedir. Çalışmaların artması masal teriminin tanımını da çeşitlendirmiştir. “Masal Nedir?” sorusuna cevap bulabilmek için halk edebiyatına önemli katkılar yapan bilim adamlarının tanımlarından ve sözlüklerden yararlanarak masalın tanımını yapmaya çalışalım.

Türk Dil Kurumu’nun Türkçe Sözlüğünde, masal, “Genellikle halkın yarattığı, ağızdan ağza, kuşaktan kuşağa sürüp gelen çoğunlukla insanların veya tanrıların başından geçen olağan dışı olayları anlatan hikâye” olarak tanımlanmakta ve Arapça “mesel” kelimesinden geldiği açıklanmaktadır.

Türk Ansiklopedisi’nde masalın tanımı şöyledir: “Masal, olayların geçtiği yeri ve zamanı belli olmayan, peri, cin, dev, ejderha, cadıkarı, arap, padişah, vezir gibi kahramanları belirli kişileri temsil eden hikâye.” Ayrıca aynı maddede zaman ve mekân mefhumunun kısmen de olsa belli olan masallara da rastlanıldığı belirtiliyor.

Şemseddin Sami, Kamus-i Türki’nin “mesel” maddesinde, “Adâb ve ahlak ve nasâyihe müteallik küçük hikâye. Masal bundan galattır.”  biçiminde masalın tanımı yapmıştır.

Pertev Naili Boratav; “Masal, nesirle söylenmiş, dinlik ve büyüklük inanışlardan ve törelerden bağımsız, tamamiyle hayal ürünü, gerçekle ilgisiz ve anlattıklarına inandırmak iddiası olmayan kısa bir anlatı.” olarak tanımlamıştır.

Şükrü Elçin, Halk Edebiyatına Giriş adlı eserinde masal için: “Bilinmeyen bir yerde, bilinmeyen şahıslara ve varlıklara ait hadiselerin macerası, hikâyesidir” şeklinde tanımlamıştır. Ayrıca masallarda kullanılan geçmiş zamanın işlevi üzerinde durmaktadır. “İşte, böyle bir zaman içinde, köklü geleneğe bağlı, kolektif karakter taşıyan, hayalî-gerçek, mücerret-müşahhas, maddî-manevî bir takım konu, macera, vak’a, problem, motif ve unsurlar, nesir dili ile vakit geçirmek, insanları eğlendirirken terbiye etmek düşüncesinden hareketle, hususî bir üslupla anlatılır veya yazılır.” cümlesiyle masal kavramının net çizgilerini belirlemeye çalışmıştır.

Esma Şimşek, “Yukarıçukurova Masallarında Motif ve Tip Araştırması” adlı doktora tezinde masal için yapılan çeşitli tanımları verdikten sonra kendisi de bir tanım yapar: “Genellikle özel kişiler tarafından, kendine mahsus (olağanüstü) zaman, mekân ve şahıs kadrosu içerisinde, yaşanılan hayat ile hayal edilen hayatın sistemli bir şekilde ifade edildiği; klişe sözlerle başlayıp, yine klişe sözlerle biten hayal mahsulü sözlü anlatım türüdür.”

Masallar ile ilgili olarak “Doğan Büyük Türkçe Sözlükte”: “Fevkalâde olay, macera ve kahramanlara yer verilen, hayali, sözle nakledilen ve daha çok çocuklara anlatılan hikâye”  biçiminde bir tanım yapılmıştır.

Sakaoğlu, “Olağanüstü karakterlerin ve yaratıkların gerçeküstü dünyasına şöhret ve talih kazanan sıradan kahramanları ve olağanüstülükleri içine alan nesirlerdir.”  cümlesiyle ifade etmekte ve masal kelimesinin 130 yıllık bir geçmişi olabileceğini belirtmektedir.

Yukarıda verdiğimiz tanımlardan da anlaşılacağı üzere kaynağı yüzyıllar öncesine dayanan masallar; doğduğu toprakların kültürel izini taşıyan, sözlü gelenekten beslenen tazeliğini ve devamlılığını kaybetmemiş ürünlerdir diyebiliriz.

Belirli bir kalıpla başlayan ve devamlılığını olağanüstü unsurların harmanlarıyla sürdüren, düşlerle çevrili gerçeküstü bir dünyaya okuyucuyu sevk eden, sonunda gerçeküstü dünyadan reel zamana aktaran bir anlatıdır olarak da tanımlayabiliriz.

 

Masalın Kaynağı

 

Sözlü edebiyat ürünü olan masalların ilk defa nerede ve nasıl anlatıldığı konusunda kesin bir bilgi yoktur. Yüzyıllardır dilden dile anlatılarak günümüze kadar gelen masallar zamanla yazıya geçirilmiştir.

Masalların içeriği, şekli, kaynağı ve yayılışı ile ilgili ilk teoriler Alman Wilhelm Grimm’e aittir. Wilhelm Grimm 1856 yılında kardeşleriyle birlikte Almanca olarak hazırladıkları “Çocuk ve Ev Masalları” isimli kitabın ön sözünde masalın kaynağı konusunda iki görüş ortaya konmuştur.  Bu görüşler; Mitolojik görüş ve Hindoloji görüşüdür.[1]

1) Hint-Avrupa Teorisi: Hint-Avrupa dil dairesine giren milletlerin masalları, bilinmeyen bir zamandan Hint-Avrupa medeniyetinin mirasıdır.

2) Parçalanan Mitler Teorisi: Masallar, eski mitlerin parçalanmış halleridir.

Bunlar ancak içinden çıktıkları mitlerin kesin olarak izah edilmesiyle anlaşılır.

Yukarıda verilen iki teoriye Saim Sakaoğlu[2] Tarih Öncesi Görüş/Mitoloji Okulu başlığı altında yer vermiştir.

Masalın ilk nerede doğduğunu tespit etmeye çalışan araştırmacıların, en eski yazılı kaynaklardan masal hakkında bilgi almaya çalıştıklarını söyleyebiliriz. Umay Günay “Elazığ Masallar”ı adlı eserinde, Stith Thompson’un 1946 yılında kaleme alınan “The Folktale” adlı eserinden yararlanarak oluşturduğu “Eski Kaynaklarda Masal” ismini taşıyan bölümünde, masallın kaynakların oldukça eski dönemlere ait olduğu ve masal araştırmalarına yardımcı olan kaynakların dönemlerine göre beş grupta ele alındığını ifade etmiştir. Bu kaynakları aşağıdaki şu şekilde aktarabiliriz:

1) Eski Mısır: İlk büyük medeniyetlerden biri olan Eski Mısırlılardan kalan, çoğunlukla din adamları tarafından yazılan papirüslerde Mısır’ın tarihi, coğrafyası, sosyo-kültürel yapısı hakkında olduğu kadar Mısır dışındaki halk geleneklerini de yansıtan masallara rastlamak mümkündür.

2) Babil ve Asur: Bu döneme ait belgeler beş bin yıl öncesine kadar gitmektedir. Bütün dünya masallarında bulunan motiflerin bir kısmını içeren ‘Gılgamış’ ve ‘Etana’ efsaneleri bunların en dikkat çekenleridir.

3) Eski Yunan: Bu döneme ait edebî belgeler arasında halktan derlenmiş masal metnine rastlanmasa da, masala ait çeşitli temaların dini kitaplara, destanî şiirlere, hatta dramlara konu edildiği görülmüştür. Bu dönemde yaşayan Ezop tarafından edebî çerçeveye sokulan hayvan masallarının Ortaçağdan itibaren tekrar sözlü geleneğe geçmesi ilgi çekici olarak görülmektedir.

----

[1] Ali Fuat Arıcı, Masalın Sesi (2. Baskı), Pegem Akademi Yayınları, Ankara:2012, s.6.

[2] Saim Sakaoğlu, Masal Arastırmaları, Akçağ Yayınları, Ankara: 1999, s.5-6.

----

4) Latin: Bugünkü masal unsurlarının birçoğunu içeren “Cupid” ve “Psyche” adlı hikâyeleri içinde bulunduran Metamorphoses, Apuleius tarafından bu dönemde yazılmıştır.

5) Hindistan: Büyük bir kısmı Aryan kabilesinden olan Hindistan halkının Homer’den asırlarca öncesine dayanan bir yazılı edebiyata ve pek az değişen bir dini geleneğe sahip olduğu söylenmektedir.

Farklı birçok anlatma türüyle yakın ilişkisi olan masalın kaynakları konusu ile ilgili olarak farklı görüşler ortaya konulsa da masal incelemelerinin genelinde karşımıza üç dönem çıkar:

I. Tarih Öncesi Görüş/Mitoloji Okulu

II. Tarihi Görüş/Hindoloji Okulu

III. Etnografik Görüş/Antropoloji Okulu

Uzun yıllar masal incelemesi alanında çalışmalar yapan Saim Sakaoğlu, yaptığı incelemelere dayanarak masalların kaynakları ile ilgili şunları söyler:

“Masalların kaynağı olarak hiçbir coğrafyayı, kültürü ve dini temel olarak ele almamak gerekir. Masalların bir bütün olarak değil de tek tek ele alınması halinde belki bazılarını belirli coğrafyaya, kültüre veya dine bağlayabiliriz. Örneklerde görülen değişme, ne kadar büyük boyutta olursa olsun her masalda aslından gelen bir iz, bir kalıntı mutlaka bulunacaktır.” [3] Saim Sakaoğlu’na[4] göre masalın üç türlü değişmesi ve farklılaşması mevcuttur:

1) Olumlu gelişme: İlk defa anlatılan ve henüz mükemmel olmayan masalın hem ortaya çıktığı bölgede hem de yayıldığı bölgelerde gelişip güzelleşmesidir.

2) Yayılan gelişme: Masallar, yayıldıkları coğrafyalarda, kültür ve dinlerin etkisiyle asıl şekillerinden uzaklaşarak gelişmeye devam eder. Masal, belki de ilk ortaya atıldığı yerde bile saf sekliyle anlatılmamaktadır. Kişi ve yer adları, unvanlar, hayvanlar, yiyecekler değişir. Masalın bu tür gelişmesi yayılan gelişme olarak adlandırılır.

---

[3] Saim Sakaoğlu, a.g.e., s.9.

[4] Saim Sakaoğlu, a.g.e.

---

3) Tersine gelişme: Pek çok ülkede anlatılmaya devam eden ve anayurduna dönen masalın ilk sekli ile arasında önemli değişmeler görülür. Aslından çok şey kaybeden masalın bu yönde gelişmesi tersine gelişme olarak adlandırılır.

Türk masalının kaynağının neresi olduğu üzerine toplu bir çalışma olmasa da, masalın ve onunla yakın ilişkileri olan fıkra, latife, tekerleme, efsane gibi türlerin geçmiş çağlardan günümüze kadar Türk kültüründeki yerini, adı belli yazarların yaratmalarında bu halk edebiyatı türlerinden nasıl yararlandıklarını belirterek, Türk masalının tarihini çizmeye çalışan Boratav, Türk masalı üzerine en eski bilgileri on üçüncü yüzyılın Anadolulu büyük sairi Mevlana Celaleddin’in eserinde bulunduğunu söyler[5] (Boratav, 1992a: 398).  Boratav, Mevlana’nın Mesnevi’sinin karşılaştırmalı halk edebiyatı incelemelerinde birinci derecede önemli bir kaynak olduğunu belirtir. Boratav’ın Az Gittik Uz Gittik adlı eserinde bulunan “Türk Masalı Üzerine” adlı bölüm, Türk masalı hakkında araştırma yapan herkesin faydalanabileceği kaynakları toparlaması açısından da oldukça önemlidir. Bu başlık altında sayılan bazı yazarlar ve eserler şunlardır:

-Mesnevî, Fîh-mâfîh, Mevlana Celaleddin, 13. yüzyıl,

-Mesnevî, Âsık Pasa, 13. yüzyıl,

-Divan, Yunus Emre, 13. yüzyıl,

-Dâsıtân-ı Ahmed Harâmi,14. yüzyıl,

-Danismendnâme, Ali, 14. yüzyıl,

-Battâlnâme,14. yüzyıl,

-Kalîla ve Dimna, Hoca Mesud, 14. yüzyıl,

-Harnâme, Seyhî, 14. yüzyıl,

-Vilâyetnâme, Hacı Bektas-ı Veli, 15. yüzyıl,

-Câmâspnâme, Abdî, 15. yüzyıl,

-Pendnâme, Güvâhî, 16. yüzyıl,

-Latâ’if, Lâmiî Çelebi ve oglu Abdullah, 16. yüzyıl (Nasreddin Hoca hikâyelerinin en eskileri bu kitaptadır),

-Muhayyelât, Aziz Efendi, 1796,

-Siyer-i Servnâz, T. Abdî, 1873/74.

[5] Pertev Naili Boratav,  Az Gittik Uz Gittik, Adam Yayınları, İstanbul:1992, s.398.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.