SON DAKİKA
Hava Durumu

BENİM DOKSANLARIM

Yazının Giriş Tarihi: 29.01.2021 09:20
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.01.2021 09:20

Bölüm 1

Kişisel hikâyeler özneldir. Hikâyeyi anlatanın gözünden baktırır. Bu yazı da öyle olacaktır. Son günlerde doksanlı yılların özlemini çekenler, o günleri mutluluk ve refah yılları olarak anlatanları görünce paralel evrenlerde farklı hayatlar mı sürdük diye düşündüm.

Türk televizyonlarında reytingi yüksek bazı dönem dizilerindeki gibi belli dönemlere burnumun direği sızlayarak özlem duymuyorum. Seksenler dizisini çok plastik buldum ne yayın döneminde ne de tekrarlarında izlemedim. Oyunculuk yeteneği değil kastettiğim. Doksanlar için aynı yayın şirketinin yaptığı dizi için de aynı şeyi hissettim. Sanırım dizisi yapılan bir dönemi bizzat yaşadığınızda bakış açınız çok farklı oluyor.

Bendeniz seksenleri devlet parasız yatılı okulunda askeri disiplin içinde yaşadım. Darbeyi yapan beşibiryerde muhteremleri karşılamak için 12 yaşında 6 kilometre yürütüldüm bütün okulla birlikte.

Seksen sekizde tıp fakültesine başladım. Üniversitemin ismini yazmayacağım bir cümle ile herkes şıp diye anlayacak. Hani okul birincisini başörtülü diye törene almayan rektörün üniversitesi. Aslında o rektör bey çoğunluğu Ankara’dan seksen darbesi sonrası gelen hoca tipinin sadece bir örneği. Tıp fakültesinin hocalarının neredeyse yüzde sekseni göstere göstere solcu, birkaç hoca rengini belli etmeye çekinir iken birkaç hoca var kafatasımızı ölçmeye hevesli ülkücü oldukları söylense de asla o tanıma uymayan ırkçı tipler. Sonradan o hoca profili ne kadar değişmiştir bilemiyorum.

Başörtüsü ile ilgili ilk yasakçı uygulamalar bizim fakültemizde başlamıştı yıl1990 Parazitoloji hocası sınıfımızdaki tek başörtülü arkadaşımızı sınıftan atmaya kalkmıştı. Ardından devamı gelmiş diğer branşlar diğer hocalar diğer fakülteler başörtülülere sistematik eziyete başlamıştı. Henüz ortada 28 Şubat yoktu.

1 Temmuz 1993’te tıp fakültesi son sınıfa başladım. Ertesi gün çocuk acil servisinde nöbetçiydim. Sonraki gün ise Madımak otelinin yakılmasıyla neticelenen malum olay meydana geldi. Doksanlı yıllar nostaljisi yapanlar belki unutmuş olabilir. Saadet partisi lideri T.K dönemin Sivas belediye başkanıydı. Belki o da unutmuştur. Ancak o güne birebir şahit olanlardan biri olarak benim gördüklerimi unutmam epey zor. Dumandan boğulmuş, kısmen yanmış, bazıları kurşunlanmış olan üs tüste yığılmış cesetler. Ardından Başbağlar katliamı.

Sonunda 1 Temmuz 1994 te mezun oldum. Mecburi Hizmet için gittiğim Muş’ta güzel görünümlü bir öğretmenevi vardı. Yemek için gittim bekleme kısmında bir kanepeye oturdum. Her zaman gülümseyen bir görevli vardı gülümseyerek geldi ve ‘’hocam orası iki hafta önce tarandı istersen kalk oradan’’. Kalktım haliyle evet kanepe delik deşikti. Mecburi hizmetteydim,  ikametim zorunlu olarak sağlık müdürlüğü misafirhanesiydi, bir ev kiralayıp oturmamız halinde güvenliğimizin garantisi yoktu. Hastane ve misafirhane arasındaki 100 metrelik mesafede bile bazı kaçırılma (PKK tarafından) vakaları olmuştu.

İkinci bölümde, “Memuriyet ve 90’ları anlatalım inşallah…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

--------------

 

 

 

 

Haberin Doğrusu En Güncel Haber

 

Haberin Doğrusu, Bursa haber, Bursa son dakika, Doğru haber, Son dakika, Bursa iş dünyası, Bursaspor, Bursa hava durumu, Bursa nöbetçi eczaneler, Bursa ekonomi haberi, Bursa kapalıçarşı, Bursa trafik durumu

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.