Biz sizi tanıyoruz!

Malumunuz 30 Ekim 2020 de İzmir Seferihisar açıklarında meydana gelen deprem sonrası ölenler ve yaralananlar oldu. Ölenlere rahmet, yaralılara şifa diliyorum.

Allah her türlü kaza, bela ve afetten korusun bizleri.

İzmir depreminin hemen ardından devlet ve kurumlar hızla harekete geçti, aynı anda ülke insanlarının neredeyse tamamı dualarla, temennilerle, iyi dileklerle harekete geçti.  Eller İzmir için semaya kalktı.

17 ağustos 1999 depremini bizzat yaşamış, deprem bölgesinde çalışmış bir hekim olarak o günlerin acılarını, devletin o zamanki yetersiz aciz halini hiç unutmadım.

O dönemde birebir şahit olduklarımı anlatmak için bir köşe yetmez. Sadece şunu söylemek isterim hayatımın en önemli dönüm noktasıydı… İnsanoğlunun ne kadar yüce ve ne kadar alçak olabileceğini de gördüm.

Hamdolsun iyiler hep daha fazlaydı.

Bu ülke insanı böyledir nerde mazlum, yaralı, ihtiyaç sahibi, afetzede olsa elinden, dilinden, gönlünden ne gelirse seferber eder.  

Bizim milletimizin kahir ekseriyeti din, dil, ırk ayırt etmez gönlü geniştir, merhametlidir, lokmasını paylaşır.

Bir de sayısı çok az ama sesi çok çıkan bir kesim var ve İzmir depreminde tekrar sahne aldılar. Biz onları tanıyoruz aslında; zaman, mekân değişse de onlar hiç değişmiyor.

Kalpleri zifiri karanlık, vicdan yok, merhamet yok, empati yok…

Depremin hemen ardından sosyal mecraya düşen ve televizyonlarda canlı yayınlarda paylaştıklarına bakınca ya bunlar insan değil ya da ben dedirttiler yine.  

Sosyal mecrayı takip etmeyenler için birkaç örnek verelim;

Selçuk Şirin: ‘’Bu kadar sık deprem olan bir ülkede arama kurtarma faaliyetinin tarım bakanına düşmesi sistem meselesidir’’ diyor twitter hesabından.

Kendisi Prof. Ünvanlı.

Tarım Bakanının memleketi olan İzmir’e hızlıca ulaşıp, enkaz altındaki bir genç kıza telefonla moral vermesini kastediyor.

Gürsel Tekin: ‘’İzmir’de yaşanan deprem sonucunda Bayraklı ’da Kaymakamlık binası ve Kızılay Kan Merkezi yıkıldı, Adalet Sarayı duvarları çatladığı için boşaltıldı…

Kendi binalarının güvenliğini sağlayamayan devlet, vatandaşın canını nasıl koruyacak? ‘’ diyerek devam ediyor.

Kızılay başkanı kan merkezinin yıkılmadığını kendisine bildirdikten epey sonra paylaşımı kaldırıyor.

Dilek Ekmekçi.’’ Ülkenin en aydınlık insan ortalaması İzmir’de bu bir gerçek. Elbette diğer kentlerde de aydınlık insanlarımız var ama ülkenin en aydınlık şehrinin başına böyle bir felaket gelmesi; benim için ayrıca üzücü…  Sonuçta kalitesiz ve karaktersiz insanlarla dolu Kamburalar değil İzmir’’

Dilek Ekmekçi avukatmış.

Liste uzun.

‘’Yobazlar yardıma gelmesin biz Atatürk’ün yolundayız’’ diyen de var, ‘’İzmir’de zina çok tabi ki deprem orda olacak ‘’ diyen de. 

Hepsinin ortak noktası, kalplerindeki zifiri karanlık. 

Yöntemleri değişse de fitne değişmiyor, nefretleri değişmiyor. 

Hangi maskeyi takarsanız takın, hangi kisveyi giyerseniz giyin,

BİZ SİZİ TANIYORUZ!

Siz,

İstanbul’un İngiliz işgaline uğraması sırasında elinde çiçek buketi İngiliz subaylarını karşılayanlarsınız,

Edirne’ye Enver geleceğine Bulgar girsin diyenler sizsiniz!

Siz millet İstiklal harbinde iken geride kalan kadınların, çocukların malına, namusuna musallat olan eşkıyasınız

Kıbrıs Barış Harekâtından sonra ülkemize uygulanan ambargoda yağın, şekerin karaborsasını yapan fırsatçı da sizden!..

Allah’ın ayetlerini çarpıtarak milletin dinini, imanını, aklını, iradesini çalan da sizsiniz

Büyük Marmara depreminde binlerce ölüm varken evlere girip hırsızlık yapan da…

‘’Edirne’de deprem olsa ben gelmezdim ne işiniz var burada ‘’ diyen dönemin kimliğini hatırlayamadığım Kocaeli sağlık yetkilisi de sizsiniz.

Gezi kalkışmasında milli servete milyarlarca dolar hasar veren, gözü dönmüş Vandalizm sizden…

Kendi yayın kuruluşunun yakılmış aracı önünde poz veren haysiyetsiz de…

Çocukların dirisini değil ölü bedenini kutsayan nekrofilik ruh hastalarısınız.

Milletin yasını tutmasına da karşısınız, sevincini yaşamasına da

Milletle gülmez milletle ağlamazsınız.

Millet can pazarında iken gözünü bile kırpmadan yalan söyleyen siyasetçiler sizden!..

BİZ SİZİ TANIYORUZ!..

Siz de bizi tanıyorsunuz. 

Hamdolsun yürek olarak da, sayı olarak da sizden çok fazlayız.

Her zaman fazla olacağız. 

Her düştüğünüzde size el uzatan yine biz olacağız!