Kadının Adı Yok mu Canan Hanım?!

CHP İstanbul il ve ilçe teşkilatlarından bazı parti üyesi kadınlara yönelik tecavüz ve taciz iddiaları, 15 günden beri gündemin en çok konuşulan konusu oldu.

İlk olarak Maltepe ilçeden gelen ve yargıya intikal eden tecavüz vakasından sonra kaba tabirle kanalizasyon patladı arka arkaya benzer iddialar gündeme düştü. İlk olaydan sonra herkes gibi ben de gözümü bir kadın, anne, hekim ve de CHP İstanbul İl başkanı olan Canan Kaftancıoğlu’na çevirdim. 

Doğrusu nasıl bir açıklama yapacak merak etmiştim.  

Garip bir şekilde Canan Hanım suskundu ve daha da ilginci bütün CHP suskundu.

CHP’li eski vekil Barış Yarkadaş yüksek sesle itirazını yapınca da bizzat il başkanı onu hedef aldı.  Samimi olarak ifade ediyorum ben bu tavır karşısında hiç şaşırmadım hem de hiç!

CHP’li siyasilerin, CHP’nin arka bahçesi gibi görev yapan bazı meslek örgütü ve kadın derneklerinin kadına, kadına şiddete /tacize nasıl baktığını defalarca test ettik.  

Umut dünyası en azından kendi parti üyesi kadınlara sahip çıkarlar diye ümit edenlerimiz olduysa o da boşa çıktı. 

Canan Kaftancıoğlu gibi illegal sol terör örgütlerine sempati besleyen, her fırsatta bunu dile getiren, ölen teröristler için ağıtlar yakan birinden anne şefkatiyle kadınlara yaklaşmasını beklemek abesle iştigal… O da kendi doğasına uygun bir yaklaşımla teşkilatlarında konuşmak isteyenleri susturmuş. 

Aslında net manzara Mario Puzo OMERTA eserindeki gibi CHP de hiç kimse konuşmuyor ya da konuşmaktan korkuyor... 

Görünen o ki Canan Kaftancıoğlu CHP’yi topyekûn susturacak kadar etkili ve genel başkandan çok daha kudretli.  Daha ilginç olanı tüm Mor Halkalı kadın derneklerinin aynı sessizliğe ortak olması. Sadece o kadar da değil İyi Parti ve HDP deki kadın siyasetçiler de OMERTA ya aynen uyuyor.

Kesin olan şu: CHP parti üyesi mağdur kadınlar yalnız ve savunmasız bırakıldı KADIN YÖNETİCİLERİ tarafından…

Ne diyordu Canan Hanım CHP’de kadın siyasetçi olmak zor! Haline şükretsin CHP’li bir kadın siyasetçinin insafına ihtiyacı olmamış.

 Yaldızlı Maskeler.

Pandemi günlerinde maskenin her çeşidini gördük çok şükür. 

Elmaslı, pırlantalısı bile yapıldı.

Maske, KKD (kişisel koruyucu donanım) olmaktan çıktı.

Aslında yüzün yarısını örten, kişinin tanınmasını engelleyen bir materyalin, kişileri deşifre etmesi yaman çelişki değil mi?..

Meral Akşener ve Pervin Buldan’ın sloganlı maskelerini gördünüz mü?

Görmeyenler için tarif edelim;  siyah zemin üzerine ‘’İstanbul sözleşmesi yaşatır’’ sloganı yazılmış.  Bu sloganı sosyal medya profillerinde kullananları da görmüştüm, maske olarak da görmüş oldum. 

 İki siyasetçi hanıma naçizane tavsiyemdir sloganla kimseyi koruyamazsınız.

Diyarbakır HDP il binası önünde ailelerin evlat nöbeti devam ediyor. Pervin Buldan’ın partisinin binasının önünde yani...

Anneler doğrudan Pervin Buldan’ın partisinin terör örgütüne eleman devşirdiğini haykırıyor.  Kendisi de bir anne olan Pervin Buldan evlat nöbetindeki ailelerle bir kez olsun görüştü mü?

Pervin Buldan hangi şiddete karşı hangisine razı?

Meral Akşener’le ortak yönleri şiddete karşı olmaları mı?

Meral Akşener ve Pervin Buldan anayasa görüşmelerinde bu konuda uzlaştılar mı?

Kendi aralarında konuşurken çocukları dağa götürülen anneleri kadından ve insandan saymıyorlar mı?

Meral hanım dağdakine terör örgütü derken, terör örgütüne eleman devşiren partinin eş başkanı ile anayasa hazırlığı dışında başka neleri paylaşıyor? 

Mor halkalı, bol sloganlı kadın hakları savunuculuğu yaparken CHP’li yöneticilerin CHP’li kadınlara tacizine tecavüzüne susmak da gizli ittifaklarına dâhil mi?