Kısa kısa…

Hayrünnisa Hanım, herkesi MİT başkanına şikayet ettiğini, hakkında yazıp çizen herkesin cezasını bulacağını anlatıyormuş.

Kime?

Tabi ki etrafına, yanında çalışan ve her kaprisine boyun eğmek durumunda kalan çalışanlarına.

Hayrünnisa Hanım’ı bu kadar kızdıran ne yazılıp çizilmiş?

Kızının boşanma arifesinde olduğu, oturdukları konutun da damadın üzerinde olduğu iddialarına mı bu kadar kızmış acaba?

Eğer buna sinirlendiyse bu iddiaları dile getiren binlerce insan oldu.

Başka hangi konuya sinirlenmiş olabilir ki?

Ahmet Dönmez isimli firari FETÖ’cü Hayrünnisa Hanım hakkında YouTube yayını yaptı.

Ona kızmış olabilir mi diyeceğim ama o yayına baktım firari FETÖ’cü Hayrünnisa Hanımı yere göğe sığdıramamış.

Malum Hayrünnisa Hanım, orta yaşını azıcık geçiyor, acaba sinirlerini bozan başka bir sağlık problemi olabilir mi?

Şöyle bir züccaciye, AVM gezsin, birkaç vazo alsın, el dokuma halı baksın sinirlerine iyi gelir.

- TTB’nin Turkovac Acısı

Yıllarını et-balık kurumu solculuğu ile geçiren son dönemde de iradesini tamamen illegal örgütlere teslim eden TTB, ne zaman "Bilim" diye başlayan bir açıklama yapsa beni alıyor bir gülme.

Yıllardır tıp ilmine ihanet dışında bir maharetini görmediğimiz yapı TURKOVAC’ı beğenmemiş.

Neden?

Çünkü: "Biz eskiden aşı ithal ediyorduk, sağcı hükümetler sağlık sistemini bu hale getirdiler" söylemleri tamamen çöp oldu.

İstanbul Tabip Odası da İBB de işe alınan PKK’lılar için soruşturma başlatılmasına tepki vermiş.

Beyler, İstanbul Tabip Odası çıkın er meydanına siyaset yapın.

Bu arada hekimlerin özel sektörde çalışabilmek için TTB’ye bağlı bir tabip odasına üye olmaları yasal zorunluluk.

O yapıya aidat ödememek için hekimlik yapmıyorum.

Yasa nasıl olursa olsun tabip odasına vereceğim aidat benim nazarımda "teröre yardım ve yataklık" la aynı. Vicdanım bunu kabul etmiyor.