SON DAKİKA
Hava Durumu

KONFORLU SUSMALAR

Yazının Giriş Tarihi: 26.01.2021 09:28
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.01.2021 09:28

Bir savaş kurgusu anlatacağım. 

11 milyonluk bir ordunuz var.  Siz başkomutanın o savaş için atadığı generalsiniz. Yani savaşın sevk ve idaresinden sorumlusunuz. Ayrıca sayıca çok üstünsünüz ve elinizde çok büyük bir ordu ve en modern silahlar ve eğitimli bir kadro var. Karşı cephe düzensiz bir ordu görüntüsünde, disiplinsiz silah ve mühimmatı ilkel. Fakat öyle bir savaş stratejisi işletiyorsunuz ki o düzensiz ordu elindeki ilkel silah ve az sayıdaki askeriyle her defasında sizden önce saldırıyor, hasar veriyor, zaferini ilan ediyor.

Ne diyorsunuz böyle bir orduda sorun nerededir?

Ordunuzun cephede olması gereken komutanları mı kaytarıyor?

Asker mi uyuyor? Yoksa sizin savaş taktiğinizde çok ciddi bir sıkıntı mı var?

Yukarıdaki kurgunun gerçek hayatla ilgisi yok ama benzerliği çok.

Milyarlarca dolarlık sermayesi ile günlük hayatımıza, gündeme ve siyasete yön vermede ciddi etkisi olan sosyal mecralarda Ak Parti’nin görünümü tam olarak böyle.

Elindeki muazzam insan gücünü organize edemeyen, daima savunmada kalan bazen de onu bile yapmayan bir sosyal medya hüsranı.

Bu sosyal medya şirketlerinde ipin ucu kimin elinde biliyoruz…

Türkiye ve özelde de Sayın Cumhurbaşkanına yapılan negatif ayrımcılığı da biliyoruz.

Yerli ve alternatif bir sosyal mecra platformu kuramadık ya da önemsemedik peki gözümüzün önünde el âlemin mecrasından bize ameliyat yapılmasına seyirci mi kalacağız?

Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve Cumhurbaşkanının şahsına yapılan onca saldırı ve iftirayla yalnızca İletişim Başkanlığı ilgilensin konforuyla nereye kadar?

Fert olarak, siyasiler olarak, siyasi parti teşkilatları olarak bir sorumluluğumuz yok mu?

Doğrudan soruyorum sosyal mecra platformlarında Ak Partili siyasiler ve teşkilatlar neden bu kadar pasif?

Bunu bir suçlama olarak algılayacak olan çok kişi olacak ama suçlama değil sorgulama. Bulunduğunuz makamlar belki parti disiplini belki yoğun çalışma temposu nedeniyle buna izin vermiyorsa anlamaya çalışırız. Ancak bir foto faaliyet programı gibi paylaşımlar yeterli vakitleri varmış diye düşündürüyor.

Tebrikleşmeler, hayırlı olsun ziyaretleri, katılımlar bunların fotoğraflarını düzenli paylaşan simalar gözden kaçmıyor.

Sosyal medya sorumlusu olan sayın genel başkan yardımcısının katıldığı bir programda ‘’Bu ticari platformlar bizim üzerimizden para kazanıyor, reklam alıyor, teşkilatlarımızın buna alet olmasını istemeyiz’’ gibi bir açıklamasını epeyce hayret ederek izlemiştim.

Bu şirketlerin hiçbir yaptırıma tabi olmadan ülkemizde dilediği gibi algı yönetmesi üstüne de tonla para kazanması bizim de en büyük rahatsızlığımız zaten.

Bu konuda yasal düzenlemeler yapılması hatta bu mecraların süresiz olarak erişime kapanması isteğimizi de defalarca dile getirdik.

Biz sıradan vatandaşlar olarak şikâyet ve dilek mercii olabiliyoruz. Çözüm yasa yapıcıların ve o yasayı uygulayanların elinde.

ABD orijinli sosyal mecra şirketlerinin kendi başkanlarına bile sansür ve susturma uygulaması her an tüm dünyada aynı ilkesizliği yapacağının göstergesi.

Konvansiyonel medyadan çok daha etkin ve küresel algı operasyonu yapan bu mecralardan üzerimize sürekli ateş ediliyor. Bu algı çağlayanı karşısında bezginliğe kapılmak ya da etliye sütlüye bulaşmadan kedi resimleriyle avunmak çözüm mü?

Yanlış anlaşılmasın en acımasız eleştirileri her zaman kendine yapan biri olarak sorguluyorum.

Bana göre ülkenin son 18 yılı önceden hayalini bile kuramayacağımız devrimler dönemi… Yapılan bu müthiş dönüşümün bile yeterince anlatılamadığı kanaatindeyim.

Evet, iyilik göze sokulmaz başa kakılmaz ama anlatırsanız size yardım edecek insan sayısı artar, sizi örnek alırlar.

Anlatamazsanız biri gelir sizin yaptığınız ama anlatamadığınız projeyi tekrar açar…

Sahi, bir ben mi böyle düşünüyorum?

Bir ciddilik fetişizmi kol geziyor.

Takım elbiseli, makamlı, mevkili doğrudan iletişime geçince büyüsü bozulacak gibi algılanan bu ciddiyet aynı zaman da ağır, hantal, ağdalı ve uzak.

Dilekçesini bir ekibin yazdığı, sosyal mecrasını danışman ordusunun yönettiği nadiren gündeme dair duygularını dile getiren bu ciddiyet haliyle sesini genç kuşağa ulaştıramıyor. Hani çocukların cıvıldaştığı düğün, dernek, bayram namazı gibi cemiyet ortamlarında çocukları kapı dışarı eden o asık suratlı ciddi adamların ve kadınların hali nasılsa öyle. Özellikle bizim zamanımızda, evini geçindiren, ailesi ve çocukları için canını vermeye hazır analar babalar vardı.

Her yük omuzlarında her çileyi çeker ama eve misafir geldiğinde çocuğunu susturur, misafirle aynı sofraya oturtmazlardı. AK Parti sosyal mecra ortamında bana tam olarak böyle görünüyor.

Üstelik büyüklerini taklit eden genç teşkilat üyelerinde de benzer bir ağdalı dil.

Sen davayı biliyor musun?

Sen reis için ölür müsün?

İl başkanım dava adamıdır.

Yolum liderin yoludur.

Bu ve benzeri bir sürü ciddi ciddi cümleler…

Böyle nereye kadar?

Savunma sanayiinde yazılımda teknolojide müthiş işler yapan  genç beyinler sosyal mecra platformu için kanalize edilemez mi? 

Sürekli deplasmandayız, hakem açıkça taraf tutuyor, kramponlarımızın içine kırık cam dolduruluyor…

Üstelik oyuna daima eksik kadro çıkıyoruz.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

---------------

 

Haberin Doğrusu En Güncel Haber

 
Haberin Doğrusu, Bursa haber, Bursa son dakika, Doğru haber, Son dakika, Bursa iş dünyası, Bursaspor, Bursa hava durumu, Bursa nöbetçi eczaneler, Bursa ekonomi haberi, Bursa kapalıçarşı, Bursa trafik durumu
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.