SON DAKİKA
Hava Durumu

Susun Efendiler Susun!

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 09:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 09:02

Son günlerde CHP belediyelerinde ayyuka çıkan, kimi belediye başkanları ve çalışanlarının tutuklandığı rüşvet, yolsuzluk ve zimmete para geçirme haberlerinin dumanı üstündeyken, CHP teşkilatlarından bazı yöneticilerin CHP’li kadın üyelere taciz/tecavüz haberleri patlak verdi.

Yaklaşık 23 gündür CHP lideri ve CHP’li kadın siyasiler suskun.

Bu haberler İyi Partili bazı İl Başkanları ile FETÖ bağlantısı iddialarını gölgede bıraktığı için durum sanırım İP’e nefes aldırdı… Daha doğru bir ifadeyle tacizden kar elde ettiler.

Medyada patronaj kararıyla susma, siyasette grup kararıyla susma kavramlarına yabancı değiliz. Her suskunluk ikrar olmadığı gibi her konuşma hakkı savunmak anlamına gelmez.  Şimdilerde tepki vermek için mikrofon, kürsü ya da basın toplantısına da ihtiyaç yok. 

Hemen hemen her gazetecinin, muhabirin ve siyasinin sosyal medya hesabı var.  Başkasını bilemem ama bazı sessizlikler bana çok anlamlı geliyor. Kendi kişisel sosyal medya hikâyemden biliyorum…

Gezi kalkışmasına kadar hiç ilgilenmediğim Twitter’ı o ayaklanma sonrası aktif kullanmaya başladım. Gezi kalkışmasıyla beraber organize yalan ve algı operasyonlarıyla başa çıkmanın zorluğuyla ben dâhil tüm Türkiye yüzleşti. 

Ardından dershanelerin kapatılması kararıyla FETÖ’nün sosyal medyada saldığı zehirli dil ve 17-25 Aralık yargı darbesi sürecinde sosyal medya sitelerinde yalanlar üzerimize boca edildi. 

Dershanelerin kapatılması sürecinde ‘’ben oyumu siyasi partiye verdim, yönetime ortak olacaksanız siyasete atılın’’ yorumu yaptığım için ‘’hizmette bizim, hükümet de’’ cevabını yazanlara fena şaşırmıştım.

17 Aralık 2013 yargı yoluyla darbe girişiminden sonra ise yine çok önemli siyasi mevkilerde görev yapan eski bir bakan;  “nerde paralel yapı?” dedi ve bu kulaklar bunu duydu. Uzatmayalım 10 Ağustos 2014 halk oylamasıyla Sayın Recep Tayyip Erdoğan yüzde elli iki oy alarak Cumhurbaşkanı seçildi.

AK Parti’de liderlik koltuğuna eski dış işleri bakanı Ahmet Davutoğlu oturdu.

İtiraf ediyorum çok umutluydum kendisinden.

Öncelikle Başkanlık sistemi için gereken çalışmayı yapacağını aldığı emanetin hakkını vereceğini düşünenlerden biriydim. 

Sonra tuhaf şeyler olmaya başladı...

Dönemin hükümet sözcüsü Bülent Arınç açık açık Cumhurbaşkanı Çankaya ‘da sessizce otursun manasına gelen açıklamalar yapmaya başladı.

Yargı darbesi sonucu yolsuzlukla suçlanan 4 bakanın yüce divan oylamasında dönemin başbakanı Londra’ya uçarak AK Parti grubunu da serbest bırakmıştı.

Çıktığı her programda en az bir saat konuşan, 15 dakika selam yollayan Ahmet Davutoğlu liderlik koltuğuna çok ısınmış kerameti kendinden menkul saymaya başlamıştı. 

Sürecin tüm detayları hepimizin gözleri önünde yaşandı.

Herkes gördü, işitti ama bazıları pek manalı sustu. 

Bir de kendini tutamayıp Davutoğlu’nu eleştirenler vardı. 

Tabii ki, partinin içinde ve medya organlarında tam olarak neler olduğunu bilmiyorduk. 

7 Haziran 2015 seçimlerinden sonraki koalisyon görüşmeleri ve hükümetin kurulamaması sonrası tekrar seçim aslında Ahmet Davutoğlu‘nun gerçek hedefini gözler önüne sermişti. 

7 Haziranda partisinin oylarını yüzde 40’lara gerileten Ahmet Davutoğlu, 1 Kasım’da alınan yüzde 49’u kendine yazmayı unutmadı. 

İlginç zamanlardı vesselam.

Ahmet Davutoğlu’na MYK’da açıkça git dendiği ortaya çıktıktan sonra sosyal mecrada haber olan ‘’Pelikan Dosyası’’ isimli blog yazısıyla kıyamet koptu. 

O gün verdiğim tepkiyi tekrarlamakta beis görmüyorum bu yazıda bugüne kadar bizim sosyal mecrada dile getirmediğimiz ilave bilgi yok ancak bu yazıdan Ahmet Davutoğlu kendine mağduriyet çıkaracak ve bunu bahane olarak kullanacak demiştim.

Ben de milyonlarca sosyal mecra kullanıcısı gibi işin içyüzünü bilmiyordum. 

O dönemde pek samimi görüştüğüm çok sayıda arkadaş faturayı Boğaziçi Küresel ismindeki medya kuruluşuna kesmişti. Bir yalı karşılığı bu yazının yazıldığı dile getirildi.

Blog yazısını paylaşan herkes ‘’Pelikancı’’ ilan edildi.

Yazıyı paylaşmadım ancak Ahmet Davutoğlu’na verdiğim tepkiler nedeniyle listeye ismimi eklediler. 

Dört yıl sonra çıktığım televizyon programı için anında tam sayfa haber yapan Ahmet Davutoğlu’na yakın internet sitesinin başlığı ‘’Pelikancı küfürbaz doktor’’ olarak atıldı. 

Geçtiğimiz gece Ahmet Davutoğlu taraftarlarının hedefinde olan gazeteci Hilal Kaplan bir canlı yayınla süreç boyunca yaşadıklarını anlattı ve HODRİ MEYDAN dedi. 

O canlı yayın sonrasında medyayı, sosyal medyayı taradım. 

Kanaatimi paylaşarak noktayı koymak isterim. 

Ekmek parası nedeniyle susanlara diyecek lafım yok…

Diğer susmaların anlamı büyük, “ya devran dönerse” susması bu.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.