SON DAKİKA
Hava Durumu

NASRETTİN HOCA BİR SİNİRBİLİMCİDİR

Yazının Giriş Tarihi: 04.11.2021 08:58
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.11.2021 08:58

Nasreddin Hoca davet edildiği bir yemeğe günlük kıyafetiyle katılır. Yemekte hiç kimse Hoca’ya ilgi göstermez. Hoca etrafına bakar; herkes allı pullu kıyafetlilere arz-ı endam ediyordur. Hoca evine giderek yeni aldığı süslü kürkünü giyip yemeğe geri döner. Az evvel hoş geldin bile demeyenler, önünde eğilerek hocayı başköşeye oturtur ve kuzunun en hasını önüne koyarlar. Hoca, kürkünün kolunu sofraya uzatıp “ye kürküm ye!” der.

Bu duruma şaşıran misafirler; “ilahi Hoca, kürkün yemek yediğini kim görmüş?” derler.

Hoca da “kürksüz adamdan sayılmadık. İtibarı o gördü, yemeği de o yesin” diyerek tee yüzyıllar evvelinden bugün sinirbilimde kullanılan “giydirilmiş biliş” kavramının temellerini atar.

İşin şaka ile karışık gerçeği şudur: “Giydirilmiş biliş” giysilerimizin, bilişsel ve karar alma süreçlerimizdeki etkilerini ve davranışlarımızı bilinçsizce çevremizdeki kişi, simge ve uyaranlara uydurduğumuz gerçeğini ifade eder.

Araştırmalarda üzerine beyaz doktor önlüğü giyen insanların çevresine daha ilgi ve dikkatle baktıkları, buna karşılık beyaz boyacı önlüğü giyenlerde ise böyle bir dikkatin gelişmediği ortaya çıkmıştır.

Bazı erkek bio-formların hâkim karşısına kravat takarak çıkmalarının ardında bu olgu yatmaktadır: Medeniyetsizliği, medeniyet simgesi ile kamufle etme çabası. Ben bu bio-formlara fular takmalarını öneriyorum. Böylelikle sadece medeni değil entelektüel de görünecekler; bu sayede değil kravat indirimi üzerine tazminat bile alabilirler.

Nasrettin Hoca'nın “ye kürküm ye” masalından ilham alan filozof William James giydirilmiş biliş kavramını “çevrede gerçekleşen belirli özelliklerden etkilenerek bir tepki mekanizması oluşturmaktadır” şeklinde yorumlar. Sinirbilim araştırmalarında ise giydirilmiş biliş, yalnızca beyinlerimizle değil bedenlerimizle de düşündüğümüzü ve bedenlerimizin beyinlerimize davranışlarımızı etkileyen mesajlar gönderdiğini vurgulayan bir olgu olarak karşımıza çıkar.

Marka takıntısı olan insanların markanın değeri ile kendi değeri arasında özdeşlik kurma ihtiyacı olasılığı yüksektir. Çok pahalı bir pırlanta kolye ve saat içsel değersizlik duygusunu tersine çevirebilir.

Pahalı bir kıyafeti alan birinin bunu öz saygı yetersizliğinden sosyal fobilere kadar geniş bir yelpazede değerlendirilebilecek sorunlarını giderebileceğine inanması şaşılacak bir durum değildir. Topuklu ayakkabıyla yürüyen birinin -kendini podyumların gözde mankeni gibi hissedip- catwalk yapma ihtimali spor ayakkabı ile yürüyenden daha fazladır. (Catwalkı spor ayakkabı ile denedim stiletto kıvamını vermiyor arkadaşlar.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.