SON DAKİKA
Hava Durumu

Vampir Etkisi

Yazının Giriş Tarihi: 26.01.2023 13:18
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.01.2023 13:18

Kadının tarihsel sürecine baktığımızda; Paleolitik Dönemde kadın, "ana tanrıça", "kraliçe", "venüs" gibi ifadelerle simgelenmiştir. O dönemde ruhsal gücü kutsallaştırılmış, verimliliğin ve bereketin sembolü olan kadın imgesinin simgesel yansımaları yapılan resim ve heykellerde hayat bulmuştur.

Neolitik Dönemin sonuna doğru toplumlarda savaşların ve kavgaların artması ile kadının statüsü de değişmiş ve fiziksel gücünden faydalanılan kadın, erkeğin hizmetçisi veya kölesi olarak metalaştırılmıştır.

Orta Çağ’da, ataerkil toplumun baskısı artarak kadın, zihinsel gücüne karşı denetim altında tutulması gereken varlık olarak görülmüş ve “cadı avı” nın hedefi haline getirilmiştir. Kölelikten kurtulup toplumda söz sahibi olma cesaretini gösteren kadınlar ise erkek hegemonyasına karşı büyük mücadeleler vermişlerdir.

Tüm çağlarda eril güçle şekillenen sistemler; dinsel, toplumsal, kültürel ve sosyal hayatta namus, ahlak, sorumluluklar, yetersizlik gibi baskılarla kadının bireysel özgürlüğüne engel olmaya devam etmektedir. Kadın, biyolojik kimliğinin üstünde bireysel kimliği ile var olma mücadelesi verdiğinde ise tacizlerin, şiddetin ve yaftaların hedefi olabilmektedir.

Günümüz kaotik (!) dönemde ise; eril gücün pazar ekonomisine ve sosyal yaşama hakim olması nedeniyle kadının cinsel cazibesi hedef alınmış ve kadın “özne” den “nesne”ye dönüştürülmeye devam edilmiştir.

Özellikle medya, pazarlama ve reklam sektörü kadının cinsel cazibesine yönelmiş, kadını erotik aktarımlar yapan bir nesne haline dönüştürmeyi hedeflemiştir. Söz konusu ürün satmak olduğunda reklamcılar, kadının fazla kıvrımlı hatları, dekoltesi ve şuh hareketleriyle verdiği erotik mesajların satışlarını katlayacağını düşünmektedirler. Oysa son yıllarda yapılan araştırmalar göstermiştir ki; cinsellik ürünü değil sadece kendisini sattırmaktadır. Bununla ilgili olarak yapılan bir deneyde araştırmacılar, 400 deneğe müstehcen sigara reklamlarından, ciddi kredi kartı tekliflerine kadar farklı müstehcenlik seviyelerinde basılı reklamlar gösterdiler. Ardından deneklerin gözlerini hangi noktaya kaydırdıklarını mause ile işaretlemelerini istediler ve imleçlerin büyük çoğunluğu kadıların göğüsleri üzerinde durdu. Denekler bu sırada marka adı, logoyu ve metni doğru dürüst görmeden geçiyorlardı. Yani cinsel içerikli malzeme bütün diğer bilgileri arka plana atıyor ve algılanmasını engelliyordu. Erotik aktarımlar yapılan reklamların dikkati asıl verilmek istenen enformasyondan uzaklaştırıp kendisine çekmesi olarak ifade edilen bu olguya “Vampir Etkisi” adı verilmektedir. (Modern(!) erkeğin kadını nasıl gördüğüne dair çok ince bir ayrıntı var burada. Orta Çağ’da olan “Cadı Avı”, 21. YY’da “Vampir Etkisi” ne dönüşmüş.) 

Peki cinsellik ürünü sattırmıyorsa pazarlama ve reklam sektöründe neden kullanılmaktadır? Beynimizin tanıdık mekanizması ayna nöronlar ve dopamin (haz) hormonu yüzünden. Güzel bedenleri gördüğümüzde beynimiz onlar gibi çekici ve zarif olduğumuzu imgeler ve kendimizi onlarla özdeşleştiririz. O ürünleri satın aldığımızda salgılanan dopamin hormonu sayesinde beynimiz “hayal ettiğine sahipsin” duygusunu yaşatır bize. Yani biz de ışıkların altında parlayan, kusursuz hatlara sahip kadınlar gibiyizdir veya ona sahibizdir. Parfüm, dondurma, araba, tıraş bıçağı, mayo… reklamlarında müstehcenliğin kullanılmasının nedeni budur. Ayrıca bu ayna nöronların etkisini çok iyi bilen medya, başka sektörleri de manipüle ederek kadının yeni biçimini almasında büyük rol oynamaktadır. Beyni kıvrımlı kadınlardan haz etmeyen tüketime dayalı sistemler kadının ziyade vücudu kıvrımlı kadınların tercih edilmesinin bir nedeni de budur.

Kısacası her dönem, eril düşüncenin kadına biçtiği role göre hayalindeki kadınını biçimlendirmiştir.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.