Bugün çarşıdan eve gelirken 10-12 yaşlarında beş çocuk bir meydanda toplanmış bir birleriyle küfür yarışı içindelerdi. Hepimizin alıştığı bir konu. Konunun bahsini yapmak bile çoğu kişi tarafından basitmiş gibi görülmekte. Ancak bu yanlışların üzerinden sürekli geçilmesi lazım geldiğini düşünüyorum. Çünkü toplumsal yozlaşma hiç iyi bir şey değil.
Eskiden küfür çok fazla bilinmezdi. Ya da kadınların yanında küfür edilmediği için biz duymazdık. Nasıl oldu da hayatımıza girdi?
Kimi insanlar etrafındakileri eğlendirmek amacıyla küfürlü konuşuyor. Kimisi kendisini ifade etme becerisi gelişmediği için küfürlü konuşuyor. Kimisi öfkesini kontrol edemediği için küfürlü konuşuyor. Kimisi imperium (otorite sağlama) maksadıyla küfrediyor. Kimisi kıskançlıkla erişemediği şeyleri tahrip etme güdüsüyle küfrediyor. Bir hastalık ki rahatsız olanlar da belli bir zaman sonra pes edip bu furyaya katılıyor.
Konunun bir kısmı eğitimle alakalı olsa bile, bu yanlış ile eğitim düzeyinin daha düşük olduğu dönemlerde de baş edilebilmişti. Eskiden ağza biber süren ninelerimiz vardı. İşittiğinde hop hop hop diyen dedelerimiz vardı. Ben iki erkek evlat yetiştirdim. Her ikisinin de ağzından tek kelime küfür işitmedim. İyi de yaptım. Efendilik hacıyatmaz gibidir. Kalesi yıkılmaz.
En kızdığım şeylerden biri de bilimin yer yer küfür edenleri iyi göstermeye çalışması. Şu enstitü çalışmasında küfredenlerin daha dürüst olduğunu söyledi tarzı açıklamalar. Yok efendim, olamaz böyle bir şey. Hiçbir şey küfrü haklı çıkaramaz.
Bir de sabah kuşağı programlarda ki düzeysizlik diz boyu. Yemekteyiz tarzı programlarda nereden buluyorlarsa bu tipleri. Toplum önünde küfürleşerek birbirlerine giriyorlar. Orada ulu orta doğru davranmasını beceremeyen hanımlarımız kim bilir çocuk yetiştirirken ne hatalar yapıyorlardır. Reyting uğruna yapmayın gözünüzü seveyim. Ne geldiyse başımıza bu reyting konusundan geldi zaten.
Özellikle okulların açılması nedeniyle bu konuyu açma gereğini duydum. Lütfen bu dönemde küfürle mücadele edelim. Yoksa bir toplum ne kadar gelişirse gelişsin, iletişim becerisi yoksa hala geride duruyordur. Toplumsal kimliği de sahtedir. Herşeyi de sahtedir.
Şu anda bu yazıyı yazarken radyomda kaderimde zehir olsa şarkısı çalıyor. Şarkıda. “Ağladığın geceleri, kalbindeki acıları çekinmeden bana getir. sen tükenme, beni bitir” diyor. Bu kadar naif bir sözü geleceğin dünyasında ,köşedeki beş çocuktan hangisi söyleyebilir.
Daha kibar, daha naif bir Türkiye için, sağlıcakla kalınız.