Bir gün Hoca’nın evinde bir gürültü kopmuş. Hoca hiddet içinde evden çıkınca, onu gören komşusu:
– Hayrola Hoca Efendi, demiş. Sizin evde bu sabah epeyce gürültü vardı.
Nasreddin Hoca içini çekerek cevap vermiş:
NH– Evlilik hali. Hanımla biraz atıştık da.
– Kavganızı duyduk. Ama arkasından çıkan gürültü neydi?
– Bizim hanım bana kızdı. Cübbeme bir tekme attı. Cübbem de paldır küldür merdivenlerden aşağıya yuvarlandı. Duyduğunuz, herhalde onun gürültüsüdür.
– Aman Hoca Efendi. Hiç cübbe merdivenden düşerken bu kadar gürültü çıkarır mı?
– Yahu anlasana yuvarlanırken içinde ben de vardım işte.
Bu tür spontane gelişen gürültülere lafımız yok. Ancak ben bugün elimizde olan şeylerde gösterdiğimiz davranışlardan bahsedeceğim. Sokak satıcıları mahalle aralarında satış yaparken hoparlör sesini sonuna kadar açıyorlar. Bunlar bildiğim kadarıyla belediyelerden seyyar satıcılık belgesi alması gerekiyor. Lakin hiçbir belediyenin gürültü çıkararak satış yapmasına müsaade vereceğini sanmıyorum.
Hoparlörsüz olanlarda detone sesleriyle ağzını yaya yaya sempatik olarak satış yapma çabası içinde avaz avaz bağırıyor. Eskiyyyyci, Simittttçii. Bunların belgesi olduğunu zaten düşünmüyorum. Zaten bağırarak ifade etme geleneği heralde bizim milletimize özgü bir gelenek sanırım. Düğünlerde sanatçılar olabildiğince gürültü yaparak sanatlarını icra etme gayreti içindedir.
Milleti coşturmak için gürültü şart sanırım. İki kişi münakaşa ederken birbirlerine seslerini yükselterek üstünlük kurmaya çalışır. Evde erkek kadına çocuğa bağırarak saygı kazanmaya çalışır. Maçlarda takımı kazansın diye hakeme karşı takıma bağıra bağıra toplu küfür denen bir şey var. Yeşil ışığın yandığını öndeki araçlara uzun korna basarak duyurmak neyin nesi anlamış değilim.
Geçen bir arkadaşım anlattı. Arkadaşı camiden uzak kiralık ev arıyormuş. Sebebini sordum. Kundakta ki bebeği çok yüksek ezan sesinden korkarak uyanıp ağlıyormuş. Diyanetin Ezan yönetmeliği var. En fazla 85 desibel olacak şekilde ezanın ayarlanmasını belirttiğini söyledim. Dinsiz yaftası yemekten korktuklarından caminin imamına bile söylemeye cesaret edememişler. İmam efendi sen de sesi yükselterek milleti camiye getireceğini sanıyorsan hata ediyorsun. Bu millet hoparlörler yokken 600 sene o camileri doldurdu.
Geçen Pazar ana cadde de araba kullanıyordum. Bir gelin arabasını iki arkadaşı bahşiş almak için önünü kesti. Ama gelin arabası kaçamasın diye önlerinde tüm yolu kapatacak şekilde iki aracı stop ettiler. Bahşişlerini aldıktan sonra iki sefer daha aynı işlemi yaptılar. Tabi arkada bir sürü araç birikti. Toplumsal bir davranış bozukluğu hiç yakamızı bırakmadı. Eski terane ne ise şimdi de o. Siz eğleniyor olabilirsiniz. Bir düşünün başkaları da eğleniyor mu?
Milletin yatalak hastası var. Kundakta saatlerce uyutmaya çalıştığı bebesi var. Yorgun argın eve gelip uyumaya çalışanı var. İnsaf. Hadi Nasrettin hocayı karısı tekmeledi. Sizi kim tekmeledi?