- Ay şekerim ben Fatmalarla fazla muhabbete girmiyorum; merhaba merhaba .
- Çok iyidir onlar, neden?
- İşleri güçleri dedikodu şekerim.
Başka muhabbet bilmiyorlar. Muhabbet böyle başladı mı bilin ki dedikodunun hası başlıyordur. Bir başkadır bizim kadın taifesi. Bir taraftan kirlenirken diğer taraftan yunar yıkanır. Kadın erkek karışık toplantılarda sık sık makyaj tazelemek için tuvalete gidilebilir. Ama kadın toplantılarında, gezeklerinde tuvalete gitmek için iki kere düşünürsün. Çünkü daha odadan çıkar çıkmaz hemen ardından birileri dedikodunu yapacaktır. Genellikle ortam da bir erkek varsa. Diğer kadınlar pek dedikodu yapmaya cesaret edemezler.
Dinimizin dedikodu hakkında ki hassasiyetinin bilinmesine rağmen, muhafazakar çevrelerde de buna dikkat edildiğini görmedim ben. Onlar da bir şekilde dedikodulu muhabbetin içine girerler. Orada da Allah günah yazmasın da diye başlanır söze. Her şey konuşulduktan sonra, dışarıdan birisinin özel ismi verilir. Falancadan duydum, günahı onun boynuna denilir. Aramızda bazıları sosyal medyadan çıkmaz. Facebook, whatsup, instagram heryeri didik didik eder. Kim neyi beğenmiş, kimi beğenmiş, kimi eklemiş, kimi çıkarmış, her şeyden haberi vardır. Çünkü malzemesiz kalmaz istemez. Genellikle bu tipler hep aramızdadır. Çoğumuz dostunu yakın tut, düşmanını daha yakın tut felsefesi gereği bu kişileri dışlayamaz.
Bu dedikodular yapıldıktan sonra neler olur, neler değişir, biraz da ona değinmek istiyorum. Amerika da bir adam çocuğunun pipisini çeker ve bir doktora google üzerinden bir mail ile gönderir. Kısa bir sürede evi FBI basar. Adamı kelepçeleyip götürürler. Adam dava açar. Google mailleri çocuk pornosuna karşı taradığını itiraf eder. Adam serbest bırakılır. Ancak bir sürü yaşadığı şey yanına caba kalır. Dedikodunun etkileri de aynen bunun gibidir. Ağızdan çıktığı gibi durmaz. Neticesi çok tehlikeli boyutlara ulaşabilir. Arkadaşlıklar bitebilir, yuvalar yıkılabilir. Hatta cinayetler bile işlenebilir. Koca Cihan Padişahı Kanuni Sultan Süleyman oğlu Şehzade Mustafa’yı Rüstem Paşa ve Hürrem’in lafından etkilenip boğdurtmadı mı?
Dedikodu ile ilgili ayetlerden birisinin Nisa suresinde bulunması da ayrıca manidardır; Allah çirkin sözün, açıkça söylenmesinden asla hoşlanmaz. Ancak zulme uğrayan kimsenin durumu başkadır. Allah, her şeyi hakkıyla işitir ve kemâliyle bilir.
Yine Kuran’da “Ey iman edenler! Zannın çoğundan sakının; çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin gizli hallerini ve kusurlarını araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah’a gönülden saygı besleyip O’na karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, tevbeleri çokça kabul edendir, engin merhamet sahibidir.” “İnsanları arkadan çekiştirmeyi, yüzlerine karşı da el, kaş, göz işaretleriyle alay etmeyi âdet hâline getiren her bir kişinin vay hâline! “
Bu nedenle muhabbet ortamlarında bizi dinleyen birisinin daha olduğunu hiçbir zaman unutmayalım.