Vicdanınızın sesine kulak verir misiniz?

Tarım ve hayvancılık; ağır ve kompleks bir çalışma gerektirir. Bu nedenle Anadolu’nun aile yapısı büyük ailelerden oluşur (dedeler, nineler, kardeşler, gelinler, torunlar ) aynı evlerde ya da birbirine yakın evlerde otururdu. İşin ilginç yanı bu büyük ailelerde çok büyük sorunlar ortaya çıkmazdı. Bu ailelerde mutlaka bir tane idarecilik yanı kuvvetli , güngörmüş bir büyük anne bulunurdu. Sorun çıkmamasının sebebinin bu kadınların başarısı olduğunu düşünüyorum. Hatta atasözlerimizin çoğunun bu kadınların ağzında oluştuğunu düşünüyorum.

“Anam bir yakasını yıkar, Bir yakasını yıkarken bir yakasını pisler“ sözü de bu atasözlerinden birisi. Bu nereden aklınıza geldi diyeceksiniz, anlatayım; Bir arkadaşımın kızı Mimar Sinan Üniversitesinde okuyor. Üniversitenin Ortaköy’ deki kız öğrenci yurdunda kalıyor. Yurtta kalanlara bir duyuru yapılıyor. Duyuruda, "Ortaköy Kız Öğrenci Yurdu Balmumcu Yerleşkesinin deprem yenileme süreci tamamlanıncaya kadar eğitim-öğretim mekanına duyulan ihtiyaç nedeniyle yurt hizmetine kapalı tutulacaktır" deniliyor. Üstelik duyuru yapıldığında KYK yurtlarına başvuru süresi bitmiş durumda. Daha sonra kararın arkasında Basın Televizyon Kampüsü yapılmaya çalışıldığı ortaya çıkıyor.

Kız öğrenciler panik içinde yönetime ulaşmaya çalışıyorlar. Bir sürü güçlükle karşılaştıktan sonra medyada hak aramaya çalışıyorlar. Sorunlarını tüm gazetelere taşımalarına rağmen maalesef konuya sadece muhalif gazeteler yer veriyor. Medya etkisinin hızla artmasıyla Üniversite yönetimi geri adım atarak konuyu bir daha ki bahara bıraktığını belirten bir duyuruyu 28 Ağustos tarihinde yayınlıyor.

Hayat anlayışını estetik, incelik, naiflik, duygusallık gerektiren bir alanı tercih ederek seçen bu kızlarımızın böyle kaba ardı düşünülmeden atılmış bir adım karşısındaki travmalarını tahmin edebiliyor musunuz sayın Rektör Hanım! Bu durumun empatisini yapmak çok zor olmasa gerek lafa gelince eğitimin önemi dillerde pelesenk edilirken.

Eğitim için çarpan bu kalpler şimdi nasıl onarılır? Üstüne üstlük bu yollardan mutlaka sizde geçmiş olmalısınız. Siz bu ailenin büyük annesi değil misiniz? Aile içinde bir sorunu polis çağırarak kırmaya çalışmak da ayrıca hiç şık olmamış. Umarım bu haklı olarak tepki veren bu kızlaramıza haklarını aradıkları içinde arkadan arkaya psikolojik bir mobing uygulanmaz. Ya muhalif gazeteler dışında konuya duyarsız kalan medya olayına ne demeli.

Yanlışlar yüze vurulmadıkça sağlıklı empati gücüne bu toplum nasıl ulaşacak? Bir takım yönetim kademeleri üzerinde empati baskısı nasıl oluşacak? Bu baskı kötü bir şey değil ki. Ancak o zaman kararlar daha titizlikle gözden geçirilerek alınır. Ancak o zaman vicdan duygusu öne geçerek içe sinen kararlar oluşur. Anlıyorum. Korkuyorsunuz. Doğru adımı biliyorsunuz. İşinizin tehlikeye düşeceği, size bir daha iş vermeyeceklerini düşünerek adım atamıyorsunuz. Ancak inanın bu davranışınız hiç kimsenin yararına değil.

Sevgili Peygamberimiz (S.A.S.), davranışıyla ilgili fetva soran sahabiye vicdanının sesine kulak vermesi gerektiğini ifade etmiştir.

Şimdi bu konu çerçevesinde vicdanınızın sesine kulak verir misiniz? O ne diyor? Çok merak ediyorum.