SON DAKİKA
Hava Durumu

Amerika’nın İpiyle Kuyuya İnenlere Dair

Yazının Giriş Tarihi: 28.02.2022 00:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.02.2022 12:09

Sonunda Rusya Ukrayna’ya saldırdı ve dananın kuyruğu koptu.

Bilindiği üzere birçok değerlendirmede bunun “üçüncü dünya savaşının” başlangıcı olduğu ifade edildi.

Bazıları ise “üçüncü dünya savaşı çoktan başlamıştı, bu sadece ilan eden sıcak gelişme oldu” yaklaşımında ısrarlı…

Öyle ya da böyle Rusya şu an Ukrayna’ya savaş ilan etmiş durumda.

Bütün dünyayı yakından ilgilendiren bu hadisenin Türkiye’ye bakan tarafı da elbette ki var.

Öncelikle savaş nedeniyle yaşanacak olan sıkıntılar küresel ölçekte olacağı için enerji kaynaklı ciddi bir kaos yaşanabileceği gibi buğday başta olmak üzere tahıl stoklarının bir süre sonra tükeneceği gerçeği ile birlikte yaşanması muhtemel kıtlıklar söz konusu…

Görüldüğü üzere petrolün varil fiyatının artması dünyanın her yerinde akaryakıtın fahiş zamlarla pompalara yansımasına neden oluyor.

Açık söylemek gerekirse bu henüz başlangıç ve eğer kısa sürede çözüm üretilemezse dünya büyük bir buhranın eşiğinde demektir…

Anlaşılan o ki, savaşa ve sonuçlarına dair daha çok analizler yapacak ve daha çok yazılar yazacağız.

Dilerseniz biz, şimdilik bu birkaç günlük sürede vuku bulan hadisata dair bir değerlendirme yapalım.

Amerika’nın ve Avrupa’nın sahtekârlığının farkına varamayan Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelensky’nin, tarihi bir yanılgı içerisine düştüğü hususu, yapacağımız ilk tespit.

Ukrayna’yı NATO’ya alacakları sözü veren Amerika ve diğer batı ülkeleri, bu hakikati olmayan vaat nedeniyle Ukrayna’yı adeta ateşe atmışlardır.

Zelensky, verilen sözlere aldanarak Rusya ile iletişim kanallarını berhava etmiş ve özellikle de Amerika’ya sırtını yaslayarak en ciddi hatayı yapmıştır.

Sonuç ortada!

Tarihin hiçbir döneminde ki, buna “Sovyetler” dönemi de dâhildir, Amerika’nın Rusya ile bir problemi olmamıştır.

Görüntüdeki her şey bir aldatmacadan ibaretti.

Gerek Amerika ve gerekse Rusya, yapay düşmanlıklar ve korkular vesilesiyle husule getirdikleri bu “dehşet dengesi” üzerinden kendi hinterlandındaki ülkeleri sömürmekten başka bir şey yapmamışlardır.

Her ikisi de bu olmayan tehdidi bütün dünyayı hizaya getirmeye ve terbiye etmeye yarayan bir sopa gibi kullanmışlardır.

Mesela son hadisede Biden’ın kullandığı dil ve argümanlar, Putin’in elini güçlendirmekten başka hiçbir işe yaramayan ve hamasi bir nutuktan öteye geçmeyen boş tehditlerden başka bir şey değildir.

Avrupa ise önemli tarihi binalara Ukrayna bayrağının renklerini yansıtan ışık numaraları dışında hadisenin tamamen dışında durmayı yeğlemiştir.  

Sonuç itibariyle Amerika’nın ve Avrupa’nın ipiyle kuyuya inen Zelensky, büyük bir hüsran yaşamakla birlikte tamamen yapayalnız kalmıştır.

Gelelim Türkiye’ye…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya’nın işgalini bütünüyle reddetmekle kalmayıp Ukrayna için her türlü yardımı yapmakla birlikte, diplomasi kanallarını ısrarla kullanma gayreti içerisinde oldu. Türkiye’nin jeostratejik konumu nedeniyle taraf olmasının getireceği sıkıntıların farkında olarak ve fakat mazlumlardan yana bir tavır, geliştirilebilecek en insani ve ilkeli bir yaklaşımdır elbette.

Bununla birlikte “Joe Biden’ın Askerleri” konumundaki işbirlikçi muhalif odaklar, Amerika’nın ipiyle kuyuya dünden inmeye hazır bir tavır sergilediler ne yazık ki…

İYİ Parti genel başkanı Meral Akşener’in yaklaşımı bunun en tipik ve ibretamiz örneklerinden birisiydi.

“Türkiye ise Rusya ile kurduğu asimetrik ilişki modelinden sıyrılmalı, kendisini kırılgan hale getiren S400'lerden acilen kurtulmalı, Akkuyu nükleer santralini derhal millileştirmeli, bölgesel istikrara risk oluşturabilecek Kanal İstanbul projesini durdurmalıdır” diyen Bayan Akşener, adeta Amerikan büyükelçisi gibi konuşmuş ve tarafının neresi olduğunu açıkça deklere etmiştir.

Bayan Akşener, emre amade konumunu patronlarına bu cümle ile bildirirken, Kılıçdaroğlu ise traji komik bir ifadeyle çapsızlığın üzerine tüy dikti adeta.

"2019'dan bu yana uyarıyorum hükümeti. Bir ülkeye bu kadar bağımlı kalamazsınız. Turist gelmediğinde perişan oluyoruz. Güzel bir ülkede yaşamak varken, beraber yaşamak varken, bütün komşularımızla huzur içinde yaşamak varken böyle bir tabloyu Türkiye hak ediyor mu?" diyebilen birinin cehaletine mi, çapsızlığına mı, zekâ yoksunluğuna mı yoksa Türkiye aleyhtarlığına mı dikkat çeksek, bilemedim bir türlü…

Kendi ülkesine böylesine hasmane bir tutumla yaklaşıp Amerika hesabına açıklama yapan muhalefet, memleket için felaketten başka bir şey değildir.

Allah korusun, bunlar iktidarda olsa, memleketi iki dakikada satarlar!

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.