SON DAKİKA
Hava Durumu

AMERİKAN MANDACISI MUHALEFET VE VATAN HAİNİ HDP

Yazının Giriş Tarihi: 26.04.2021 09:14
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.04.2021 09:14

“Perşembenin gelişi Çarşambadan bellidir” sözü gibi apaçık bir şekilde geliyordu Amerikan başkanı Joe Biden’ın 1915 hadiselerine “soykırım” diyeceği açıklama.
Bunu herkes biliyordu ve açıkçası hazırdı da.
10 yıllardır her 24 Nisan’da, acaba Amerika başkanı ne diyecek tartışmalarını bitiren, bir anlamda bütün ülkeyi rahatlatan bir açıklama kanaatimce.
Sözgelimi Fransa benzer bir kararı deklere etmekle birlikte “anıt” dikerek de katkı verdi bu mel’un kara siyasaya…
Ne oldu peki?
Hiçbir şey!
Amerika başkanının açıklaması da hiçbir şey üretmeyecek, hiçbir olumsuz gelişmenin tetikleyicisi olmayacak.
Bilakis Amerika, belki de elindeki son barutu harcadı.

Türkiye açısından aslında taşların yerli yerine oturduğu/oturacağı bir sürecin başlangıcı oldu.
Amerika’nın bu yönde bir açıklama yapacağı belliydi ve akabinde başka atraksiyonlara da girişecekti.
Ne gibi mi?
Mesela PKK’yı sahiplenmek ve onu korumaya almak gibi.
Türkiye bunu öngördü ve aynı saatlerde PKK’ya yönelik kahredici bir operasyon başlattı.
Bu satırların yazıldığı anlarda da sürüyordu bu operasyon ve üstelik gayet başarılı geçtiğine dair görüntüler eşliğinde bilgiler geliyordu.
Yani anlayacağınız Amerika’nın hevesini kursağında bırakacak bir gelişme söz konusu.

Konuyu bu yönüyle kısaca kayıt altına alıp gelelim esas meseleye.
Bizim açımızdan moral bozucu değil tam tersine motive edici bir gelişme aslında.
Asap bozan yegâne şey, muhalefetin aldığı tavır.
Ne yazık ki, bu husustaki öngörümüz ayniyle isabet etti.
Esasen bahsini ettiğimiz öngörü bir bilgiye dayanıyordu.
Daha önce bu köşede kaleme aldığımız bir yazının yankılarıydı da diyebiliriz buna.

Malum, bundan 1 buçuk yıl önce şimdiki Amerikan başkanı Joe Biden, katıldığı bir televizyon programında Türkiye ile ilgili konuşurken “Erdoğan’ı mutlaka devirmeleri gerektiğini” söylemiş ve “Bunun için muhalefet partileriyle işbirliği yapacağını” açıkça ifade etmişti.
Biden’ın “soykırım” açıklamasını müteakip sabırla muhalefet partilerinin beyanatlarını bekledim.
Bingo!
Tam da tahmin ettiğim gibi çıktı.
Kılıçdaroğlu’nun, Akşener’in ve Deva ve Gelecek Partilerinin açıklamaları Amerika’yı, daha doğrusu patronları olan Joe Biden’ı kızdırmamaya yönelik yarım ağzı kınamalarla birlikte doğrudan hükumeti hedef alıyordu.
Açık açık, Joe Biden’ın aslında haklı olduğuna dair mülahazalar yürütüyorlardı ki, artık bu sözün bittiği yerdi.
Neymiş asıl sorun bu mandacı muhalefet makulesine göre?
“İç ve dış politikadaki zayıflık” böyle bir netice üretmişmiş!
Yani hırsızın bir suçu yok!
İnsanın “tuh sizin kalıbınıza!” diyeceği geliyor.
Tam bu noktada dikkatlerinizi başka bir noktaya çekmek istiyorum.
Joe Biden, yaptığı aşağılık açıklamada “İstanbul” yerine ısrarla “Konstantinopolis” dedi.
Peki, bu çokbilmiş muhalif zevatın bu hususa dair tek bir eleştirisi var mı?
Tabii yok!
Neden yok?
Çünkü Joe Biden onların asıl patronu ve patronu kızdırıp, küstürmek büyük bir risk içeriyor.
Her an görevden alabilir ve mesela bir kaset marifetiyle başka birini o göreve getirebilir!
Amerikan mandacısı bu sakil anlayışı ve haysiyetsizliği, tüm benliğimle kınıyorum açıkçası!

Joe Biden, açıklama yaparken Amerika’nın soykırım tarihini tabii ki görmezden geldi.
Oysa Amerika yaklaşık 80 milyon Kızılderili masum insanın kanları ve kemikleri üzerine kurulmuş bir devlettir ve bir vampirden farksızdır!
Sadece kuruluşu değil bütün tarihi kanla ve zulümle dolu bu zalimlikler ülkesini ciddiye almak elbette ki mümkün değil ama bu onursuz mandacılara da öfkelenmemek mümkün değil!

Gelelim yazımızın başlığındaki ikinci hususa…
PKK’nın siyasal uzantısı olan HDP Joe Biden’ın açıklamasından çok önce sosyal medya hesabı Twitter’dan; “Ermeni soykırımı utancıyla yüzleşin!” diye bir paylaşımda bulundu.
Bu aşağılık yapı, apaçık bir iftiranın da ötesindeki bu suçlamayı yaparken aslında kimsenin fark etmediği bir noktanın da altını çiziyordu.
1915 hadiseleri diye tanımladığımız, gerçekten trajik hadisenin bizim literatürümüzdeki adı “kıtal”dır!
Yani karşılıklı çatışma.
Buna, Osmanlı’nın geçirdiği zafiyetten istifade edip düşman güçlerle işbirliği yapan Ermenilerin sebep olduğu tartışma götürmeyen bir gerçektir.
Yazı, bunu tartışma amaçlı olmadığı için değinerek geçiyorum.
Asıl anlatmak istediğim bu “kıtal” hadisesinin kapsama alanı.

Evet, Doğu ve Güneydoğu’daki kıtalin özneleri Ermenilerle birlikte Kürtlerdi.
Bölgedeki Ermeni mezalimine dair yazılmış onlarca kitap binlerce belge var.
Mezkûr kıtalde Ermenilerin şehit ettiği Kürt sayısı yaklaşık 500 bin!
Bunu dayanaksız söylüyor değilim.
Bir İslam mütefekkiri olan Bediüzzaman Said Nursi’nin (ki, kendisi Bitlisli bir Kürt’tür) 22 Şubat 1336 (7 Mart 1920) tarih ve 8273 sayılı İkdam Gazetesine gönderdiği bir yazıda bahsi edilen rakama rastlıyoruz.
Bediüzzaman, Ermeni Boğos Nobar ve Kürt Şerif Paşaların Ermenilerle Kürtlerin ortak bir devlet kurmalarına yönelik Paris Barış Konferansında imzaladıkları anlaşmayı şiddetle reddeden ve böyle bir şeyi asla kabul etmeyeceklerini beyan eden yazısının bir yerinde aynen şöyle diyor:


“Dört buçuk asırdan beri İslâm birliğinin fedakâr ve cesur hizmetçi ve taraftarları olarak yaşamış ve dini geleneğine sadakati hayat gayesi bilmiş olan Kürtler, henüz beş yüz bine yakın şehitlerinin kanı kurumadan, şişlere geçirilen yetimlerinin, gözleri oyulan ihtiyarlarının hatıralarını büyük bir üzüntü ile anarken, İslamiyet’in zararına olarak tarihî ve can düşmanlarıyla anlaşma yapmak suretiyle dine bağlılıklarına ters istikamette, ayrılıkçı emeller peşinde gidemezler. Binaenaleyh Kürt milli vicdanının bu şekildeki duyarlılığına ters hareket eden kimseleri de tanımazlar.”

Bu ifadelerden de açıkça görüleceği üzerine 500 bin Kürdü katleden Ermenilere yönelik bu yaklaşım esasen “Kürtlerin Ermeni katlettiği” iftirasına aleni bir hizmettir.
Yani anlayacağınız HDP/PKK yalnız vatan haini değil aynı zamanda Kürtlere de ihanet etmiş soysuz ve cibilliyetsiz bir terör örgütüdür.

Şimdi, yukarıdaki bilgiler muvacehesinde gelişmelere bir kez de bu açıdan bakalım dilerseniz.
Bir yanda, soykırımı icat eden milyonlarca insanın katili bir Amerika ve onların onursuz yerli işbirlikçileri…
Bir yanda sadece vatana ihanet etmekle kalmayıp kendi halkına da ihanet eden, on binlerce masum insanın katili bir terör örgütü…
Ve son tahlilde diğer yanda, bütün bu düşman, işbirlikçi ve hainlerle savaşmak zorunda kalan dindar vatanperverler…

Allah yar ve yardımcımız olsun...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.