SON DAKİKA
Hava Durumu

“Aradığınız Selçuk Türkoğlu’na şuan ulaşılamıyor. Lütfen seçimden sonra tekrar arayınız…”

Yazının Giriş Tarihi: 15.03.2024 05:53
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.03.2024 05:53

Yazı başlığının uzun olduğunun farkındayım lakin karşı karşıya kaldığımız ilginçlik böyle bir başlığı zorunlu kıldı diyebilirim.

İlginçlik şurada…

Selçuk Türkoğlu’nu tanıyanlar yakinen bilirler ki, bu şahıs, siyasi sermayesini kendine özgü geliştirdiği yöntemlerle oluşturdu.

Sendikacılıktan siyasi bir partinin il başkanlığına, oradan da milletvekilliğine uzanan bu serüvende Türkoğlu, hırçın, zaman zaman saldırgan, agresif ve çoğunlukla da komik eylemleriyle öne çıkmıştır. 

Öyle ki, normal zamanda yolda karşılaşsanız, ‘acaba dönüp bir yumruk çakar mı’ diye endişe edebileceğiniz bir yapısı oldu hep…

Sahip olduğu tüm makam ve mevkileri bu agresif tarzına borçludur desek, hata etmiş olmayız…

Türkoğlu’nu en son, AK Parti il binasını basarken görmüştük.

Elindeki benzin bidonlarıyla parti binasına girmeye çalıştı ve kolluk güçleriyle hatırı sayılır bir maraza çıkarmayı başardı…

Başardı diyorum zira niyetiyle ve eylemleriyle yegâne amacı böyle bir başarıya ulaşmak olmuştur mütemadiyen…

İşte bu karakteriyle tanınan Türkoğlu’nu milletvekilliği kesmemiş olacak ki, partisinin Bursa büyükşehir belediye başkan adayı oldu.

Herkes bu adaylık sonrasında, renkli ve eğlenceli bir seçim süreci beklerken, Türkoğlu kendisinden beklenmedik bir biçimde munis, dingin, ağırbaşlı ve sakin bir adam portresi çizmeye başlamasın mı?..

Adaylığının ilan edildiği gün çöpçü üniformasıyla arz-ı endam ederek insanları en başından bu beklentiye sokan kendisiydi esasen…

Sonrası bildiğiniz gibi…

Selçuk efendiyi ara ki, bulasın…

Türkoğlu’nun tüm geçmişini bir kenara koyarak sessizliğe bürünmesi kendisiyle birlikte bir sürü yorumu da getirdi kaçınılmaz olarak.

Çoğunluk, önceki dönemlerdeki müttefiki olan CHP ile perde gerisinde anlaşmış olduğuna hükmetti.

Kendisine bu soru sorulduğunda bir anlığına da olsa eski hüviyetine bürünüp celallendi ve; “bir çay içmişliğim bile yoktur” diye savunmaya geçti.

Doğrusunu isterseniz ben de herhangi bir şekilde çay bile ısmarlanmadığı iddiasına katılıyorum.

Yalnız küçük bir sorun var bu savunmada…

Ne yani Selçuk Türkoğlu, bu türden bir muvazaanın haklı olabilmesi için maddi ilişkiyi meşru mu görüyor?

Yani rakip adaylardan birisi bir diğerine maddi bir imkân sunarsa eğer, o kişinin bunu alması ve seçimi boşlaması meşruiyet mi kazanır?

Açık söylemek gerekirse ben Türkoğlu’nun bunu kastettiğini düşünmüyorum ama söylediğinin bu kapıya çıktığında da hiç şüphe yok. 

Bence Selçuk Türkoğlu, hayatı boyunca kavga ettiği AK Parti zarar görsün de ne olursa olsun anlayışında…

Bu o kadar böyle ki, şimdiye kadar edindiği tüm siyasi sermayesini bile isteye kediye yüklemeye razı geldi.

O derece yani…

Bundan sonra hiç kimse Selçuk Türkoğlu’nun samimi olduğunu düşünmeyecek.

Geçmişte yaptıklarının birer şovdan ve hatta intikamdan öte bir mahiyet arz etmediği ortaya çıkacak. 

Zira yazı başlığından da anlaşılacağı üzere ortalıktan tamamen çekilmiş, bırakın kazanma yarışını, üçüncü olacağı bile kuşkulu bir hal almış…

Selçuk Türkoğlu ister CHP’ye kıyak geçmiş olsun, ister AK Partiden intikam almaya çalışmış olsun, sonuç değişmeyecek…

O, artık esamisi okunmayan, bütün hayatı boyunca edindiği imajı ve itibarı bir çırpıda heba eden adam konumundadır. 

Yalnız şu var…

Bu hal herkes bir hayli rahatlattı doğrusu…

En azından herhangi bir yerde karşılaşıldığında “acaba bir tane çakar mı?” endişesi nihayete ermiş oldu.

Bu da az şey değil doğrusu…

   

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.