SON DAKİKA
Hava Durumu

Başörtüsü Düşmanlığı Hortladı!

Yazının Giriş Tarihi: 15.08.2022 01:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.08.2022 01:09

Karşımızda hastalıklı bir güruh var!

Bize ölesiye düşmanlar ve bu düşmanlıkları bitecek gibi değil.

Kalpleri kin ve nefret dolayısıyla çürümüş ve bu nedenle de insaniyet dışına çıkmışlar.

Şu an 28 Şubat sürecinde olduğu gibi zulmedememenin ıstırabını yaşıyorlar.

Fakat o günkü nefretlerinden ve düşmanlıklarından hiçbir şey eksilmemiş.

Zaten bu yüzden de buldukları ilk fırsatta bu gayzlarını yansıtmayı asla ihmal etmiyorlar.

Bütün bu sözleri ifade etmeme, dün bir sosyal medya kanalına konuşan, isminin önünde “Prof. Dr.” unvanı bulunan, ismi bile seçkinci bir anlayışla konulmuş hastalıklı bir bünyenin açıklamaları neden oldu.   

Şöyle demiş, kalbi kin ve nefret nedeniyle çürümüş şahıs…

“Başörtülüler, psikolog, psikiyatr ve rehber öğretmen olamaz. Başörtülü öğretmenlerin diğer branşlarda da öğretmenlik yapabilmelerine, 'Milli Eğitim izin verdiği için' bir şey söylemek istemiyorum.”

Allah aşkına şu cehalete, şu zeka özürlülüğe, şu insafsızlığa ve şu insaniyet düşmanlığına bakar mısınız?..

Bütün bu herzelerin üzerine de, başta hukukçular olmak üzere diğer alanlardaki başörtülülerle ilgili olarak “alanım olmadığı için yorum yapmayacağım” diyerek tüy dikmiş adeta.

Bu, kelimenin tam manasıyla faşist bir kafadır!

Kendisini seçkin, kendisi gibi düşünmeyenleri de parya yahut ayak takımı sayar.

Eğitimlidir (?) ama asla ve kat’a eğitilemezdir!

Hani nasıl derler, “bu dünyaya ot gelmiş saman gidecek” türünden kimseler…

Hiç sıkılmadan kalbindeki nefrete; ‘ilim’, ‘bilim’ vesaire gibi suret-i haktan gerekçeler uydurur.

Oysa söyledikleri bütünüyle ilme, bilme, akla, zekâya ve hepsinden önemlisi insaniyete aykırıdır!

Toplumda bunun gibiler maalesef çok.

Kendilerini bu ülkenin sahibi sayıyorlar. Bu yüzden de sahipliğin gereği olarak, kendileri dışında kalan insanları, hadleri bilmeye davet edip adeta; “hizmetçilik neyinize yetmiyor, oturun oturduğunuz yerde” dercesine paylıyorlar.

Hatta “hizmetçilik” hakkı tanıdıkları için minnettar olunmasını istiyorlar.

“Hayatın içinden, gözümüzün önünden çıkıp gidin” diyorlar buldukları her fırsatta.

Bakmayın, bunları temsil eden partinin genel başkanının “helalleşmek” gibi ulvi bir kavramı ağzından sakız etmesine!..

Hepsi, topyekûn fena halde diş bilemektedirler!

Şimdi “psikiyatr, hukukçu, öğretmen olmasınlar” diyorlar ama geçmişte biz bunların “hastalarımızı” bile kabul etmediğini biliyoruz.

28 Şubat’ın en acımasız günlerinde Medine Bircan isimli bir hastamızı başı örtülü diye hastaneye kabul etmemişlerdi.

Bin bir acı ve ıstırap içindeki hastayı kapı önüne koymakta zerre kadar tereddüt göstermemişlerdi.

Hastanın ailesi, fotoğrafına mecburen foto şopla peruk ekleyip öyle sokmuşlardı hastaneye…

Öyle bir zulümdü ki, insaniyet tasını tarağını toplayıp savuşmuştu o hastanenin önünden…

Tabii biz, diğer zulümler gibi bunu da unuttuk.

İçimizden bazıları bunların kuyruğuna takıldı.

Bunların kin ve nefretlerinden, kendi paylarına bir şey düşmeyeceği zehabına kapıldılar diğer bir deyişle…

Lakin görüldüğü gibi onlar düşmanlıklarından hiçbir şey kaybetmiş değiller!

Herkesi ve hepimizi acımasızca cezalandıracakları günü bekliyorlar dört gözle…

Bu hazin ve vahim hâl içinse bir ayetin mealine müracaat etmekten başka bir şey gelmiyor elimizden maalesef…

“Ey rabbim! (…) İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helâk edecek misin?”

(A’râf suresi; 155)

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.