BİR ŞEYLER DENİYORLAR!

Bir süreden beridir, muhalif kanadın tüm cephelerinde tehlikeli bir oyun oynanıyor.

Başta CHP olmak üzere İYİ Parti, HDP/PKK, FETÖ, besleme medya ve bunlarla dayanışma içerisinde olan sivil uzantılar, aynı noktaya aynı argümanlarla ve sistematik bir şekilde vuruyorlar.

Çok açık bir şekilde belli ki, bunlara hükmeden “üst akıl” ajitasyon düzeyi hayli yüksek bir suçlama silsilesi üzerinden bir şeyler deniyor.

Denedikleri şey, görüldüğü kadarıyla gerek Cumhurbaşkanının, gerek hükumetin, gerek Cumhurbaşkanlığı İletişim başkanlığının, gerek Cumhur ittifakının ve gerekse bu ittifakı destekleyen ve hali hazırda kahir ekseriyet konumunda olan halkın sabırlarının zorlanması…

Evet, bu odak, ‘nereye kadar direnecek ve hangi noktada sert bir şekilde reaksiyon gösterecek’ diye sabırları test ediyor…

Hatta test etmenin ötesinde resmen zorluyor.

Sabırları zorlayarak, provokasyonlara müsait bir zemin husule getirme peşinde oldukları çok açık. Yalan haberler, iftiralar, tahrik ve tahkir edici nitelemeler bir biri ardına hiç fasıla vermeksizin sökün ediyor.

Neler mi bunlar?

Örnekleyelim dilerseniz.

Mesela Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanından söz ederken “sözde Cumhurbaşkanı” ifadesinde anlamını bulan tahkir ve tahriki…

Bu ifade zühul eseri dile getirilmiş bir söz değil kesinlikle!

Belli ki, planlanmış ve özenle seçilerek kullanılmış…

Burada amaç sadece Cumhurbaşkanına hakaret değil, onu seçen kahir ekseriyetin bam teline basmak!..

Bu ajitatif söylem ile halkı galeyana getirip birtakım yanlışlıklar yapmaya zorlamak istedikleri o kadar belli ki, müşahhas örnekleme yapmaya bile ihtiyaç yok…

Peki, Cumhurbaşkanını ve iktidarı destekleyen kesimin yanlış yapması, birtakım nahoş hadiselere tevessül etmesi ne işlerine yarayacak?

Çok işlerine…

Malumdur ki, husule getirdikleri ittifak birbirinden çok farklı unsurların adeta zorla bir arada tutulmasından ibaret…

Özellikle HDP/PKK’nın ve FETÖ’nün bu yapının birer doğal unsuru olarak mevcudiyeti, diğer muhalif parti tabanlarında bazı rahatsızlıklara sebebiyet veriyor.

Bunu da gerek Muharrem İnce’nin başlattığı hareketten, gerek Sarıgül’ün yeni yapılanmasından ve gerekse sol bir parti olan DSP’nin karşı çıkışlarındaki itirazlardan net bir şekilde görebiliyoruz.

İşte, çatışma vasatı oluşturabilecek bu türden çıkışlar, rahatsızlık belirtileri gösteren tabanı bir anlamda konsolide etmeye yani zoraki de olsa bir arada tutmaya yarayacaktır.

Bu, görülebilen en somut tarafı.

Bunun bir de görünmeyen tarafı vardır ki, bundan önceki yazılarımızda, özellikle de yeni seçilen Amerika başkanı Joe Biden’in Türkiye’ye olan bakışı ve yaklaşımı münasebetiyle birkaç kez dile getirmiştik.

Provokatif yaklaşım sadece Kılıçdaroğlu’nun bu sakil ifadesiyle sınırlı değil elbette.

Son günlerde muhalif cenahın kimi sözcülerinin yine özenle seçtikleri bazı nitelemeler, bu iddiamızı destekler nitelikte bir muhtevaya sahip.

Sözgelimi “militan” suçlaması…

Mezkûr kesimin çok bilinçli bir şekilde kullandığı bu suçlamanın muhatapları ise devletin en mühim unsurları…

Kimler yok ki, bu suçlamaya muhatap olan.

Askerlerden tutun da, yargı mensuplarına, valilerden kaymakamlara varıncaya kadar en üst düzey yapılar bu saldırıdan nasibini alıyor.

Kuşkusuz ki, bunda “suç bastırma” psikolojisinin de rolü bir hayli büyük…

CHP İstanbul İl Başkanının DHKP-C ve kimi silahlı Marksist örgütlerle geçmişte kurduğu irtibat, muhalif partilerin HDP/PKK ile olan yadsınamaz ittifakı, bahsini ettiğimiz “suç bastırmaya” gösterebileceğimiz somut örnekler…

Gelgelelim sonuçta bu bir saldırı stratejisi ve sistematik bir biçimde neredeyse her gün başka bir unsuru yahut şahsiyeti hedef alarak ve hız kesmeden nokta atışı yapmaya devam ediyor.

Evet, çok tehlikeli ve zehirli bir dil, taammüden ısrarla kullanılıyor!

Bu öylesine zehirli bir dildir ki, toplumun tüm katmanlarını çok kısa bir sürede kuşatabilir ve menfur bir çatışmanın fitilini ateşleyebilir.

Anladığım kadarıyla Amerika’nın yeni başkanın öngördüğü ve belirlediği strateji budur!

Türkiye toplumunu gerilim sürecine sokmak ve zaman içerisinde bu gerilimi yükselterek, bahsini ettiğimiz çatışma ortamına sürüklemek…

Açık söylemek gerekirse bu endişe verici durumu derhal kontrol altına almak ve fevkalade bir hassasiyetle meselenin üzerine gitmek gerekiyor.

Aksi takdirde bu kaos stratejisi, istenmeyen hadiselerin tetikleyicisi olabilir.

Aman dikkat!..

---------------

Haberin Doğrusu En Güncel Haber

Haberin Doğrusu, Bursa haber, Bursa son dakika, Doğru haber, Son dakika, Bursa iş dünyası, Bursaspor, Bursa hava durumu, Bursa nöbetçi eczaneler, Bursa ekonomi haberi, Bursa kapalıçarşı, Bursa trafik durumu