SON DAKİKA
Hava Durumu

Birlik, Oda ve Barolar Meslek Örgütü mü, Asalak mı?

Yazının Giriş Tarihi: 18.09.2020 10:17
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.09.2020 10:17

Bu minvalde birçok yazı yazdım, belki tekrar olacak ama bence ne kadar çok tekrarlanırsa o kadar iyi…

Yazı başlığından da anlaşılacağı üzere “Barolar”, “Birlikler” ve “Odalar”dan söz ediyorum.

“Türk Tabipleri Birliği” diye bilinen örgüt hakkında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli “kapatılsın” diye açıklama yapınca bu konuyu tekrar ele alma zamanı geldi diye düşündüm açıkçası. Zira Bahçeli’nin bu açıklamayı yapmasının nedeni, mezkûr örgütün, hükumeti doğrudan hedef alan beyanatı ve bu muhalif tavrının ötesinde halkı paniğe sevk edecek asılsız iddiaları seslendirmesiydi.

Evet, sadece ülkemiz değil bütün bir dünya kritik bir süreçten geçiyor.

Pandemi herkesi ve her şeyi esir almış adeta.

Böyle bir vasatta, sözde sağlıkçı bir örgüt tarafından halkı kışkırtacak ve paniğe sevk edecek bir açıklamanın yapılması, hiç şüphesiz ki, meselenin vahametini kat be kat arttırır!

Bu nedenle yapılan şey muhalefet etmenin ötesinde resmen ihanet!..

Konuyu bu bağlamda uzatmaya niyetim yok.

Asıl maksadım bütün kritik dönemlerde ortaya çıkıp ülkenin ve milletin aleyhinde tavır takınan baro, birlik, oda vesaire gibi oluşumların bu cür'eti ve cesareti nereden aldıklarını sorgulamaktır.

Bu yapıların bir kısmı her ne kadar daha eski bir tarihe sahip olsalar da asıl fonksiyonel hale gelmeleri 60 darbesi sonrasıdır.

Darbe sonrasında oluşturulan anayasada "milli iradenin" üzerine birtakım yapılar (sözgelimi MGK- AYM vs gibi) monte edilerek halkın, bir daha "istenmeyecek" bir yapıyı tercih etmesi halinde onlara dur diyecek bir mekanizma husule getirildi.

80'de 90'larda ve 2000'li yıllarda bu yapıların marifetlerini (!) hep beraber gördük.

İşte bu yapıların bir benzeri de sivil (?) alanda oluşturuldu.

Göbeğinden statükoya bağlı (siz ona CHP'nin yan kuruluşları yahut arka bahçesi de diyebilirsiniz) işbu odalar, birlikler, barolar vesaireler etkin bir konuma getirilerek (sözde), sivil alan da "Bürokratik Oligarşinin" kontrolüne sokuldu.

Aslında düpedüz rejim değiştirilmişti.

Her ne kadar adına "demokrasi" deseler de bal gibi "Korporatizm" tatbik ediliyordu.

Bu sistem, Mussolini İtalya'sından aynen kopya edilen bir yapıydı...

Bildiğiniz Faşizmin İtalyancası yani...

Türkiye'de, 2010 yılından sonra peyderpey vesayet odakları çökertildi ama bunun sivil uzantıları ne yazık ki, unutuldu.

Şimdi benim önerim şudur:

İşbu oda, birlik, baro vesaire yapılar, yasal düzenlemelerle sadece ve sadece meslek teşekkülleri halinde dönüştürülmelidir.

Meslek mensuplarının bu odalara, birliklere ve barolara üye olma mecburiyetlerinin kaldırılması, bunların; ruhsat, sertifika, onay veren makamlar olmaktan çıkarılması sağlanmalıdır.

Sayın Bahçeli’nin önerdiği “kapatma” yerine bu yöntem çok daha etkili olacaktır eminim.

Zira onlar, meslek mensuplarının kanını emen zararlı asalaklardan başka bir şey değildir.

Sömürü alanlarının ortadan kaldırılması bunları tamamen işlevsiz kılmaya yetecektir.

Yani bir anlamda yılanın dişini ancak böyle sökebilirsiniz.

Varsın ondan sonra kimler istiyorsa onlar üye olsun...

Aynı alanda birden fazla yapılanma arz-ı endam etsin.

"Modern feodalite" (tabir ve terkib bendenize aittir) tabir edilecek bu yapıları tarihin tozlu sayfalarına gömme vakti gelmiştir.

 

Nihat NASIR

nihatnasir@gmail.com

 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.