SON DAKİKA
Hava Durumu

Demirtaş Katildir! Peki, Ya Savunanlar?..

Yazının Giriş Tarihi: 10.10.2022 00:18
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.10.2022 00:18

6-8 Ekim hadiselerinin 8.ci sene-i devriyesi.

Yani Selahattin Demirtaş’ın Kobani hadiselerini bahane edip HDP/PKK’lıları kalkışmaya çağırdığı ve ardından başta Yasin Börü olmak üzer 37 kişinin öldüğü meşum olaylar dizisi…

En sonda söyleyeceğimi en baştan söyleyeyim.

Bu kalkışmanın asıl faili Selahattin Demirtaş’tır ve bu şahıs 37 masum insanın katilidir!

Demirtaş, HDP/PKK’nın cinayetlerini baş sorumlusudur fakat gelin görün ki, bugün 6’lı masa tesmiye edilen yapı, 37 masum insanın katlinden sorumlu bu mücrimi aklamak için ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar.

Sözgelimi Akşener, kahvaltı yapabileceğini söylerken, Karamollaoğlu, Babacan ve Davutoğlu masum olduğu yönünde açıklamalar yapmakta hiçbir beis görmüyorlar.

Hele Davutoğlu, Demirataş’ın kendisine yönelik “mal mal izleyeceksiniz” hakaretine açtığı davadan vaz geçip bu aşağılayıcı hakareti sindirmeyi göze alacak kadar ileri gitti malumunuz.

Dikkat ettiyseniz CHP’den söz etmedim zira CHP, artık savunmanın ötesinde bizzat HDP’lileşmiştir ve bu örgütün yan koludur artık!

Gelin Kobani hadiselerinin gerekçe gösterildiği 6-8 Ekim kalkışmasının nasıl başladığını bir kez daha hatırlayalım.

HDP/PKK, türdeşi olan CHP ile el ele verip kendilerini sahneye süren güce dayanarak o günlerde memleketi yangın yerine çevirdiler bir anda.

Geçmişte Kürt halkına zulmeden eski rejimin yaptığı hangi mezalim türü varsa, bir bir kendileri uyguluyorlardı bu kez.

Mesela Jitem'in ev baskınlarına öykünmüş olsalar gerek ki, ev bastılar!

Faili meçhul cinayetleri çok sevmiş olacaklar ki, yüzlerine kapayarak masum insanları acımasızca katlettiler.

Araçlara bağlanan ceset görüntülerinden çok etkilenmiş olacaklar ki, öldürdükleri masum insanların cesetlerini sürüyerek sokağa taşıdılar ve kafalarını taşla ezdikleri yetmiyormuş gibi araçlarla üzerlerinden geçerek zulümde eski rejimden geri kalmayacaklarını ispatladılar!

Köylünün kışlık iaşesini ‘örgüte yardım etmesinler’ gerekçesiyle köy meydanına döküp talan eden zalimlerden örnek almış olacaklar ki, kendi halkının dükkânlarını yakıp yağmaladılar!

Ve daha bir sürü şenaat...

Kobani kelimenin tam manasıyla bir bahaneydi.

Onlar Müslüman halkı, daha doğrusu Müslüman Kürdü sevmiyor, herkesin, kayıtsız şartsız kendilerine tabi olmalarını istiyorlardı.

Kobani, bir güç gösterisi için fırsat tanımıştı kendilerine.

Öyle olmasaydı eğer, bir tek sivilin bile kalmadığı mezkûr yer için, üstelik birkaç gün önce sınır ötesi operasyona izin veren ‘Meclis Tezkeresine’ hayır demelerinin ertesinde, böylesine paradoksal bir yaklaşım sergiler miydiler hiç?

Kobani gerekçesiyle girişilen kalkışma, hiç şüphesiz ki, ‘Gezi’ ve ‘17-25 Aralık’ darbe teşebbüsünün üçüncü ayağıydı.

‘Gezi’yi ve ‘17-25 Aralık’ı kim tertiplediyse Kobani gösterilerinin arkasında da o vardı elbette.

CHP ve Paralel İhanet Çetesiyle el ele verip bu kalkışmayı ete kemiğe büründürmeye çalışanlar, başta Kürt halkı olmak üzere bu millete topyekun ihanet etmişlerdir!..

Gerisi hikâye...

Bugün, yukarıya özetle derç ettiğimiz hadiseleri ve iç savaş teşebbüsünü unutup HDP ile dayanışmaya girenlerin eli, 37 masum insanın kanına bulaşmıştır ve elbette ki, bir gün bunun hesabını halka ve bu millete vereceklerdir.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.