SON DAKİKA
Hava Durumu

KILIÇDAROĞLU, VAZİFESİ GEREĞİ SALDIRIYOR !

Yazının Giriş Tarihi: 03.05.2021 09:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.05.2021 09:09

CHP bir projeydi.

Mütegallibenin, Osmanlı'nın şahsında, bir daha İslâm belasıyla karşılaşmamak için Müslümanları ve dini değerleri içeriden ifsat projesi...

Benzer ifsat projeleri İslam coğrafyasının her yerinde tatbik edildi.

Şüphesiz ki, Hilafet Merkezi olmaklığı hasebiyle en şedit olanı Türkiye'nin payına düştü.

Bu yüzden İslam milletiyle irtibatın kökünden koparılması için Hilafet ilga edildi.

Bu yüzden, tarih boyunca hiçbir şekilde denememiş "bir milletin dilini topyekûn değiştirme" operasyonuna, bu ülke insanı ve değerleri muhatap kaldı.

Bu yüzden, değme müstevlilerin bile işgal ettiği yerlerde tatbikini aklından geçirmediği kılık kıyafet dayatması bu millete reva görüldü.

Bu yüzden, tarihte ilk kez ezan tahrif ve tağyir edildi.

Bu yüzden, 1400 yıllık muhteşem ve muazzam müktesebatın imhası için harf inkılabı yapıldı.

Vesaire vesaire vesaire...

 

Bütün bu yıkım ve imha operasyonlarının merkezi CHP'ydi.

Bir milleti bütünüyle ortadan kaldırıp yerine ucube ve vahşi bir 'topluluk' ikame etme projesinin bizzat kendisi hatta...

Meselenin ehemmiyetini müdrik bütün düşünen kafalar bu hususa özellikle dikkat çektiler.

Mesela Bediüzzaman, mesela Süleyman Hilmi Tunahan efendi, mesela Necip Fazıl...

Hepsinin nezdinde bu parti 'Deccalizmin karargâhı" hükmündeydi.

 

Bir gün, Kader-i İlahi ve bu ifsat projesinin tatbikine müdahale etti ve akış değişti.

O günden beri bu parti, milleten mütemadiyen tokat yiyip duruyor.

Her 10 yılda bir tekrar eskiye dönüş için bir takım operasyonlar yapılsa da sonuç değişmedi.

Sonra bir gün, Müslüman görünümlü bir ihanet şebekesi, bu yapıyla gizli bir ittifak gerçekleştirerek, parmaklarında oynatacakları birini, yine şen'i bir operasyonla başa getirdi.

 

Kılıçdaroğlu...

Bu zat da bir proje...

Her açıdan kullanışlı.

Zekâ derinliği olmayan, söyleneni yapmakta hayli mahir, ortaokul düzeyini aşmayan bir müktesebat (!) sahibi, hakaret dağarcığı bir hayli zengin ve hepsinden önemlisi adanmış...

 

İllegal yollarla ve montaj yöntemiyle husule getirilmiş tapeleri meclis kürsüsünden suç olduğunu bile bile (yoksa suç olduğunu bilmeyecek kadar konu dışı mı?), okumak ve dinletmek, gözü kara olmanın ötesinde bir adanmışlığı gerektirir elbette.

 

CHP, bidayette İslâm neyi vaz ediyorsa onun tam karşısında durarak vazifesini ifa ediyordu.

Mevcut CHP ve onun Genel Başkanı da Türkiye'nin (ve dolayısıyla İslam âleminin), selametine çıkacak yolun tam karşısında...

Bunun için en süfli yöntemlere başvurmaktan içtinap etmediğine hep birlikte tanıklık ediyoruz.

Küfürse küfür, hakaretse hakaret, montajsa montaj, ne gerekiyorsa o.

Mütemadiyen kulağına üfürülen, diğer bir deyişle sufle edilen yalan ve uydurmalarla saldırı pozisyonunda.

Sanırım “ajans” böyle emrediyor.

Nerede absürt, aslı astarı olmayan yalan bir iddia varsa, onu, Kılıçdaroğlu’nun ve “A Takımının” ağzında çiğnenirken görürsünüz. 

En son, bir TV kanalında, 15 Temmuz’da askerlerin ve tankların yanından sıvışarak “güvenli bir eve gidişi” sorulduğunda, hiç sıkılmadan bunu kabullenmenin yanında “Cumhurbaşkanı da geçseydi” diyecek kadar akıldan, mantıktan, izandan ve gerçeklikten uzak bir beyanatta bulundu.

İttifak ettiği örgütün gözetiminde bir yerden bir yere geçmeyi utanç vesilesi saymadığı gibi bunu 0-6 yaş grubu zekâsıyla ifade etmekten de utanmadı.

Herkesin “akıllara zarar” bulduğu bu açıklama onun için iftihar vesilesi bir itiraftı aslında.

 

Kılıçdaroğlu'nun, Cumhurbaşkanına yönelik yüz kızartıcı ifadelerle saldırması, kendisinin ve partisinin proje oldukları gerçeğiyle birlikte ele alınmalıdır.

Meseleye bu açıdan bakıldığında, olup biteni daha net görme şansına ulaşırız.

Bu nedenle dikkatleri, zarfa değil mazrufa yoğunlaştırmalı...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.