SON DAKİKA
Hava Durumu

Kötülük Çağı Yahut Çağdaş Kötülük

Yazının Giriş Tarihi: 29.08.2022 09:16
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.08.2022 09:16

Zamanı kokutanlar mürteci diyor bana / Yükseldik sanıyorlar, alçaldıkça tabana...”

                                                                                               Necip Fazıl Kısakürek  

Bazı kavramlar vardır ki, önümüze konduğunda, hiç sesimizi çıkarmadan bunun doğru ve isabetli olduğunu kabullenmemiz istenir.

Büyülü kavramlardır bunlar…

Sorgusuz sualsiz, ‘iyinin, doğrunun ve güzelin’ yerine ikame edilmiştir her ne hikmetse…

Hani, ‘dogma’ dense yeridir…

Sözü fazla dolandırmadan üzerinde değerlendirme yapacağımız kavramın adını verelim:

‘Çağdaş, çağdaşlık’…

Nedir çağdaş yahut çağdaşlık?

Kelime anlamıyla bakarsak, ‘aynı anı ve aynı zamanı paylaşmak…’

Bu nitelemeyi kavrama dönüştüren anlam zaviyesinden baktığımızda da, ‘çağın değerlerini savunmak/savunan’ diye özetlememiz mümkün…

Peki, çağın değerlerini savunmak, neden yüzde yüz doğru olsun ki?

Çağın değerlerinin mutlak surette, ‘güzel’, ‘doğru’ ve ‘iyi’ olduğu önyargısı da nereden çıktı?

Mesela toplu katliam silahlarının bu çağın değerleri arasında olduğu gerçeğini ortaya koysak ve sorsak, ‘bu lanet olası şeyin neresi doğru, neyi iyi ve nasıl bir güzelliğe sahip?’ diye, eminim cevap verecek bir Allah’ın kulu çıkmaz…

Sahi, atom bombası bizim neyimiz olur?

Diğer ‘çağdaş’ insanlık trajedilerini, örneğin küresel ısınma gibi, hatırlatmaya ise, gerek bile yok…

Çağdaşlık, zamanla ilgili bir kavram…

Tıpkı, ‘moda’, ‘modern’, ‘asri’ gibi…

Bir olgunun, zamana hapsedilerek kıymetlendirilmesi ideolojisinin diğer adı da denebilir, çağdaşlık için.

Bu nedenle de, çağdaşlığın yüceltilmesi, bir anlamda, insanın, içinde yaşadığı zaman dilimine kutsallık atfetmesidir.

Bu enteresan yaklaşımı, ideolojik kamplaşmanın ötesinde bir tür ‘zamane tarikatı’ şeklinde değerlendirmekte mümkün aslında…

Öyle ya, sırf bu zamana aittir diye sorgusuz sualsiz iyiliğine, güzelliğine ve doğruluğuna hükmedilmiş bir değerler silsilesi, olsa olsa ‘dogma’ kavramıyla izah edilebilir…

Günümüzde, adının önünde ‘çağdaş’ bulunan onlarca meslek örgütü ve STK mevcut.

Bunların hepsi de, bilerek yahut bilmeyerek, zamanı yüceltip geçmişe kötü gözle bakarlar.

Yaptıklarının yanlış olduğunu söylemeye kalktığınızda da; ‘ne yani sen çağdaş değerlere karşı mısın? Sakın sen gerici falan olmayasın?!’ şeklinde bir azarlama ve paylama pozisyonu alırlar.

Kendilerini ‘çağdaş’ olarak nitelediklerinden, kendilerine benzemeyen herkes, kaçınılmaz olarak ‘çağdışı’ olur.

Zira bu kavramın ‘mefhum-u muhalifi’ tam da bu anlamı taşır… 

Bunlara göre çağdaşlık ne kadar kutsal bir şey ise çağ dışılık da o kadar müstekreh bir haldir.

Bu durumda da akla hemen şu soru gelir…   

Çağdaş olmayan, yani içinde yaşadığımız zaman diliminin çok gerisinde kalan ve fakat insaniyeti yücelten değerler söz konusu olduğunda ne yapacağız?

‘Çağdaşlığı’ önkoşul olarak hayatlarının merkezine koyanların bu soruya bir cevapları vardır elbette…

Şu bir gerçek ki, verecekleri cevap ne olursa olsun, yaklaşımları ‘ideolojik’ bir saplantının ötesine asla geçemeyecektir.

İçinde, karşıdakini yok sayan, onu aşağılayan ve hatta elinden gelse bir kaşık suda boğma temayülü taşıyan bir anlayışın, başka bir sonuç üretmesi de esasen mümkün değildir.

İnsanların refahını, huzurunu ve mutluluğunu esas olan ve fakat yüzlerce yıl öncesine ait değerleri refere eden anlayışın, sırf bu özelliğinden ötürü ‘gericilikle’ itham edilip yadsınmasının başka bir adı var mıdır?

Yaşadığımız zaman diliminde bizlere, ‘mutlak iyi, doğru ve güzel’ olarak yutturulmaya çalışılan tüm olgular bir bir tarihin çöplüğüne doğru yol almada…

Mesela, zihinlere bir Tanrı edasıyla çöreklenen Amerikan heyulası, İsrail miti gibi…

Kapitalizmi, sömürgeciliği ve daha bir sürü kan ve vahşet üretmiş olguyu bu bağlamda ele almamız mümkün…

Paradigma, topyekûn iflas etti…

Bu sebeple, dayatılan kavramları bir kez daha gözden geçirme zamanı… 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.