Miraç Yahut Bir Kutlu Seyahat

“Ayetlerimizden bir kısmını ona göstermek için kulunu bir gece Mescid-i Haramdan alıp, çevresini mübârek kıldığımız Mescid-i Aksâya seyahat ettiren Allah; her türlü noksandan münezzehtir. Şüphesiz ki O her şeyi hakkıyla işiten, her şeyi hakkıyla görendir.”

(İsrâ Suresi, 1)

İsrâ: Kutlu bir seyahatin adı...

İnsanı; yaratılmışların en şereflisi kılan Ekremü’l Ekremin’in, onlar içinden seçtiği ‘en sevgili’ (S.A.V.) olanı, en ayrıcalıklı kıldığı muhteşem hadise!..

İnsanlığın, “elest bezmi”nden beri süregelmekte olan yüz binlerce yıllık hayat yolculuğunun, “Rahmeten lil âlemin”, Muhammed Mustafa (S.A.V.) efendimizin mümessilliğinde huzur-u İlahiye kabul edilmesiyle, ikramın zirvesine vardığı en bahtiyar zaman dilimi!..

‘Sıddık’ları, kalbinde maraz olup da aklı gözüne inmiş bedbahtların safından ayıran mübarek ve harikulâde bir mihenk taşı!...

Mirac gecesi. Daha doğrusu, Allah’ı sevme davasında, itaat ettiğimiz ölçüde sadakatimizin muteber sayılacağı ve bir anlamda Allah’a iman etmenin kendisiyle mana bulduğu Habib-i Ekrem (S.A.V.)’in muhteşem yolculuğunun sene-i devriyesi... 

Bilindiği gibi bu harikulâde hadise, Efendimiz (S.A.V.) tarafından Kureyşlilere anlatılmış ve fakat onlardan şiddetli bir itiraz gelmişti. 

Müşriklerden birisi Hz. Ebubekir’i görünce ona Efendimizin böyle bir iddiada bulunduğunu söyleyerek ‘hâlâ ona inanıp inanmadığını’ sormuş. 

Hz. Ebubekir (R.A.): “Eğer bunu Allah’ın Resulü söylüyorsa, kesinlikle doğrudur!” diyerek, sahih bir imanın nasıl olması gerektiğini açıkça göstermiş ve bu sadakatiyle de ‘Sıddık’ yani doğrulayan ve doğrulananlardan olmuştu. 

Mirac gecesi. Allah’a yakın olmaya vesile teşkil eden müstesna bir gece. 

Geceyi değerlendirmek nasip meselesi... 

Geceden önceki gün Cuma idi…

Bereket üstüne bereket, nur üstüne nur!

O halde…

Dua edin! 

Kendiniz için, evlad u ıyaliniz için, dostlarınız için, tanımadıklarınız için, ülkemiz için, tüm ümmet için mazlum milletler için depremde vefat eden kardeşlerimiz ile depremin zorluklarıyla karşı karşıya kalan halkımız için ve Allah rızası için!... 

Bir şey daha... 

İslâm’a ve Müslümanlara tasallut eden zalimlerin, kâfirlerin ve alçakların kahrı için yakarmayı lütfen unutmayın!