Muharrem İnce Asla Parti Kurmayacak!

Aslında çok hızlı gündem değişikliği nedeniyle daha önce kaleme almayı planladığım bir
yazıydı ama dediğim gibi değişen gündem ertelememe neden oldu.
Peki, neden şimdi?
Manşetlere yerleşen bir haber konuyu yeniden güncel hale getirdi de ondan.
Haber şu:
“Muharrem İnce Harekete Geçti!”
Benim yazıma başlık yaptığım iddiayla çelişik gibi görünüyor değil mi?
Değil…
Bendeniz tam da buna işret ederek iddiamı dillendirmek niyetindeyim esasen.
Muharrem İnce’nin ‘harekete geçmesi’ kesinlikle parti kuracağı anlamına gelmiyor.
Zira o, altını ısrarla çizdiği gibi parti kurmaktan değil “bin günde” olgunlaşacak bir hareketten
söz ediyor.
Bin gün yani kabataslak 3 yıl…
Yani 2023 seçimleri gelip geçecek…
3 yılı kapsayacak bir hareket mi olur?
Olur…
Eğer parti kurmaya niyetiniz yoksa, sırf vaziyeti idare etmek maksadıyla ortaya çıkmışsanız
neden olmasın!..
İşte bendeniz, bu alenen deklere edilmiş gerçek üzerinden bir okuma yapıyorum.
Peki, parti kurmayacaksa bu hareketin ne anlamı olacak?
Açık söylemek gerekirse doğru sorunun bu olduğu kanaatindeyim.
Sorunun cevabına geçelim ama önce kısa bir değerlendirme…
Hatırlarsınız, bundan bir süre önce Amerika başkan adaylarından Joe Biden Türkiye’de
Erdoğan’ı devirmek amacından olduklarını, bunun için de muhalefet ile işbirliği yaparak bu
amaca ulaşacaklarını ifade etti.
Gerçi bunu 8 ay önce söylemişti ama Türkiye’de bu, yeni gündeme geldi.
Bu söz değil 8, 18 ay önce söylenmiş olsaydı da değişen bir şey olmayacaktı.
Zira ele alınan konu 8 yahut 18 ayla sınırlanacak bir şey değildi.
İşte iddiamız bu yaklaşımdan hareketle anlamını buluyor.
Zira Joe Biden’in işaret ettiği Türkiye’deki “muhalefetin” içerisinde Muharrem İnce de var!
Bir önceki seçimde İnce’nin başkan adayı olduğu hepimizin bildiği bir şey…
Evet, Türkiye üzerinde hesabı olan tüm güçler umudunu bu noktaya teksif etmiştir ve bütün
projeksiyonlar bu hesap üzerine kurulmuştur.
Şimdi diyeceksiniz ki, Muharrem İnce’nin bu projeksiyonlarla ilgisi nedir?
Haklı ve yerinde bir soru…
Muharrem İnce CHP tabanındaki Kemalist/ulusalcı kitlenin umut bağlayabileceği birkaç
kişiden birisidir.
Hatta birincisidir.
Bu nedenle önemli bir yere ve işleve sahiptir.

Bununla birlikte, Türkiye’yi dizayn etmek isteyen güçler, Tayyip Erdoğan’ın karşısına tek bir
adayla çıkmak zorunda olduklarının farkındadırlar.
Muharrem İnce’nin bütün hesapları altüst edeceğini gayet iyi biliyorlar ve bu yüzden
Abdullah Gül’den başka alternatifleri yoktur.
Fakat bu amacın gerçekleşebilmesinin önünde ciddi bir engel vardır.
Abdullah Gül’e CHP tabanındaki hatırı sayılır miktardaki seçmenin rezervi…
Yani CHP’ye oy veren yaklaşık yüzde 20’lik bir kitle Kemalist reflekslere sahip ulusalcılardan
oluşuyor.
Bu kitle ise Abdullah Gül’ü, Tayyip Erdoğan’dan hiç de farklı görmüyor ve böyle bir adaylık
söz konusu olduğu takdirde sandık başına gitmeyebilir.
Bu handikabı aşmak için mezkûr kitlenin ikna edilmesi mecburi…
Mevcut şartlar muvacehesinde bu, şimdilik mümkün görünmüyor.
Bunun için zamana ihtiyaç var.
Daha önceki yazılarımdan birinde ‘Deva’ partisinin, CHP tabanındaki bu kitleyi Abdullah
Gül’ün adaylığına razı etmek ve bir anlamda hazırlamak amacıyla kurulduğunu ifade etmiştim
hatırlarsanız…
İşte İnce de bu amaç için sahneye sürülmüş aktörlerden birisidir.
Yani CHP tabanındaki Kemalist/ulusalcı kitle CHP tandanslı başka bir oluşuma kaymasın diye
İnce tarafından kontrollü bir şekilde rölantide tutulacak ve aday belirlenme süreçlerinde
sandık başına gitme yönünde ikna edilmeye çalışılacak.
Projeksiyon özetle böyle.
Bu hangi ölçüde gerçekleşecek, bilemem ama muhalif cenahın elinde bundan daha işe yarar
bir proje ve alternatif yok.
Yani işe yarayabilecek tek alternatifi heba etmek istemedikleri için çok sıkıntılı da olsa böyle
bir atraksiyon yapmak zorundalar.
Yoksa kendileri de biliyorlar ki, Muharrem İnce’nin adaylığının söz konusu olduğu bir seçimde
Tayyip Erdoğan’ın kazanması garanti gibi bir şeydir.
Şu an bizim zaviyemizden görünen vaziyet budur.
Doğrusunu Allah bilir elbette…

Nihat NASIR
nihatnasir@gmail.com